Samimiyet, sevgi ve şefkat: Yeni Zelanda Başbakanı Ardern’in dünya çapında hayranlık uyandıran liderlik vasıfları

Samimiyet, sevgi ve şefkat: Yeni Zelanda Başbakanı Ardern’in dünya çapında hayranlık uyandıran liderlik vasıfları

Yeni Zelanda’nın Christchurch kentinde yan yana iki camide toplanmış cemaati hedef alan ve yaşları 3 ile 77 arasında değişen 50 kişinin öldürüldüğü saldırılar sonrasında, Başbakan Jacinda Ardern metanetiyle ve hedef alınan Müslüman cemaate gösterdiği empati ve saygıyla hem ülkesinde hem de uluslararası kamuoyunda hayranlık uyandırdı. Saldırı düzenlenir düzenlenmez kamuoyunu bilgilendirmek üzere yaptığı konuşma da, aynı gün öğleden sonra ziyaret edip tek tek sarıldığı kurban yakınları, mülteci ve Müslüman cemaat temsilcilerine yönelik hitabında da, hem giyimi ve davranışları hem de sözleriyle Ardern “başka bir liderlik” mümkün dedirtti.

38 yaşındaki Ardern katliamın hemen ardından ilk konuşmasında kurbanların çoğunun Yeni Zelanda’yı ‘evleri’ olarak gören göçmen veya mülteciler olduğunu belirtti ve şöyle sürdürdü sözlerini: 

“Bu ülke onların evi ve onlar biziz. Geçmişte bu ülkede benzeri görülmemiş şiddeti bize uygulayan kişi ise bizden değil. Böyle insanların Yeni Zelanda’da yeri yok. Bu tür bir şiddet eyleminin de bu ülkede yeri yok.”

Hiç tereddütsüz olayı “bir terör saldırısı” olarak niteleyen Ardern, katliam günü her partiden temsilcilerin yer aldığı bir heyetle Christchurch’e gidip kurban yakınlarıyla bir araya geldi. Siyah bir başörtüsü takan Ardern, tek tek kurban yakınlarına sarıldı, hiç acele etmeden uzun uzun onları dinledi, taziyelerini iletti. Reuters’a konuşan kurban yakınlarından Dalia Muhammed adlı bir kadın, “Başbakan başörtüsü ile geldi, bu bizim için çok büyük bir jestti,” yorumunu yapmış. Sosyal medya da benzer paylaşımlarla dolu. Amerikalı Müslüman insan hakları savunucusu, yazar ve savcı Qasim Rashid örneğin, Ardern’in mülteci merkezinde yaptığı konuşmayı paylaşırken şöyle yazıyordu: “Bu [konuşmayı] izlerken çok duygulanıyorum çünkü bir kamu hizmetlisinin bir trajedi karşısında bu kadar içten bir şefkatle ve sevgiyle davrandığını neredeyse ezelden beri görmemiştik. Dünyadaki siyasetçiler Başbakan Jacinda Ardern’i ve insanlık için yanıp tükenen sevgisini izleyip ders çıkarmalı.”

Ardern mülteci merkezinde, “Keder duyuyoruz, adaletsizliğe uğramış hissediyoruz, öfke duyuyoruz ve bu duygularımızı sizlerle paylaşıyoruz,” diye seslendi topluluğa ve tüm kurban yakınlarına acil maddi destek sunulacağını açıkladı. Politik olarak risk almayı da göze alan Ardern zanlının nasıl olup da ikisi yarı otomatik silah olmak üzere toplam beş silah için ruhsat alabildiğini sorguladı; “Silah yasalarımız değişecek” dedi.  

Ekim 2017’de dünyanın en genç kadın başbakanı olan Jacinda Ardern, geçen haziran ayında bir kız bebek dünyaya getirerek Benazir Butto’dan sonra görevdeyken doğum yapan ikinci seçilmiş kadın lider olmuştu. Ardern, partneri ile birlikte yasal doğum izni süresi olan 6 haftayı sonuna dek kullanmış, eylül ayındaki Birleşmiş Milletler toplantılarına da bebeğiyle katılmıştı. Camileri hedef alan terör saldırısı sırasında Ardern, küresel ısınma ve iklim değişikliğine karşı mücadele kampanyasına destek için dünya çapında düzenlenen okul kırma eylemine katılan öğrencilerle beraberdi.