Taner Ulutaş'tan Sahibine Mesajlar

Taner Ulutaş'tan Sahibine Mesajlar

Sahibine mesajlar

Sn. Ersin Tatar, ayrı egemen devlet, KKTC’yi tanıtacağız diyerek, evliya çelebi gibi bu diyar senin, bu diyar benim diyerek dolaşıp dururken, canınızı boşuna yiyip duruyorsunuz. Çünkü bu yarışta sizi Başbakanınız Ersan Saner sağlayıp geçti. Yok, yahu atmayın, inanmam demeyin. İnanmazsanız İngiltere’de yayınlanan bulvar gazetesi The Sun gazetesinin haberine bir göz atın. The Sun, büyük puntolar ile haberi vererek, yok sayılan KKTC’yi gözler önüne serdi. Sn. Tatar, bu video hakkında konuşan çok oluyor. Konuşmalar arttıkça, sıcak olarak servis yapılan video çok dil yakıyor. Ve sıcak sıcak servis yapılacak bazı videoların daha çok can ve dil yakacağına vurgu yapılıyor. Aman siz siz olun, önünüze konan yoğurdu buzdolabından çıksa bile üfleyerek yiyin. Maazallah o hengamede sizin de diliniz yanmasın.

**

Sn. Ersan Saner, El arabası ile son model arabalar ile yarışmanız, KKTC’de 7.7 şiddetinde deprem yarattı. Fazlalığı tokatlayarak, tokat manyağı yaptığınız, Çıkarttığınız ıhhh ovvş tiz sesleri ile sopranoları bile kıskandırdığınız iddia ediliyor. Montaj dediğiniz Video ile ilgili tutuklamalar şikâyetiniz üzerine başladı. Ancak montaj yok be arkadaşlar ben oralara uğramadım bile, bu Video daha önceden P.G ile ilişkisi olan, Ersan efendinin izni ile çekildi dedi. Ayşaba, Ersan ovlucuğum, hık, mık, bık, devrik cümleler ile pişkinlik yapmasın. Zarar gören ailesini düşünsün ve ağzındaki zipi artık kapatarak sussun. Olayın soğuyarak unutulmasına bıraksın dedi. Sn. Saner, ihtiyaçtan fazla olan her şey zehirdir. Fazla güç, fazla ihtiras, fazla iyi niyet, fazla güven, fazla öfke insanı zehirler. Başbakanlığın sağladığı güç, güven ve güvenin sağladığı iyi niyet ile öfke, Altın Kopra’nın veya Kara Mamba’nın zehri gibidir. Bunun panzehiri varmı diye sorarsanız var ve evinizdeki huzurdur derim.

**

Sn. Pınar Barut, köşe yazında, gündeme bomba gibi düşen video ilgili olarak, ailelerin hedef noktasına konulmaması gerektiğine vurgu yaptın. Ersan Saner’in eşi ve çocuklarının yanı sıra,  adı gündeme taşınan Videodaki kadının da bir oğlu olduğunu, bu insanların isimlerinin açık açık yazılmasının onların toplumun önüne atılarak linç edilmesine neden olduğunu belirttin. Ve bu konuya dikkat çekerek çok güzel bir iş yaptın abim. Sevgili Pınar, aile insanların en kutsal mabedidir. Ve özelidir. Alman Leopar tankı gibi önüne geleni ezerek ilerleyenlerin bu insanların özeli ve mabedi konumundaki ailelerini ezip geçenlere baktıkça, onlara ağzımla sövmüyorum. Ama Küfürlü hicaz faslından beste, Nihavent santurlu küfür makamından güfte ile bir yerim ile onlara katıla katıla gülüyorum.  Ve onlar ile ilgili aklımdan geçenleri geçtiğimiz gün ‘Şeytana Anlattım. O bile yapma günahtır dedi.

