Taçoy: Cumhurbaşkanlığı Yeni Hizmet Binasının İnşasına Karşı Yapılan Eylemler Üzücü

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Hasan Taçoy, Cumhurbaşkanlığı ve Cumhuriyet Meclisi yeni hizmet binalarının inşasına karşı yapılan eylemler ve karşı çıkışların  son derece üzücü ve düşündürücü olduğunu söyledi.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Hasan Taçoy, Cumhurbaşkanlığı ve Cumhuriyet Meclisi yeni hizmet binalarının inşasına karşı yapılan eylemler ve karşı çıkışların  son derece üzücü ve düşündürücü olduğunu söyledi.

Bakan Taçoy’un konu ile ilgili basın açıklaması şu şekilde:

‘‘Cumhurbaşkanlığı ve Cumhuriyet Meclisi yeni hizmet binalarının inşasına karşı yapılan eylemler ve karşı çıkışlar son derece üzücü ve düşündürücüdür. Yaşananları, bazı çevrelerin KKTC-TC ilişkilerini zedelemek üzerine tesis etmeye çalıştıkları güdümlü politikalarının son halkası olarak görmekteyim.

Son derece büyük bir üzüntü içerisinde şunları söylemek isterim ki, yapılanlar kesinlikle Kıbrıs Türk Halkı’nın çıkarına yönelik değildir.

Sadece Türkiye karşıtlığı yaparak seçimlere yönelik avantaj elde etmek için bir hareketlenme ve bunun geleceğe yansımasının olumsuz ve karşılıklı ilişkilere zararlı olduğunu belirtirim.

Böyle bir hizmet binasının yapılması halinde temsilen burada katılıp katılmamaları kendi demokratik haklarıdır. Fiziki açıdan artık çağdışı kalmış iki temel hizmet binasının hem günün koşullarına uygun bir hale gelmesinden, hem de Kıbrıs Türk insanının layık olduğu bir görüntüye kavuşmasından acaba kimler neden rahatsız olmuşlardır?

Yapılan eylemin halkımız nezdinde kabul görmemesi ve geniş bir taban tarafından da tepkiyle karşılanması da olayın ne kadar anlamsız, gereksiz ve kasıtlı olduğunu anlatan en çarpıcı gerçektir.

   

Kıbrıs konusunda yeni bir aşamaya geçildiği bir dönemdeyiz. Bu Ada’da yaşayan eşit haklara sahip iki halktan biri olduğumuz gerçeğinin kabul görerek, yıllardır gasp edilmiş olan haklarımızın artık teslim edilmesi, egemenliğimizin ve devletimizin tanınması talebinizi tüm dünyaya ilan etmiş bulunmaktayız.

İşte böylesi hayati bir yolda Kıbrıs Türkü’nü yolundan çevirmek için başvurulmuş bir yöntem olarak ne yazık ki yaşanan eylem ve kışkırtma girişimlerini gördük. Son derece üzücü ancak bir o kadar da düşündürücü bir durum.

Halkımızın bu gibi kışkırtmalar karşısında soğukkanlılıklarını kaybetmeden, sağduyu ve akıl yolu ile hareket edeceğine olan inancım tamdır.

Şunu herkes çok iyi bilmeli ve anlamalıdır ki, Kıbrıs Türk Halkı, Anavatanı Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte çıkmış olduğu yolda verdiği varoluş mücadelesinden asla geri dönmeyecektir.

 

Tüm dünyayı kasıp kavuran bir ekonomik krizin yanı sıra, yaşanan savaşların yarattığı olumsuz koşulların başta Avrupa Birliği ülkeleri olmak üzere tüm dünyayı pençesine aldığı bir dönemdeyiz.

İşte böylesi bir durumda dahi, Anavatan Türkiye’nin her şart ve koşulda yanımızda olduğunu görmek bizler için son derece anlamlı, değerli ve gurur vericidir.

Yıllardır haksız ambargo ve izolasyonların yarattığı olumsuzlukları yaşamaktayız. Ve bu durumun yegane sorumlularının kimler oldukları ve amaçlarının da ne olduğu artık hepimizin malumu.

İşte böylesi bir ortamda dahi, bizlere her türlü desteğini esirgemeyen, Kıbrıs Türk Halkı’nın maddi, manevi ve siyasi anlamda her zaman ve sonuna kadar yanında olan Anavatan Türkiye Cumhuriyeti halkına, hükümetine ve diğer tüm yetkililerine şükranlarımı sunarım.’’