Uyuşturucu Madde Çalışmaları Raporu yayınlandı

Kuzey Kıbrıs’ta Uyuşturucu Madde Çalışmaları Raporu’na göre KKTC’de polis tarafından uyuşturucu nedeniyle yargıya gönderilen sanık sayısında yıllar içinde artış yaşandı.

Rapora göre madde tasarruf ve ithali suçundan 2006–2014 tarihleri arasında merkezi cezaevinde bulunan kişilerin tasarruf ve ithal durumu kıyaslandığında, tüm yaş gruplarında tasarrufun daha fazla olduğu görüldü.

Başbakanlık Uyuşturucu ile Mücadele Komisyonu ve Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) işbirliği ile hazırlanan “Kuzey Kıbrıs’ta Uyuşturucu Madde Çalışmaları Raporu” bugün Golden Tulip Otel’de düzenlenen basın toplantısıyla açıklandı.

Toplantının açılış konuşmalarını Başbakan Özkan Yorgancıoğlu, Sağlık Bakanı Ahmet Gülle ile DAÜ Rektör Vekili Profesör Doktor Necdet Osam yaptı.

Açılış konuşmalarının ardından Başbakanlık çatısı altında kurulan Uyuşturucuyla Mücadele Komisyonu Başkanı Hasan Karaokçu, DAÜ Psikolojik Danışmanlık Rehberlik ve Araştırma Merkezi (PDRAM) Başkanı Profesör Doktor Biran Mertan ve DAÜ PDRAM Uzman Psikologu Hatice Tüfekçioğlu raporla ilgili detayları paylaştı.

YORGANCIOĞLU: “GENÇLERİ BU İLETEN KURTARMAK ADINA BİR KAVGA VERİLMESİ GEREKİYOR”

Başbakan Özkan Yorgancıoğlu etkinlikte yaptığı konuşmada uyuşturucuyla ilgili dünyayı ve ülkeyi etkisi altına alan bir süreç yaşandığını ifade ederek gençlerin bundan olumsuz etkilendiğini kaydetti.

“Onları bu illetten kurtarmak adına bir kavga verilmesi gerekiyor” diyen Yorgancıoğlu, bu bağlamda Başbakanlık bünyesinde kurulan Uyuşturucuyla Mücadele Komisyonu’na ortaya koyduğu çaba için teşekkür etti.

Uyuşturucu ile veriler ve bilimsel yöntemlerle mücadele edilmesi gerektiğini belirten Yorgancıoğlu en kısa sürede tüm verilerin toplanması gerektiğini kaydetti.

Yorgancıoğlu, üniversite, lise, ortaokul ve ilkokullarda uyuşturucuya ilişkin veri toplama çalışmaları yürütüldüğünü, bunların da kısa sürede sonuçlandırılmasıyla uyuşturucuyu önleme adına çok daha somut çalışmaların ortaya konulabileceğini vurguladı.

GÜLLE: “EN ÖNEMLİ VE EN TEHLİKELİ SORUN”

Sağlık Bakanı Ahmet Gülle etkinlikte yaptığı konuşmada uyuşturucunun çağın en önemli ve en tehlikeli sorunu olduğunu kaydetti.

Gülle, uyuşturucunun özellikle gençlik arasında çok daha kolay yayılabildiği ve gençlerin toplumun geleceği olması nedeniyle toplumların geleceğini tehlike altına sokan bir sorun olduğunu dile getirdi.

Bu nedenle uyuşturucuyla mücadeleye büyük önem verilmesi gerektiğini anlatan Gülle, bu sorunla ilgili mücadelenin çok boyutlu olması gerektiğini ifade etti ve bu anlamda Başbakanlık Uyuşturucuyla Mücadele Komisyonunun çok önemli olduğunu kaydetti.

Gülle ülkede uyuşturucu konusunda birçok çalışma yapıldığını ancak Komisyon sayesinde bunların koordine edilmesiyle sonuca ulaşma adına önemli bir adım atıldığını belirtti.

Bugün açıklanacak raporla bugüne kadar yapılan çalışmalar adına önemli bir veritabanı oluşturulduğunu dile getiren Gülle, raporun bundan sonra yapılacak çalışmalara da önemli katkı koyacağını belirtti.

OSAM: “VERİLER DÜZENLİ ŞEKİLDE KAYDEDİLMİYOR”

DAÜ Rektör Vekili Prof. Dr. Necdet Osam etkinlikte yaptığı konuşmada uyuşturucunun zararlarına değindi.

Osam, KKTC’de uyuşturucu bağımlılığının sonuçlarını araştırmacıların yaptığı çalışmalarla ortaya koyduklarını kaydetti.

Raporun hazırlanma sürecine değinen Osam, raporun bilimsel makaleler, eğiti kılavuzları yanında Polis Genel Müdürlüğü verileri, Barış Ruh Ve Sinir Hastalıkları Hastanesi, Mahkemeler, Sosyal Hizmetler Dairesi, Devlet Laboratuarı ve Merkezi Cezaevi verilerinden derlendiğini belirtti.

Osam, raporun hazırlanma sürecinde, ülkede ilgili verilerin düzenli şekilde kaydedilmediğini gördüklerini anlattı.

DAÜ’nün sadece bilimsel araştırmalar yürütmekle kalmadığını bu araştırmaların sonuçlarını da topluma yansıttığını dile getiren Osam, açıklanan raporun da bu bağlamda ele alınması gerektiğini dile getirdi.

Osam raporun hazırlanmasına katkı koyanlara da teşekkür etti.

KARAOKÇU: “KURUMLAR ARASI İŞBİRLİĞİNE ÖNEM VERİYORUZ”

Açılış konuşmalarının ardından söz alan Uyuşturucuyla Mücadele Komisyonu Başkanı Hasan Karaokuçu, göreve başladıkları günden beri kurumlar arası işbirliğine önem verdiklerini kaydetti.

