STABİL PARA BİRİMİ

Arif Alasya

Bu kavramı iyi açıklamak için bundan 20 yıl geriye gitmek gerekir.
20 yıl önce Türkiye’de enflasyon almış başını gitmiş özellikle Türkiye’de yaşayan halk cebindeki paranın erimesinin önüne geçmek için maaşlarını aldıkları gün o zamanlar mantar gibi biten döviz bürolarının önünde kuyruğa girerek maaşını dolara çevirir ve her gün ihtiyacı kadar bozardı.
Kıbrıs’ta o günlerde erken emeklilikten doğan ikramiyeler banka mevduatı olarak tutulmakta ve yüksek faiz ile elde edilen kazanç nedeniyle emekliler sessiz kalmakta.Ancak çalışanlar bunalıma girmekteydi.
Emeklilerin bu refahı da Bankaların batması ile birlikte kaosa dönüşecektir.
Bu dönemde TL’nin değer kayıplarına önlem alamadığı için sudan çıkmış balık gibi Hükumetler  ülkenin bütün değerlerini yıkarak yoluna devam etmektedir.
1986’da Özal’a teslim edilen geleceğimiz nedeniyle Türkiye bizi besleme durumuna düşürecek kadar kontrolü eline geçirecektir.
Bu dönemde sendikaların ortak söylemi ‘’Stabil para birimine geçmek’’olmuştur.Bu sendikaların ismini saymama gerek yok.Hatta bu tartışmalara bir çok da ekonomist dahil olarak iki taraf oluşturdular.
Bir taraf bunun mümkün olduğunu savunurken bir taraf da sırf Türkiye ve Kıbrıs’ta özellikle UBP’ye yaranmak için Hükumetin gereğini yaptığını savunarak durumu savunmaktaydılar.
Ben ekonomist değilim ama o günlerde Merkez Bankası müdürünü dahi atayamayacağımız bir ülkede TL sarmalından kendimizi kurtarmamızın mümkün olmadığını savunuyordum.Doğrusu stabil para birimine geçmek olduğu için çok çok ciddi bir mücadele verilmesi gerektiğine inanmaktaydım.
Sonra ne oldu 2002 yılından itibaren tek partili hükumet olma avantajı ile ve Kemal Derviş’in ülkeye getirdiği ekonomik programın Ali Babacan tarafından uygulanması ile (Bu konuda Türkiye’nin en büyük laftan anlamayan merhum bakanı Kemal Unakıtan’ı unutmamak gerekir.yazılı rakamın dışında hiçbir bakanlığa tek kuruş vermedi)Enflasyon düşüşe geçti.
Kıbrıs’ta ise bu dönemde yıllarca stabil para birimini savunan CTP hükumete geldi.Ancak bu dönemde kur farkından dolayı çalışanın cebindeki paranın büyümeye başladığı dönem oldu.CTP’de stabil para biriminden vazgeçti.Stabil para birimini savunan sendikalar da bu taleplerindan vazgeçti.Zaten o dönemde stabil para birimini savunan sendikalar CTP’nin yanında yer alarak mecliste yerlerini almışlardı.
Ne gariptir bu dönemde stabil para birimi talebinin üzerine ölü toprağı örtüldü ve en büyük hata yapıldı.
Yıllar yılları kovalarken tüm ekonomik yapımız,yer altı ve yer üstü tüm varlıklarımız Türkiye’ye veya onların sermayesine teslim edildi.
Gerek ekonomide gerekse kullanılan para biriminde stabilleşme sevdasından toplumca vazgeçildi.
Türkiye ise kendi ekonomisini düzeltti. Ancak Bu ekonomik düzeltme şimdilerde raydan çıktı.
Döviz başını aldı gidiyor.Bizler ise seyirci durumundan ileri gitmemiz mümkün değil.
Ülkemizde hiçbir şey bizim kontrolümüzde değil. Bunun müsebbibi ise başlangıçta doğru teşhisi koyan Siyasi parti ve sendikalar 2002 sonrası iktidara geldiklerinde enflasyonun düşmesi ile kış uykusuna yatmalarıdır.O zanlarda Hükümet bu talebi ortaya koyanlarda idi ve güçlü bir mücadele verilebilirdi.Fakat kış uykusuna dalanlar bunu yapamadılar veya yapmak istemediler.
Şimdilerde gidişat doksanlı yılların sonundaki duruma doğru gitmektedir.Yeniden stabil para birimi gündemdedir.
Bence mümkünatı yoktur çünkü artık ortada bu değişimi gerçekleştirebilecek ne güçlü bir siyasi parti ne de güçlü sendikalar vardır.
Düşünün çözüm istiyoruz ama bu gün için ülkenin güney yarısında kullanılan 1 Euro ülkenin kuzeyine geçince 5.5 TL.Yani Kuzeyde yaşayan bizlerin cebindeki para güneye göre 5.5 kat küçük..Sizce bu çözüme ne kadar olumlu yansıyan bir küçüklük.
Biz doğruları ne zaman yapacağız?
Kırk dört yıldır bizi gerçekten yönetebildiler mi?Yoksa iktidarda başka muhalefette başka söylemlerle bize değil gerçek yönetenlere mi hizmet ettiler?
Belli ki ben haksız yazıyorum ve onlara haksızlık yapıyorum yoksa herkes halinden memnun mu?
Bence memnun bakın yerel seçimler var meydanda göğüslerini, gere gere yine ayni partiler..