**

Sn. Bahar Saner, kalite, insana, onun oluşturduğu aileye verdiği değerdir. Bir süredir gündemi meşgul eden ve hiçte tasvip edilmeyen video olayı ile ilgili açıklamanız sizin ne denli kaliteli birisi olduğunuzu, birkez daha gözler önüne serdi. Düşenin dostu olmaz derler. Ama ayağının altına muz kabuğu atılan eşinizin düşmesini, düşerken ailenin kırılıp bin parçaya bölünmesini ve bundan da siyasi çıkar bekleyenlere, toplumun çok daha ciddi sorunları var. Bizim ayrılık diye bir gündemimiz yok diyerek, bir anlamada avucunuzu yalayın imasında bulundunuz. Bu açıklamanız ile siyasi anlamda bir darbe daha vurmak ve evlilik müessesiniz ile ilgili olarak, ameliyat başarılı oldu ama maalesef hasta öldü. Cenaze kaldırılırken, İlahiyat Fakültesinden bir İmamı ‘Rahmetliyi’ nasıl bilirdiniz diye sorması, İmam Hatip’ten de bir hocaya ’Ruhuna Fatiha’ demesi için davet etmeyi bekleyenlere de bu vesile iyi bir ders verdiniz.

**

Sn. Muhittin Özsağlam, sanırım kaş yapayım derken göz çıkarttınız. KKTC’yi derinden takip ve izleme moduna sokan el arabası ile son model araba yarışına,  şike karıştırdığınız iddiası ile tutuklanmanız, suyolunda testinin, hiç suçu olmayan Faiz Sucuoğlu’nun başında kırmanıza neden oldu. Sn. Özsağlam ‘Sezar’ ne çektiyse ‘Brütüs’ten çekti. Sanırım Sucuoğlu’da bu yarışta ne çekecekse Brütüs’ün veliahdı, eski özel kalem müdüründen çekecek. Sn. Özsağlam, nedense bazı insanlar, kar taneleri gibi bir birine zarar vermeden yol almayı bugüne kadar hiç öğrenemedi. Kar taneleri yerine İlla dolu olup, tangur tungur yağarak, öz de sağlam bir şey bırakmamayı tercih ediyor.

**

Sn. Oğuzhan Hasipoğlu, Genel Sekreter olarak çağrınız üzerine UBP’nin Lefkoşa’daki merkezinde, kurultayda yarışacak olan adayların sıralamasını belirleyecek olan toplantıya, duvara tosladığı için el arabası kırılan Ersan Saner’in gelmemesi üzerine yapılamadı. Ve sıralama Pazartesine kaldı. El arabasının bazı fazlalıklarının verdiği zararın tedavi edilmesini beklemeden, 3 adayın divan başkanını belirlediklerini öğrendik. Sn. Saner’in toplantıya gelmemesi adaylıktan çekildiği anlamını taşımadığına ayrıca vurgu yaptınız. Sn. Hasipoğlu, bu dakikadan sonra gelse ne olur, gelmese ne yazar. Zaten bu durumda da bu sizin son genel sekreter olarak, görev aldığınızın resmidir. Merdivenleri hızla çıktığınıza göre bu defaki kurultayda sanırım merdivenin en üst basamağında sizi göreceğiz demektir.

**

Sn. Hasan Taçoy aç tavuk rüyasında, buğday ambarında osti yüro dolaştığını ve gagalamadığı buğday tanesi bırakmadığını görür. Siz de seçimde, UBP'nin %35 oyu olduğunu ve sadece iki partinin %10 barajını geçeceğini ileri sürdünüz. Ancak hayaller başka gerçekler çok daha başkadır. Ve insan hayaller ile her yere giderken gerçekler ile bir arpa boyu yol bile alamaz. Hele parti içerisinde el arabasının moda olduğu bir zaman diliminde, son model arabalara fark atmanız sanırım fizik kurallarına da yok artık dedirtir. Sn. Taçoy, seçimin sokak başında boy gösterttiği bu günlerde güneş olup, caddelerde yanan projektörler gibi, ülkeyi ısıtıp aydınlatma yerine, Sokak Iambası olup, yalnız kendi bölgesini aydınlatanların yarattığı tahribat sanırım büyüktür. Ayşaba, Kanat vardır Doğanı padişaha götürür. Kanat vardır Kuzgunu Ieşe götürür. El arabası sürmeye düşkün acemi siyasetçilerin kanatları üstüne kurulan hayaller, partiye pahalıya patlayacak diyor.