Çalışmaya katkı koyan herkese teşekkür eden Karaokçu, raporun, UMK’nın ilk toplantısında belirlediği veri tabanı oluşturulması konusunda atılmış güçlü bir adım olduğunu, bundan sonraki çalışmalara ışık tutacağını ifade etti.

Raporla birlikte dört bilimsel çalışma daha yürütüldüğüne işaret eden Karaokçu, ortaokul, lise ve ilkokulları kapsayan bir çalışmanın da yapılmakta olduğunu belirtti.

Karaokuçu, çalıştay sonuçlarıyla ilgili kamuoyunun yakında bilgilendirileceğini de ifade etti.

Gösterilen duyarlılığa teşekkür eden Karaokuçu, sorumluluklarının bilincinde olduklarını söyledi.

MERTAN: “CİDDİ BİR SAĞLIK SORUNU”

DAÜ PDRAM Başkanı Profesör Doktor Biran Mertan da raporla ilgili bilgi verdi. Bugün piyasada bulunan uyuşturucuların geçmişteki uyuşturuculardan farklı olduğunu dile getiren Mertan,  “Bu konu ciddi bir sağlık sorunudur” diye konuştu.

Mertan, Uyuşturucuyla Mücadele Komisyonu faaliyetleri yanında uyuşturucu konusunda dünyada yapılan çalışmaları anlattı.

Raporda elde ettikleri bilgiler ışığında ülkede alkolden tedavi alanların sayısının uyuşturucu nedeniyle tedavi alanların sayısından yüksek olduğunu ifade eden Mertan, ele geçirilen uyuşturucu miktarının da yıllar içinde değişiklik gösterdiğini gördüklerini kaydetti.

Polis tarafından uyuşturucu suçları nedeniyle yargıya gönderilen sanık sayısında yıllar içinde artış yaşandığını anlatan Mertan, “Merkezi Cezaevi verilerine göre son 9 yılda genel olarak 26 yaş ve üzerindeki kişilerin uyuşturucu suçundan ceza aldığı görülmektedir” dedi.

Mertan, madde tasarruf ve ithali suçundan 2006–2014 tarihleri arasında merkezi cezaevinde bulunan kişilerin tasarruf ve ithal durumu kıyaslandığında, tüm yaş gruplarında tasarrufun daha fazla olduğunu kaydetti.

Mertan devlet laboratuarında test edilen uyuşturucu maddelerin en fazla esrar ve eroin olduğunu anlattı.

Rapor hazırlanırken karşılaştıkları en önemli sorunun resmi kurumlardan gelen rakamların gelişigüzel düzenlenmiş olması ve verilerin tek elde toplanmaması olduğunu dile getiren Mertan, Milli Eğitim Bakanlığı müfredatlarında uyuşturucu ile ilgili bir çalışma olmamasının da önemli bir sorun olduğunu belirtti.

Mertan Kıbrıs’ın sosyopolitik konumu nedeniyle Türkiye’deki uyuşturucu olaylarından direk etkilendiğini de sözlerine ekledi.

TÜFEKÇİOĞLU: “SÜREKLİLİĞİ OLACAK BİR KURUMLAŞMAYA GİDİLMELİ”

DAÜ PDRAM Uzman Psikologu Hatice Tüfekçioğlu kısa ve uzun vadede yapılması gerekenleri anlattı.

Kısa sürede yapılması gerekenler arasında yapısal olarak sürekliliği olacak bir kurumlaşmaya gidilmesi bulunduğunu dile getiren Tüfekçioğlu ayrıca bir örgüt şeması altında çalışabilecek uzman ekipler ve STÖ’ler tarafından yıllık faaliyet raporları oluşturulması ve bunun tek bir merkezde toplanmasının da önemli olduğunu dile getirdi.

Toplumun cezalarla ilgili algısının ölçülmesi yanında toplumun harekete geçerek tüm katmanlarıyla önleme programına katılmasının da çok önemli olduğunu anlatan Tüfekçiğolu bu bağlamda veri toplanması gerektiğini belirtti.

Çocuk ve gençlerin alkol tüketimi konusunda geniş kapsamlı araştırma yapılması gerektiğini dile getiren Tüfekçioğlu okullardaki ders programlarına kişisel gelişimlerini güçlendirecek öz benlik saygısı dayanıklılık gibi konuların işleneceği ders saatleri eklenmesi gerektiğini anlattı.

Tüfekçioğlu trafikte alkol ve uyuşturucu taramalarının düzenli yapılabilmesi için yasal ve teknik altyapının ivedilikle hazırlanması gerektiğini dile getirdi.

Tüfekçioğlu uzun vadede yapılması gerekenleri de saydı.

Toplumdaki risk faktörlerinin ve koruyucu faktörlerin analizinin yapılması ve kapsamlı bir önleme programı hazırlanması gerektiğini anlatan Tüfekçioğlu, toplanacak verilerin güvenli olması gerçekleri yansıtması gerektiğini kaydetti.

Rehabilitasyon ve tedavi merkezlerinin kurulması için yasal düzenlenme altyapı çalışmalarının başlatılmamsı gerektiğini söyleyen Tüfekçioğlu, Avrupa uyuşturucu ve uyuşturucu bağımlılığı izleme merkezi ile bilgi ve veri alışverişi yapılması yollarının aranması gerektiğini kaydetti.

Tüfekçioğlu, yapılan programlarının yararlılığı ve etkinliği konusunda belirli aralıklarla izleme çalışmalarının da yürütülmesi gerektiğini sözlerine ekledi.