Özkızan: Asgari Ücret Tespit Komisyonu Lağvedilmeli
Bağımsızlık Yolu Genel Sekreteri Celal Özkızan, piyasadaki zamlar doğrultusunda asgari ücretin belirlenmediğini söyleyerek, gider kalemlerinin çoğunun döviz üstünden olduğu bir ülkede yapılan zammın da bir anlamının kalmadığını vurguladı. Asgari ücretin 11 bin 800 TL olarak belirlendiğin ve yürürlüğe girdiğini anımsatan Özkızan, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun lağvedilmesi gerektiğini de ekledi. Bağımsızlık Yolu’nun sözünü onaylayan bir gelişmenin yaşandığını da aktaran Özkızan, asgari ücretin arttırılmasıyla devletin, işverenlere prim desteği yapma kararı aldığını, ancak bu prim desteğinin 10 ve daha az çalışanı olan işyerleriyle sınırlandırdığını ifade etti. Özkızan, bu konunun, Bağımsızlık Yolu’nun dile getirmeye çalıştığı bir ayrım olduğunu, özel sektör patronu dendiğinde küçük işletmeyi kastetmediklerini belirtti.
10 kişiden az çalışanı olan işletmelere verilecek prim desteğini olumlu bulduklarını belirten Özkızan, şube ayrımına bakılarak yapılması halinde çok sayıda çalışanı olan ancak hiçbir şubesinde 10’dan fazla çalışanı olmayan işverenler de bu destekten yararlanabileceğini, bunun da büyük haksızlık olacağını söyledi. Özkızan, “kısacası ödeyebilme gücü olan patronların bu primden yararlanmasının önüne geçilmesi gerekir, şubeden ziyade bir patronun toplam çalıştırdığı işçi üzerinden bu ayrımın yapılması gerekmektedir” ifadelerini kullandı.
Ekonomik, siyasi, sosyal ve kurumsal bir krizin içinde olduğumuzu belirten Özkızan, bunlar yetmezmiş gibi dünyayla bağlantısı olmayan, başında bir şaklabanın olduğu tanınmamış bir devletin parçasıyız dedi. Özkızan, “az önce dile getirdiğim tespitleri fark ettiğiniz zaman bunlara dair çözüm üretmeniz gerekmektedir, sıradan bir vatandaş tabii ki bu konuda şikayet edebilir ancak, siyaset ile uğraşanların öneri üretmesi, üretmese bile söz konusu bu krizden çıkış yolu bulunduğunda bir anda sessizleşmeleri çok manidardır” dedi. Asgari ücretin arttırılması, maaşların insani seviyelere çekilmesi, hayat standartlarının arttırılması gibi talepler karşısında kaynak yok bahanesi ile karşılaşıyorsunuz diyen Özkızan, tek çözüm Bağımsızlık Yolu’nun yıllardır önerdiği ultra zenginlerden servet vergisi alınmasıyla kaynak sıkıntısının ortadan kalkacağının altını çizdi.
Keleşzade: Asgari Ücret En Düşük Kamu Maaşına Eşitlensin
Bağımsızlık Yolu Dış İlişkiler Sekreteri Mustafa Keleşzade, özel sektörün durumunu iki şekilde değerlendirdiğini, sermayedar için muhteşem, emekçi için ise çok kötü olduğunu söyledi. Piyasada ürünlerin zamlanmasına ve mal satışlarının artmasına rağmen artmayan tek şeyin asgari ücret olduğunu belirten Keleşzade, emekçinin durumu kötüleşirken, sermaye kazanacağından daha da fazla kazandı açıklamasını yaptı.
