Suriye'de Nasıl Doktorluk Yapılıyor?

Sınır Tanımayan Doktorlar’ın Türkiye temsilcileri Suriye’deki ve sınırı geçmeyi başaran mültecilerin durumunu, hastalıkları ve temel ihtiyaçları, ateşkesin ilanından beri değişenleri ve değişmeyenleri anlattı.

“Son iki gündür Suriye’de çok yağmur yağıyor. Halep krizinin ardından kurulan 3 yeni kampta zaten koşullar iyi değildi. Yağmurda tuvaletlerini, çadırlarını kaybettiler. Yardım gitmesini bekliyorlar, bu arada da birbirlerine yardım ediyorlar.”

Ahmed el Muhammed, Suriye’nin Azez kentinde Sınır Tanımayan Doktorlar (Médecins Sans Frontières / MSF) için Ecza Yöeneticisi olarak 1,5 yıldır çalışıyor. Halep’teki sağlık merkezi ve hastanelere ilaç sağlıyor. Çalıştığı hastanenin adı güvenlik sebepleriyle gizli tutuluyor.

Dün kendisiyle MSF toplantısında yaptığımız görüşmede, özellikle son iki günün, ülke içinde göç etmiş Suriyeliler için çok zor geçtiğini anlattı.

MSF Türkiye Temsilcisi Aitor Zabalgogeazkoa, MSF Türkiye Eş Temsilcisi Serap Öztürk ve Muhammed’in gerçekleştirdiği dünkü basın toplantısında, Suriyeli mültecilerin sağlık koşullarını, kampların ve hastanelerin durumunu konuştuk.

Ateşkes neyi değiştirdi?

* MSF'nin İdlib'teki Marat Al Numan Hastanesi bombardıman sonucu yıkıldı.

Muhammed, ateşkes ilan edildiğinden beri de küçük de olsa bazı değişikliklerin gözlemlendiğini anlattı:

“Ön cephe şimdilik sakin. İnsanlar Azez’den ayrılmaya çalışıyordu. Ateşkesin ardından bundan vazgeçtiler, hatta evlerine geri dönenler oldu. Marketlerde hiç ürün kalmamıştı. Ateşkesin ardından temel ihtiyaç maddeleri başta olmak üzere yeni ürünler geldi. Ama fiyatlarına da iki kat zam yapıldı.”

MSF Türkiye Eş Temsilcisi Öztürk de ateşkesin olumlu bir gelişme olduğunu ancak süreli değil sürekli olması gerektiğini, özellikle sivillerin korunmasının bir yolunun bulunması gerektiği söyledi.

Ayrıca ateşkesin başladığından beri sivillere saldırıların da devam ettiğini ekledi.

Halep savaşı krizi katladı

Muhammed, ateşkes öncesinde krizin katlanarak arttığını da anlattı:

“Hastaların sayısı yaklaşık beş kat arttı. Azez’deki hastanede tedavi edilen kişi sayısı 170 civarındayken günde 400’e ulaştı. Çok fazla ilaca ihtiyaç olduğu için bir süredir yalnızca tek bir hastaneye ilaç sağlayabiliyoruz.”

Muhammed, kamplardan ilaç talebinin de katlandığını söyledi.

“Özellikle çocuklar arasında solunum yolu hastalıkları çok fazla. En çok ilaç talebi de çocuk hastalıkları için.”

“Son krizden önce iyi organize olmuş 7 kamp vardı, şimdi 3 kamp daha eklendi. Sağlık merkezleri yok. Kampların dışındaki 20 ayrı yerleşim yerinde de koşullar iyi değil.”

Salgın hastalık var mı?

Aitor Zabalgogeazkoa, birçok çocuğun aşıdan yoksun olduğunu anlattı.

Mülteciler arasında, özellikle İslam Devleti’nin (IŞİD) kontrolünde olan bölgede Hepatit C, kolera ve çocuk felci görüldüğünü ifade eden Zabalgogeazkoa, Urfa’dan Halep’e kadar olan hattın "kontrol dışı" olduğunu anlattı.

“Tüm salgınlara yol açabilecek koşullar mevcut. Temel sağlık hizmeti birçok yerde yok. Kolektif yerleşim yerlerinde ve kamplarda durum iyi değil. Halep’te aylardır su yok. Halk şimdilik ‘şanslı’ ama hiçbir şeyin garantisi yok.”

Acil hastalar alınıyor

Türkiye, tedaviye ihtiyacı olan mültecileri sınırdan içeri alıyor mu?