**

Sn. Cemal Özyiğit, başkanı olduğunuz TDP’de, kurultayın bitmesi sonrasında, yerel seçimler ile ilgili çalışmaların başladığını öğrendik. Son zamanlardaki politikası ile kimseye eyvallahı olmadığı için oranını hatırı sayılır oranda artıran TDP'nin, 6 ilçe ve kent Belediyesi olan Gönyeli'de güçlü adaylarla seçimlere girmek istediği söyleniyor. Bizim Minik Kuşlar, ayrıca Amiral gemisi konumunda olan Lefkoşa’da iki dönemdir yakalanan başarıyı diğer şehirlere de yaymak için kolların sıvandığını söyledi. Ve geçtiğimiz günlerde bir heyetin, TDP'nin yeni seçilen İlçe Başkanı Erkan Sarı ile birlikte Mağusa'da çok sevilen bir doktora, Mağusa Belediye Başkan adaylığı için bir ziyaret gerçekleştirdiğini belirtti. Cemal Hocam tabağa ne doğrarsan tabağında o çıkar. Sizde son zamanlarda tabağınıza yemede yanında yat denilen öyle güzel şeyler doğruyorsunuz ki, tabağın Al Benisi değme benim gamlı yazlı gönlüme diyor.

**

Sn. İzzet İzcan erken seçim tarihi yaklaştıkça boykot sözcüğünü yeniden masaya yatırdığınızı görüyoruz. BKP’nin yanı sıra YKP’nin de seçimi boykot edebileceğini dile getirirken, boykot tartışmalarını yeninden alevlendirdiniz.  Olmayacak duaya amin derken, CTP’ye seçimde iş birliği çağrısı yaparak cam kurtaran simidinden bizi de yararlandırın aksi halde seçimde boğulmaktan kurtulamayacağımızdan boykot yönüne gideceğiz dediniz. Ah be İzzet başkan ah, düşenin dostu olduğu hangi tarih kitabında yazar. Ekmeğini çöpten çıkarana iğrenerek bakan halkım, para için soyunana alkış tutarken, birileri kırılmasın diye de diline kilit vurmayı tercih ettiği noktada birlikte hareket etmeyi hatırlamasını beklememek gerekir.

**

Sn. Ahmet Benli, tirajı yüksek ‘Fiskos Gazetesi’ birçok başarıya imza attığın Gönyeli’de, senin yerine bir başka Ahmet’in, Ahmet Akbil’in getirilmeye çalışıldığını senin de Lefkoşa Belediyesi Başkan adaylığına kaydırılmak istenildiğini yazıyor. Tabi bir doğum olacaksa bunun sancısı da yaşanır. Ve Fiskos Gazetesi bu yönde CTP içerisinde sancının büyük olduğunu belirtiyor. Haaaa bu sancı ‘İshal’ getirirmi bak şuanda o belli değil. Tabi çekilen sancı esnasında münhal açmanın zor olduğu gerekçesi ile idare-i maslahatın da devam ettiğine vurgu yapılıyor. CTP’de tartışma yaşanırken kol kırılır yen içinde kalır felsefesi hep ön planda tutulur. Tamamda bu mavro yerimo kol kırılmaya iyi alıştı. Kol yen içinde kırıla kırıla kangren oluyor milletin haberi yok.

**

Sn. Cüneyt Soğukbulak, gündemi fazlası ile meşgul eden meşhur videoyu silindikten sonra geri getirdiğiniz nedeniyle tutuklandığınızı gözlemledik. Da, senin para kazanmak için mesleğin icabı sana ait dükkânda bu çekim, copy pase gibi işleri icra ettiğini bilmeyenler, şahurga kabacığını senin başında patlatma yolunu seçti. Bazen iş o noktaya gelir ki, yapan yapacağını yapar ama suçsuz kişilere ‘Vezüv’ yanardağını ben patlattım. Roma’yı yakan Neron değil bendim dedirtirler. Sevgili Cüneyt eşeğini dövemeyen semerini döver der atalarımız. Birilerini suçlu koltuğuna oturtup, kendileri yağ gibi üste çıkmayı, sabit fikir haline getirenler, sabit fikrin sahibini hapsettiğini de unutmasınlar.

