Kıbrıs Türk halkı, oy kullanma hakkı olan seçmenleri ile büyük ve tarihi bir sınavdan geçti. Tarihi, çünkü siyasi yaşamında, daha önceleri Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde oynanan oyunlar, karalamalar, ithamlar, mesnetsiz iddialar, baskılar, bu kez, ters tepti. Seçmen, ak oyunu, bilinçli ve tepkisel şekilde değerlendirdi. Siyasilere güveni kalmadığını ortaya koydu, önemli mesajlar verdi. Nitekim Eroğlu, ezici yenilgisinden sonra, çıkan sonucun politikacılara, siyasi partilere de uyarıcı mesajlar verdiğini bizzat vurguladı. Olgun, demokratik, çağdaş, kavgasız belasız bir seçim yaşandı. Başta, seçmenleri, sandıklara gidenleri de gitmeyenleri de, oyunu kullananları da kullanmayanları da kutlarım. KKTC nin, halkımızın yeni Cumhurbaşkanı seçilen Mustafa Akıncıyı yürekten kutlar, başarılar dilerim. Seçim sonrası yaptığı konuşmasında vurguladığı karalama kampanyasının, Türkiyeli Kıbrıslı ayırımı yapmanın, Türkiye’den gelen ve bu toprakları vatan yapanların geri gönderileceği yalanlarının, propagandasının ne kadar yersiz ve tutarsız olduğuna parmak basmasının önemine değinmek isterim. Akıncı, barış, güven ve refah içinde her iki halkın da birlikte, ayni birleşmiş coğrafyada yaşanmasının önemini de dile getirdi. Statükocuların halkımıza neler kaybettirdikleri de ortada olduğuna işaret etti... Zaman kaybetmeden, ileriye, halka dönük yapıcı, olumlu, verimli çalışmaların başlatılması gerekmektedir. İktidarda hangi parti-partiler olursa olsun, Akıncı ile mutlak surette birlikte hareket etmeli, uzlaşı ve uyum faktörlerini değerlendirmelidir. Bütün siyasi partilere ayni uzak mesafede duracağını belirten yeni Cumhurbaşkanımıza herkes yardımcı olmalıdır. Aksi takdirde, tek haliyle Akıncının, hiçbir verimli çalışma yapamayacağı bilinmelidir. Hizipçilere, karıştırıcılara, karalayıcılara, bölücülere kulak verilmemelidir. Milliyetçi duyguları sömürmeye çalışan ve yıllarca halkı aldatarak saltanat kuranlar varsın yine bayrağa, hamaset nutuklarına sarılsın. Bu ülkenin insanları, bilinmelidir ki, en az onlar kadar vatanseverdir, milliyetçidir. Akıncı da, hatta onlardan daha da vatanseverdir. Kıbrıs Türklerini satacakmış... Kim kimi, kime satıyor? Maraş'ı verecekmiş. Açtıracakmış. Kırk yıldır açılmadı da ne oldu? Açılsa da her iki toplum da yararlansaydı fena mı olurdu? Limanlarımızın dünya trafiğine açılması kime zarar verecek ki? Varsın, karşılıklı anlaşma ve uzlaşma ile limanlarımız da, Maraş da, halkların kullanımına açılsın. Maraş, toprak tavizi konusunda elde bir kozmuş. O da yalan. Nice toprak haritaları teati edildi. Neler bu halk dan dan gizlendi. Güzelyurd'u, Lefke’yi kısmen geri vermenin kabul edildiğini bile halktan sakladılar. Kalıcı bir çözüm bulunacaksa, kesinlikle toprak tavizi de verilecektir. Yeni ayarlamalar yapılacaktır. Karşılıklı al-ver ile bir anlaşmaya, çözüme varılacaktır. Mustafa Akıncı, kendi istediğini yapacak da Rum'a bizi satacakmış. Yok öyle bir şey. Hiçbir liderimiz, politikacımız bu halkı satamaz. Başucumuzda koskocaman Türk devleti ve ulusu vardır..... Akıncı, Ankara ile istişare, sağlıklı ve karşılıklı saygı ve anlayış içinde olacaktır. Kendisi ısrarla tekrarlamıştır. Önümüzde, karartılmış ve yıllarca karanlık duran tünelin ucunda şimdi bir ışık yanmıştır. Bu labirent artık ışıklandırılacaktır. Nurlu, parlak ve güzel günlere adım atmaya başlayalım. El ele, hep birlikte, Akıncı ile Ankara ile barışa, çözüme ve yalnız Kıbrıs’ta değil, bölge coğrafyasında huzura, güvene doğru yürüyelim. Haydi, arkadaşlar, marş, marş, marş.