Keleşzade, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda yer alan işveren sendikası temsilcisi Metin Arhun’un, Hür-İş’in 12 bin TL talebinin üzerine, esnaf bunu ödeyemeyecek diyerek esnafın arkasına sığındığını söyledi. Keleşzade, Metin Arhun’un bir esnaf olmadığını, büyük sermayedar olduğunu aktardı. Hür-İŞ sendikası temsilcisinin de üyelerim asgari ücretli değil dediğinin altını çizen Keleşzade, devletin de asgari ücretin artmasını istemediğini, Hür-İş dışında kimsenin asgari ücretliyi düşünmediğini ifade etti. Keleşzade, bu komisyonun asgari ücretliyi temsil etmediğini, komisyonun ortadan kaldırılması ve bunun yerine de asgari ücretin en düşük kamu maaşına eşitlenmesi gerektiğini açıkladı. Keleşzade, ülkedeki emekçi, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun belirlediği ücretlerle %3O’luk bir alım gücü düşüşü yaşıyor dedi.
Kamu Kaynakları Yerine Ultra Zenginlerden Servet Vergisi
Prim desteği 10 kişi ve altı çalıştıran işletmelere verilecek kararını da değerlendiren Keleşzade, kararın hem iyi hem de kötü olduğunu belirtti. Keleşzade, “esnafa bir destek sağlanıyor ama bu destek kamu kaynaklarından yani bizim verdiğimiz vergiler üzerinden sağlanıyor” açıklamasını yaptı. Keleşzade, kamu kaynaklarının kullanılması yerine ultra zenginlerden servet vergisi alınması gerektiği vurgusunu yaptı.
Asgari ücreti arttırmak tüm sorunları çözmez diyen Keleşzade, ancak asgari ücreti arttırmamayı savunmak mevcut sistemi savunmaktan başka bir şey değildir dedi. Keleşzade, “emekçi bu parayla geçinemiyor, temel gıda maddelerini alamıyor, elektrik parasını yatıramıyor, işine gitmek için benzin alamıyor” açıklamasını yaptı.
Aslolan hayatı ucuzlatmaktır diyen Keleşzade, “kamusal toplu taşıma, kamusal eğitim ve sağlık, kamusal mutfaklar ve çamaşırhaneler, üretim ve dağıtım kooperatifleri kurarak hayatı ucuzlatmayı başarabiliriz” dedi.
Şahin: Vatan Millet Edebiyatıyla Sermaye Lehine Kral Bir Düzen Kurdular
Güç-Sen Genel Sekreteri Ali Şahin, asgari ücrete yapılan zammın işverenlerin memnun olabileceği oranda tutulduğunu söyledi. Devletin veri olarak sunduğu rakamlar üzerinden asgari ücretin tespit edildiğini söyleyen Şahin, bu verilerin doğruluğu da tartışılır ifadelerini kullandı.
Kamu sendikalarının, özel sektör emekçilerinin örgütlenmesi konusunda çözüm üretebileceğini düşünmediğini belirten Şahin, bu konuda önemli adımlar atılması gerekliğini iletti. Şahin, özel sektör emekçileri için, ortada dillendirilmesi gereken çok meşru bir sorunlar dizisinin var olduğunu, kamu sendikalarının da bu sorunların görünürlüğünün artmasına dair bir çaba sarf edebileceğini aktardı. Kamu sendikalarının, özel sektör için dayanışma mekanizmaları kurulabileceğini de ifade eden Şahin, çalışanların birliği konusunda da bu konuya el uzatılmalıdır dedi. Şahin, özellikle asgari ücret meselesi kamuyla, özeli birleştirecek unsurların en başında gelmektedir şeklinde konuştu.
Asgari Ücret Tesbit Komisyonu’nda, asgari ücretlinin temsil edilmediğini söyleyen Şahin, var olan sendikanın kamuda örgütlü olduğunu ve üye baskısı oluşmamış bir sendikal hareketin masada yaratabileceği baskı maalesef işverenle kısmı bir uyumdan öte gidemiyor ifadelerini kullandı. Yapılması gerekenlerden bir tanesinin komisyonun lağvedilmesi olduğunu belirten Şahin, diğeri ise asgari ücretliler başta olmak üzere özel sektör emekçilerinin sendikalaşmasını sağlamaktır dedi.
Şahin, bu ülkede sözde tanınmamışlıktan şikayet edildiğini, ancak bu tanınmamışlığın her türlü nimetinden yararlanıldığını, vatan millet edebiyatıyla da sermaye lehine çok kral bir düzenin kurulduğunu ifade etti.