Televizyonlarımız mı? Sürünüyorlar !...

Taner ULUTAŞ

Biraz nostalji yaparak 1990’lı yıllarına döndüm. Askerin daha etkin olduğu ve  ‘Ateş Kes’ denilen dünyanın en uzun ateş kesinin hüküm sürdüğü KKTC’de hafızam beni yanıltmıyorsa o yıllarda telsiz telefonlar bile yasaktı. Telsiz telefon dâhil vericilerin dahi insanın başına büyük belalar açabileceği yıllarda bir idealist genç ortaya çıktı. Spor Yazarları Başkanlığı sırasında yüzme havuzuna ilk ‘Guspo’yu vuran. Spor yazarlarına büyük mesafeler aldıran Ertan Birinci bir ilke imza atarak KKTC’nin ilk özel radyosu First FM’i kurmuştu. Yine hafızam beni yanıltmıyorsa First FM 1 Kasım 1996 yılında kurulmuştu. Sonrasında da Ertan, daha sonra ‘Halkın Televizyonu ‘ olarak nitelendirilen ve halkın kapsama alanında sürekli gezinen Genç TV’yi, 1997 yılında görsel medya alanına dâhil etti. Ancak Kıbrıs’ın ilk özel televizyonu Ersin Tatar tarafından kurulmuş ve lokal yayınlar ile Kıbrıs Türk’üne ulaşmıştı. Kanal T olarak yayın yapan Kanal Tempo, BRT’nin yalnızlığına son vermiş ve görsel alanda bizde varız dedirtmişti. İlk yıllarında gösterime sunduğu filmler ile izlenme rekorları kıran Kanal Tempo daha sonra bu liderliği Genç TV’ye devretmişti. Bilahare Kıbrıs TV, Kanal Sim, ART, Ada TV, AS TV, Akdeniz TV ve en son da Diyalog TV kurularak görsel medyada bir zenginlik oluşturdular. Kıbrıslı Türkleri bilgi ve enformasyon çağında Türkiye’nin de yardımı ile lokal yayıncılıktan uydu yayıncılığına taşıyarak ülkenin adının yanı sıra kültürünü de dünyaya tanıtmaya başlattılar. Ancak lastiği patlak aksona gardası kırık araba gibi giden bürokrasi bu alanda da kendini göstererek her şeyin paraya endekslendiği KKTC denilen coğrafyada bu özel televizyonların önüne androş koydu. Konulan takoz yayıncıların dar bir çerçeve içerisinde kalmalarına neden oldu Uyduya çıkış, BRT üzerinden yapılacak kararı verilirken, Beşparmak Dağları üzerine kurulan vericilere de gerekli özen ve destek verilmedi. Özellikle çok sıcak günlerde 80 dereceye çıkan vericinin oda sıcaklığını düşürecek klima olmadığı için vericiler sürekli arıza verdi. Birçok televizyon kanalı arızalar nedeniyle lokal yayını dururken radyoları da sustu. Buna para ödemediniz bu nedenle yayınızı kestik diye ortaya çıkan BRT yöneticileri de eklenince boşalan frekanslar Rumlar tarafından dolduruldu. Yanlış siyasi kararlar frekansların Rumlarca doldurulmasına neden olurken, 3 kuruşluk borçlar nedeni ile günümüzde Türk Radyoları yerine Rum Radyolarının vericilerini dinlemek zorunda kaldık. Uydu yerine mahallî antenlerden yayınları izlemek isteyen vatandaşlara soğuk su iç denilirken, Televizyonlara verilen katkının büyük bölümü uydu parası olarak geri alındı. Büyük sıkıntılar içerisinde yayın yapmak zorunda kalan televizyonlara da emekleme yerine ‘Sürün’ denildi. BRT’ye birçok başarılı Müdürler geldi. Ancak siyasi nedenlerden dolayı bazı problemleri çözmeleri pek mümkün olmadı. Mete Tümerkan’dan boşalan BRT Müdürlüğüne çok deneyimli bir yayıncı olan Neşe Ergüçlü’nün getirileceği söyleniyor. Neşe hanımın müdürlük mevkine getirilmesi halinde bir başka şansı da eşi Kıbrıs Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Süleyman Ergüçlü gibi bir büyük gazetecinin öngörülerinden faydalanacak olmasıdır. BRT Müdürlüğü ile ilgili olarak ismi geçen Neşe hanımdan atandıktan sonraki beklentimiz biran önce 3-5 kuruş borç nedeni ile kesilen radyo yayınları ile lokal televizyon yayınlarına el atmasıdır. Televizyon yayıncılığında ömür törpüleyen birisi olarak Başbakan ve hükümetten bu duruma el atıp düzeltilmesini sağlayabilir kanaatindeyim. ****** Kıbrıs Kültürü Nitovikla Garden Otel’de yaşatılıyor İsmini, Kuruova köyü yakınlarında, 1929 yılında İsveçli arkeologlar tarafından bulunan, deniz kenarındaki kayalık bir tepe üzerine, Orta Bronz Çağı sonlarında yapılan ve Kıbrıs’ın ilk kalesi konumunda olan Nitovikla’dan alan Nitovikla Garden Otel Karpaz yarımadasında Kumyalı köyü içerisinde Kıbrıs Kültünü olabildiğince iyi yansıtan şirin küçük bir oteldir. Eko Turizminin uzmanlarından,  Kıbrıs Kültürü denilince ilk akla gelen isimlerden birisi olan Zekai Altan’ın kurduğu bu şirin otel, Eko Turizminin tüm değerlerini içerisinde taşıyor. Doğal ortamı içerisinde ismini bir mağara içerisinde kurulan Kıbrıs’ın ilk eczanesi Giçça’dan alan Giçça La Caverna Restoran mevcuttur. 10 metre derinlikte bir mağaradan müteşekkil, yeraltında Kıbrıs’a özgü eserlerle süslenen mağara restoranın içerisinde Dionysos Şarap Evi, eski ahırın şarap ve peynir evine dönüştürüldüğü bir de mekân mevcuttur. Eski bir Mağaradan restoran şekline dönüştürülen La Gicha Caverna’da en sıcak yaz günlerinde bile havanın sabit bir sıcaklıkta durması ve ziyaretçileri rahatsız etmemesi dikkat çekiyor. 10 oda ve 20 yatak kapasiteli otelin odaları özel isimlerle adlandırıldı. Odalarda Kıbrıs’a özgü eşyalar kullanılmakta olup eski eşyaların yanı sıra günümüzde kullanılmakta olan teknoloji harikası eşyalar da mevcuttur. Otel misafirlerine hitap eden 20 kişilik yetişkin ve çocuklar için yüzme havuzu etrafındaki yeşil örtü ile mutfakta Otantik Kıbrıs mutfağına özgü meze, fırın kebapları ve diğer mönüler unutulmuş Kıbrıs mutfağından da kesitler sunuyor. Otel binası Kıbrıslıların eski geleneklerine uygun bir şekilde inşa edilirken, tüm odaların Kıbrıs köy havasını yansıtmasının yanı sıra, el yapımı mobilyalarının Kıbrıs geleneklerine göre doğal malzemelerinden yapılması otele ayrı bir hava katıyor. Nitovikla Garden Hotel, Kıbrıslı Türk kültür ve geleneklerini en iyi şekilde tanıtan, gerçek bir köy yaşamı içine Kıbrıs Kültürünü tanımak ve yaşamak isteyenler için ideal bir yer konumundadır.