**

Sn. Fırat Merttürk ikinci evim diye nitelediğin, UBP’nin  22. Olağan Genel Kurultayı’nda, Parti Meclisi'ne Lefkoşa’dan aday olduğunu açıkladın. Özveri ile zaman gözetmen çalışacağını belirterek, ülkenin geleceğini şekillendirmek ve güzelim ülkemize katkı koymak için aday olduğuna vurgu yaptın. Sevgili Fırat, parti meclisine aday olanların hatırı sayılır yoğunlukta olduğunu görüyoruz. Seninde partine ve ülkene hizmet için bir nedenin vardır. Nedeni olanlar ‘Nasıl’a katlanır. Nasıl seçileceğim yerine, senin gibi dağarcığı bilgi ve efendilik ile dolu kişi nedene ulaşmak için bu özelliklerini ortaya döker. Ondan sonra o nasıl, ortadan kalkar.  

 **

Sn. Deli Çavuş, teweeter hesabınızdan yaptığınız paylaşımlar ile KKTC’de 9 şiddetinde deprem yarattınız. İki günde bir hart diye geçirdikleri akaryakıt zammı sonrasında, itina ile yonttukları zeytin ağacından mamül zam kazığını hart diye geçiren ve bunlar sayesine 90’lık ihtiyar pipisine dönüşen halkta ‘Kaldıracak’ hal bırakmayanlara durun paylaşımlarım daha bitmedi. Ben sizi ortadan kaldıracağım mesajı verdiniz. Reis’i karşınıza almanız nedeniyle daha durun yapacaklarım daha bitmedi. Sırada ünlü kadınların, kadın, kadına, bazı eski bakanların, erkek erkeğe oynaşmaları ile ilgili videolarımız gelebilir imasında bulundunuz. Deli Çavuş, böylesi videolar varsa ve bunlarda paylaşılırsa, tarihte 3 defa batan Afrodit’in kırmadık ceviz bırakmadığı fettan adası Kıbrıs, 4’ncü defa batacak desenize. Ne diyelim? Neyse İflah olmazlara hekim olunmaz diyelim.

**

Sn. Erdal Özcenk, bir süre önce milletvekilliği yaptığınız UBP’de, bukez Mağusa Belediye Başkanlığı adaylığınızın konuşulduğunu öğrendik. Ve tabi seçilmesi muhtemel en güçlü adaylar arasında isminizin geçtiğini de bu vesile ile belirlemiş olduk. Bizim Minik Kuşlar, halen DAÜ Vakıf Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini yürütüyor olmanızın sizin adınıza bir artı olduğu şeklinde yorum yapıyor. Sn. Özcenk, tabiî ki ipi göğüsleyip Belediye Başkanlığı yarışını kazanmayı Ümit ediyorsunuz. Ancak Ümit kötüdür işkenceyi uzatır. Ümitten daha fazlasını yapmak gerekir. Kaldı ki, siz kulakların duymak istediklerini söyleyen ağız değil, bugüne kadar inandıklarını söyleyen ağız oldunuz.

**

 

Fıkra

Beraber olamayacağız!..

Patron Sekretere : Bir haftalığına iş için yurtdışına çıkacağız. Ona göre hazırlan.

Sekreter kocasını arar. Patronla bir haftalığına yurtdışına çıkacağız. Sen başının çaresine bakarsın.

Kocası sevgilisini arar ;

Karım bir haftalığına yok. Bu haftayı beraber geçirelim.

Sevgili Özel ders verdiği minik çocuğu arar ;

Bu hafta sana ders veremicem. Gelmene gerek yok.

Minik çocuk Dedesini arar ;

Dedecim. Bu hafta dersim yok. Öğretmenim yok. Bu haftayı beraber geçirelim.

Dede (1.bölümdeki patron olur) sekreterini arar:

Bu haftayı torunumla geçireceğim. Gezimiz iptal oldu. Gidemicez.

Sekreter kocasını arar :

Gezimiz iptal oldu. Gidemicez.

Koca sevgilisini arar :

Bu hafta beraber olamıcaz. Karımın gezisi iptal oldu.

Sevgilisi ders verdiği minik çocuğu arar:

Bu hafta sana ders verebileceğim. İşlerim iptal oldu.

Minik çocuk Dedesini arar :

Dedecim. Öğretmenimin işleri iptal oldu. Bu hafta beraber olamıcaz. Çok üzgünüm.

Dede sekreterini arar :

Merak etme. Bu hafta yurt dışına çıkabileceğiz. Hazırlıklarını yap……

Başa dönüp tekrar okuyun… :))