Umut Kurşun, Hibrit ve GDO’lu tohumlar konusunda uyarıda bulundu

Yeryüzü Tohumları İnsiyatifi Eş Bileşeni ve Slow Food Salamis Birliği adına açıklama yapan Umut Kurşun, üzerinde çalışmaların sürdürüldüğü bitki tohumlarıyla ilgili yasal düzenlemede yerel tohumların desteklenmesi gerektiğini vurguladı.

Yeryüzü Tohumları İnsiyatifi Eş Bileşeni ve Slow Food Salamis Birliği adına açıklama yapan Umut Kurşun, üzerinde çalışmaların sürdürüldüğü bitki tohumlarıyla ilgili yasal düzenlemede yerel tohumların desteklenmesi gerektiğini vurguladı. 

Umut Kurşun, “Biyolojik çeşitlilik ve insan sağlığının korunması adına hibrit ve GDO’lu tohumlar yerine, bulundukları iklime, toprağa, coğrafyaya ait, binlerce yılda uyum sağlamış güçlü, farklı stres (tuzluluk, susuzluk, hastalıklar, böcekler, iklim değişiklikleri) ortamlarına dayanıklı ve daha besleyici yerel tohumlarımızın desteklendiği bir yasanın geçmesini umuyoruz” dedi. 

Yeryüzü Tohumları İnsiyatifi olarak gündemde olan tohumla ilgili yasa taslağına, yerel tohumların çoğaltılmasını, paylaşımını engellediği gerekçesi de dahil bazı maddelerden dolayı karşı durduklarını anlatan Kurşun, “Yerel atalık tohumlarımıza sahip çıkmak ve yerel üretimi desteklemek küçük bir ada ülkesi coğrafyasında en temel hedefimiz en temel tarım politikamız olmalıdır” ifadelerini kullandı. 

Umut Kurşun, yasa çalışmasının arzu edilen şekle gireceğine inandıklarını belirtti.

HİBRİT TOHUMLAR

Hibrit tohumların, saf kan ebeveynlerin uzak akrabalarıyla melezlenerek üretildiğini, bu tohumların hem tek kullanımlık (kısır) hem de tarım zararlılarına karşı dayanıksız tohumlar olduklarını belirten Kurşun, bu tohumlardan elde edilen ürünlerin besin değeri düşük, alerji ve kanser olmak üzere birçok hastalığı tetiklediğini de savundu.

YERLİ TOHUMLAR

Yerli/atalık tohumların binlerce yıldır değişen koşullara uyum sağlayarak bugünlere geldiğini belirten Kurşun “Yerel tohumlar iklim değişikliklerine daha hızlı uyum gösterir, hastalık ve zararlılara daha dayanıklıdır, besleyici değerleri ise daha yüksektir” dedi.

GDO’LU TOHUM

GDO’lu tohumların üretiminde ise temelin genlerle oynamak olduğunu, soğuk havalarda verim düşüklüğünü engellemek için soğuk hava şartlarına dayanıklı somon balığı DNA’sından gen alınarak, bitkiye eklenmesinin uygulamalardan biri olduğunu anlatan Kurşun, insan bünyesinin alışık olduğu gıdalar ve genlerin belli, GDO ile nelere maruz kalındığı ve insan bünyesinde ne tahribat yapacağının ise belirsiz olduğunu kaydetti.

ÖNERİLER

Umut Kurşun yerli tohumların desteklenmesi için şu önerilerde bulundu:

“Yerel tohumları yaşatmak için mücadele eden Cittaslow’a üye belediyelerin, Yeryüzü Tohumları İnisiyatifi gibi oluşumların yerel tohumların kullanımının yaygınlaştırılması yönündeki çalışmalarının desteklenmesi,

Kendi tohumunu üreten üreticilere ayrıcalık sağlanması;

Atalık- yerli tohumlarından fideler üretilip her bölgede çiftçilere ücretsiz dağıtılması;

Yerel tohum üretip, eken, çoğaltan küçük üreticiye sertifikalı tohum dayatması yapılmaması.”

ÜRETİCİNİN EVRENSEL HAKLARI DA VAR

Köylülerin Birleşmiş Milletler (BM) tarafından da kabul edilen evrensel haklarının da bulunduğunu kaydeden Kurşun, “Atalık tohum/üretme ve çoğaltma, malzemelerini saklama, kullanma, takas etme ve satmanın da BM tarafından kabul gören evrensel hak olduğunu söyledi.

SLOW FOOD

Kurşun, Slow Food’un, tek tip beslenme modeline ve endüstriyel tarıma karşı olan, yerel tatları, geleneksel ürünleri, atalık tohumlarla üretimi destekleyen dünya çağında bir hareket olduğunu kaydetti.

SEFERİHİSAR BELEDİYESİ ÖRNEĞİ

Cittaslow Türkiye Başkenti Seferihisar Belediyesi’nin düzenlediği Tohum Takas Şenliği’nde eşine çok az rastlanan Topan Karakılçık Buğdayı’nın bulunduğunu, ilk hasadı 2016 Temmuz sonunda yapılan buğdaydan ekmek üretildiğini anlatan Umut Kurşun, Seferihisar Belediyesi’nin “Başka Bir Tarım Mümkün” projesi kapsamında, yerli tohum keşfetmek ve kullanımını yaymak maksadıyla tohum merkezi kurduğunu söyledi.

Projenin dört hedefinin bulunduğunu kaydeden Kurşun, bunların “üretici pazarları açmak”, “üretici birlikleri-kooperatifler kurmak”, “tarım ürününü bir sanayi ürününe dönüştürmek” ve “yerli tohuma sahip çıkmak” olduğunu ifade etti.

MEHMETÇİK BELEDİYESİ

Bunun Kuzey Kıbrıs’ta da mümkün olduğunu kaydeden Kurşun, Cittaslow üyesi Mehmetçik Belediyesi’nin bu amaçla Zeka Bey Tohum Merkezi ve Cittaslow Market Üretici Pazarı kurduğunu hatırlattı.