“ÖLDÜRMEK İSTEMİYORUM”

Ayşegül Garabli

Vicdani ret, aslında bir vicdan işidir.
Öldürmeme isteğidir.
Merhamet duygusu ve hoş görü felsefesidir.

Gençlerin ,” Ben insan öldürmeye karşıyım. Ben savaşlara karşıyım” diye haykırdığı bir isyandır.
Barış elçiliğidir.

Bu durumun desteklenmesi, aslında savaşlara duyulan tepkidir.

O yüzden bu durumun “ görevden kaçmak” gibi algılanması kafalarda yok edilmek istenen savaş zihniyetini desteklemektir.

KKTC’de az sayıda gencin başlattığı bu anlamlı eylem, dünyada bir çok ülkede insan haklarıdahilinde bir haktır ve yasaldır.

Özellikle bizim gibi barışa, anlaşmaya ve izole durumdan kurtulmaya susamış bir ülke için ise gerekliliktir.

Barış için temel bir tohum niteliğindedir.

Elbette ki devasa silah tacirlerinin dünyayı ele geçirdiği ve savaşlarla beslenen siyasetin dünyaya hakim olduğu bu zamanda savaşları bitirmek kolay değildir ve neredeyse imkansızdır.

Ancak atılan her tohum mutlaka ki filiz verir ve  beyaz barış güvercinlerinin taşıdığı tohumlar başka başka yerlere de taşınır.

Emperyalizme karşı verilen hangi mücadele kolay olmuştur ki?

Kadınların statü eşitliğinde verdiği mücadeleler kaç yüz yıl sürmüştür ve hala daha verilmektedir.

Ancak başladığı noktada mıdır?

Hayır!!

Bu gün hala daha mücadeleye muhtaç bir konu olmasına rağmen kadınlar bu konuda büyük yol kat etmişlerdir ve neredeyse dünyadaki tüm alanlarda söz sahibi olmuşlardır.

Eğer bu gün ülke yöneten kadınlar varsa, ufacık bir fabrikada bir avuç kadının başlattığı eşitlik mücadelesi sayesindedir.

Belki bu gün bir çok kişi bu mücadeleyi başlatan kadınların adlarını dahi bilmiyorlardır ama yarattıkları özgürlükten yararlanan milyonlarca kadın var.

Bu özgürlüğün yarattığı güzellikleri yaşayan milyonlarca erkek ve çocuk var.

O yüzden bu gün KKTC’de savaşa hayır diyen bu zihniyeti başlatan bir avuç genç de adı duyulmayacak kahramanlar olarak geçecek tarihe.

Bir çok gencin , bir çok ana- babanın içindeki sesin tercümanı olacaklar.

Kaldı ki gençlerin hayatlarının en verimli çağında, hayatlarını kurup yetenekleri ile memleketlerine ve insanlığa yetenekleri doğrultusunda hizmet verecekleri çağda kesintiye uğratılmaları, belki de ellerindeki şansın ellerinden alınmaları ne kadar doğru?

Gerçekleri gözden kaçırmamak lazım.

Gerçeklerimizle yüzleşmek lazım.

Dünya ülke korumasını bile geliştirdiği teknoloji ile yaparken, bizim gençleri gelişimden koparıp , herkesi istinasız silah altına almamız ne kadar doğru?

Özellikle dünyanın askerliği meslek olarak kabul edip bu işi profesyonel hale getirdiği bir zamanda her genci işinden ve başarılarından koparıp edilgen bir hale getirmek bu çağda yarardan çok zarar verir ülkeye.

Zaten dünyada da ülke savunması konusunda zorunlu askerliğin olduğu ülkeler değil, profesyonel askerliğin olduğu ülkeler daha başarılı.

Çünkü gençler yetenekleri doğrultusunda ülkelerine hizmet verirken, askerliği meslek olarak yapmak isteyenler de bu alana yöneliyor.

Kaldı ki bir ülkenin savunmasında en büyük rol ,güçlü bir ekonomi ve üretimin sağlanmasıyla mümkündür.

O yüzden  vicdani hakkını kullanmak isteyen gençleri yargılayıp hapse göndermek yerine onlardan nasıl faydalanabiliriz, düşüncesi ile ülke ekonomisini ve ülke üretimini planlayan politikaları üretmekle uğraşmak gerek.

Vicdani ret hakkını kullanmak isteyen gençler desteklenerek, bu işin yasallaşması yönünde çaba harcamak gerek.

Savaşları değil barışa katkı koyacak zihniyetleridesteklemek gerek.

Dolayısıyla bu gün hükümet edenler seçim dönemi parti programlarına koydukları “vicdani ret yasasını” çıkararak hem gençlerimizin önünü açmalı, hem de   dünyada barışa katkı koymalıdır.

Diğer yandan gerekli ve yararlı  gördükleri için parti programlarına koydukları bu konuyu yasallaştırarak kaybettikleri güveni de tekrar kazanma şansını kendilerine tanımalıdırlar.

Zira başta da dediğim gibi vicdani ret, aslında bir vicdan meselesidir.

Bu gün başlayan bu kıvılcım bir gün tüm dünyayı saracaktır, bundan hiç kuşkum yok.
Vicdani ret dalga dalga yayılarak dünyayı savaşsız bir dünya felsefesi saracaktır.

O yüzden yetkililerden ve savaşa hayır diyen her bir bireyden bu” vicdani ret” hakkını kullanan gençlere destek vermelerini ve bu  hakkın yasalaşmasına katkı koymalarını bekliyorum.

Yeter artık!

Savaşlar olmasın, çocuklar ölmesin.
Pırıl pırıl gençlere,  silahlar yerine yeteneklerini kullanacakları imkan verilsin.

Zira bu gençler “ Öldürmek istemiyorum” diyor.

“Savaş cinayettir” diyor.

Öyleyse vicdani ret de  haktır !!!!