Sınır kapısı ve çözümün duvara toslaması

Oshan SABIRLI

Gözler Kıbrıs’ın güneyinde. Geçsin artık bu seçim ve ak koyun kara koyun önümüzü görelim diyorum.

Aslında parlamento seçimleri yine Kıbrıs’ın kuzeyinde ve güneyindeki bir çok sancılı seçim dönemi gibi. Kıbrıs’ta çözümün, her defasında farklı seçimler ile engellenmesi, sanki asırlardır devam ediyor gibi.

Kıbrıs’ın kuzeyinde parlamento seçimleri, derken Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrasında ayni furya ayni sıra ile devam ediyor güneyde de. Parlamento ve başkan seçimi derken sürekli tıkanan süreçler var.

Farklı kombinasyonları en sert şekilde denerken,

sağcılar ile sağcılar,

solcular ile solcular liderler seviyesinde denedi çözmeyi Kıbrıs Sorunu’nu.

Olmadı.

Denktaş’lı Papadopoulos’lu dönemlerde ümidi keserken, Talat ve Hristofyas’ın da becerememesi çözümü, adeta bir yıkım gibiydi. Üstelik Eroğlu ve Hristofyas kombinasyonunda da, adaya bir fayda gelmedi.

Hatta Eroğlu ile Anastasiades’in bile bir arpa boyu yol almadığını gördük.

Yani görüş farklılıkları, siyasi kanatta bulunulan aktif rol önemli değilmiş.

Yoldaş edebiyatları, düşman edebiyatları fayda etmiyor.

Şüphesiz Mustafa Akıncı ve Nikos Anastasiades’in başarabilmesi olasılığı ise son olasılık olarak karşımızda duruyor.

Uluslararası ilişkilerde bir gecede her şeyin değişebileceği gerçeği ile karşı karşıyayız. Diğer devletleri düşünürken, “acaba” sorusunu da soruyorum kendime.

İş hemen kadere sarıyor.

Tarihin serüveninde geçmişte sunulan imkanları özler konumda olan, Filistin’in, varoluş mücadelesine benzemese de bizim hikayemiz, satranç oyununda oldukça yorgunuz. Onlar haklıydılar belki ama kaybettiler.

BM, Kasım 1947’de Filistin’in biri Yahudi öteki Arap olmak üzere iki devlet arasında paylaşılmasına karar verdiğinde, Yahudiler bu kararı kabul ederken, Araplar reddetti. O dönemde Kudüs şehrine BM denetiminde milletlerarası bir bölge statüsü tanındı, bu çözüm Arapları tatmin etmedi.

İsrail ise yoluna devam etti ve büyüdü gelişti. Zorbalık ile de olsa devleşti.

İşte o gün, masada olan harita kabul edilseydi, Filistin dünyaca tanınan, çatışmalardan uzak bir ülke olacaktı.

Dedim ya, uluslararası ilişkilerde her şey bir gecede değişebilir diye…

Soğuk Savaş nedeniyle Batıyla tüm ilişkileri kopan Çin'i, 1970'lerin başına kadar Birleşmiş Milletler'de Tayvan'daki Çin Cumhuriyeti temsil etti. Bir yanda tanınmayan Çin, diğer yanda 1970'lerde ABD'nin Pingpong Diplomasisi sayesinde Çin ile ABD ilişkileri düzeldi ve Çin Halk Cumhuriyeti (PRC) tüm Çin'i temsilen BM'ye kabul edildi. Bir gecede, dünyaca tanınan Tayvan bir anda artık tanınmayan bir ülke konumunu aldı.

Şimdi gözler yine müzakerelerde.

Kıbrıslı Türkler için bir şeyler değişir mi?

Akıncı bugün Almanya’ya gidecek. Bu temaslarda da öyle çok heyecan yaratacak bir şey olmayacağı ortada.

Benzer ziyaretler de fayda etmeyecek.

Kıbrıs’ın kuzeyinde inançsızlığın tavan yaptığı bir ortamda, sahte haritalara, yeniden göçmen  olacağız endişelerine de gerek yok.

İki sınır kapısını açmayı beceremeyen liderlikler ile biz çözüm yapmaya çalışıyoruz.

Yani sihirli değnek, 4 boyutlu siyaset yine yerini Kıbrıs gerçeklerine bırakıyor.

İyi bir hafta geçirmeniz temennisi ile…