Zabalgogeazkoa, yaralıların sınırdan alındığını ve çoğunlukla tedaviye ulaşabildiklerini söyledi. Kendisi de sınırda bulunan Muhammed de ağır hastaların sınırdan geçebildiğini ancak her hastanın alınmadığını anlattı.

“Kanaması olan acil durumdaki hastalar sınırdan alınıyor. Sınır belirli periyodlarla açılıyor. Şu sırada kapalı ancak yakın zamanda tekrar açılmasını bekliyoruz.”

Suriye’de üç hastaneleri var

Sınır Tanımayan Doktorlar’ın (MSF) Kilis, Urfa, Antep ve Hatay’da merkezleri bulunuyor. Suriye’de de kendilerine ait üç hastaneleri var. Biri İdlib, ikisi Halep’te. Ayrıca 152 sağlık merkezine sağlık desteği veriyorlar.

Türkiye'de 55 Türkiyeli çalışanları var, 175 de gönüllü doktor.

Suriye’de ise 450’den fazla MSF’li doktor çalışıyor.

AFAD kamplarına ise giremiyorlar.

Binlerce kişi acil servise başvurdu

MSF’nin Azez’deki hastanesinde 2015 yılı içerisinde, toplam 32 bin 599 kişi ayakta tedavi edildi.

Hastanenin 37 yatağı var, ilaç ve hiçbir tedavi için ücret almıyorlar. Muayene olan 5 yaş altı çocuk sayısı da 7 bin 427. Sadece geçen yıl bir hastanede yatarak tedavi olan kişi sayısı ise 1649.

Bu hastanede tedavi olamayan ağır hastalar Türkiye’ye sevk ediliyor.

2015’te Azez hastanesinin acil servisine başvuran hasta sayısı, 16 bin 868. Üçte biri, travmaya bağlı şikayetlerle başvurdu.

Geçen yıl 3 bin 100 aileye de hijyen kiti ve yardım malzemesi dağıtıldı.

2 milyon insan mahsur

Zabalgogeazkoa’nın verdiği bilgilere göre, çatışmaların bulunduğu bölgelerde mahsur kalan 2 milyona yakın insan var. Durumları tam olarak bilinmiyor.

Ölümlerin yaklaşık üçte biri kadın ve 15 yaş altındaki çocuklardan oluşuyor.

Sadece Azez içindeki 11 kampta yeni gelen 45 bin mülteciyle birlikte 100 bin kişi var.

Ege Denizinde 23 bin insan kurtarıldı

MSF’den doktorlar, sadece Suriye içindeki ve bölge ülkelerdeki mültecilerle değil, Avrupa’ya deniz yoluyla ulaşmaya çalışan mültecilerle de ilgileniyor.

Ege’de 2015’te 23 binden fazla insan kurtarıldı.

Avrupa’ya 2014’te ulaşan mülteci sayısı 219 binken, 2015’te 1 milyon 14 bin 836 oldu. Denizde ölenler ise 2015’te 3 bin 771, bu yıl içindeyse 400 kişi.

Önceleri mültecilerin yüzde 70’i erkekken, artık yüzde 70’i kadın ve çocuklardan oluşuyor.

Solunum yolu hastalıkları

Temel sağlık problemi ne?

Hem Suriye’de bulunan hem de Ege Denizini aşmaya çalışan mültecilerin en çok karşılaştığı sağlık sorunu solunum yolu hastalıkları. Özellikle çocukların durumu kötü.

“İsteyerek mülteci olunmaz”

Zabalgogeazkoa, “Türkiye’de 2 bin doları toplayan Yunanistan’a gidiyor” diyor.

“Irak, Afganistan ya da Suriye’den kaçan mülteciler, ayrılmak zorunda oldukları için ülkelerini terk ediyorlar. Hiçkimse istediği için mülteci olmuyor. İlk fırsatta geri dönmek istiyorlar.” (AS) - bİanet


Ayça Söylemez Boğaziçi Üniversitesi Felsefe Bölümü mezunu. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sosyoloji bölümünde yüksek lisans yaptı, halen Marmara Üniversitesi İletişim Bilimlerinde doktora öğrencisi. 2002’den itibaren Star, Vatan, Akşam, HaberTürk ve Hürriyet gazetelerinin yazıişleri ve dış haberler bölümünde çalıştı. Güncel Hukuk, Redaksiyon ve Fil dergilerinde yazıları yayınlandı. BirGün’de Anonim adlı köşeyi yazıyor. 2011’den bu yana bianet’te İnsan Hakları Editörü.