Nobel Barış Ödülüne Giden Yol…

Kıvanç BUHARA

1963’ten beri, bölünmüş bir başkent ve bölünmüş bir ada… Sanırsınız, ortasından deniz geçti! Bölünmüş kaç ülke kaldı bizim ülkemiz gibi…? Hiçbir zaman birleşemeyecekmiş gibi ayrı duran; Dikenli tellerle örülü, Yüksek duvarların ayırdığı doğu-batı Berlin gün geldi doğusundan batısından kurtuldu, birleşti, bir Berlin oldu! Yüzlerce Doğu Alman, Batı Berlin’e kaçabilmek için daha duvarları aşamadan vuruldu! Gün geldi ne Doğu Berlin kaldı, ne de Doğu Almanya! Ve elbette gün gelecek ne Güney Lefkoşa kalacak ne de Kuzey Lefkoşa… Gün gelecek Kuzey ve Güney Kıbrıs olmayacak! Bir Kıbrıs adasında yaşayan iki halk olacak… Adına ister Federal Kıbrıs deyin, ister Birleşik Kıbrıs… İsterseniz “ Kıbrıs Federal Cumhuriyeti” deyin! Nihayetinde, bölünmüşlük ortadan kalkacak! Hiçbir kapıda bekletilmeksizin, kimlik ve vize kontrolü yapılmaksızın vatandaşlar tüm Kıbrıs’ta özgürce dolaşacaklardır! *** Bu gün, gördüğünüz gibi, tüm olumsuzlukları ve imkansızlıkları kafamdan attım! Optimist olmaya çalışıyorum! Ve “ Financial Times” gazetesinin haberine taktım! Ne diyor bu İngiltere’nin uluslararası iş gazetesi? “ Akıncı ve Anastasiadis Nobel Barış Ödülüne aday gösterilebilirler… Niçin? Yıllardır bölünmüş olan Kıbrıs’ı birleştirmek için olağanüstü çaba harcıyorlar… Başarabilirlerse… Ve gerçekten iki toplumun da “evet” diyebileceği bir sonuca ulaşılırsa… Nobel’lerden Nobel beğensinler! Ve ikisinin de yan yana duran heykelleri dikilmeli Kıbrıs’ın her tarafına! EOKA, ENOSİS, TMT, TAKSİM gibi sözcükler Kıbrıs’ın her tarafından silinmeli… Tüm kitaplardan kaldırılmalı… Federal Anayasa, toplumlar arası ayrımcılığı, düşmanlığı reddetmeli… *** Bütün bu isteklerimiz hayal olarak kalmamalı… Rüyalara ve hayallere inanmak istemeyebilirsiniz… Morallerin bozulacağı anlar olabilir! Birileri çıkıp “ dikkatli olun, Rumlar sizi her an boğazlayabilir” de diyebilir! Kuzeyde bu sefer “ hayır” çıkması için en yetkili ağızlar korku salabilir… *** Öyle görülüyor ki… Bu seferki “ evet mi, hayır mı?” kavgası çok çetin geçecek! Toplumumuzun önüne konacak antlaşma metni hakkında, yetkili-yetkisiz birçok otorite “laf” sokacak! Kafa karışıklığı yaratmak için ne masallar anlatılacak… Açıkçası, zor günler daha önümüzde! Kıbrıslı Türkler önemli bir yol ayırıma doğru koşuyor… “ Ya uygar geleceğe doğru yol alacağız” Yada, “Geçmişin Ortaçağ karanlığında yok olacağız!”