Vizyon ve öngörü olmayınca!

Derviş DOĞAN

Dünya’da en büyük yatırım alanları kuşku yok ki enerji sektörü ile ilintilidir.

Bu bağlamda birçok ülke devlet politikası haline getirdiği enerji yatırımları ile meşguldür.

Yenilenebilir enerji alanı en fazla rağbet gören alanlardan birisidir.

Bu kapsamda birçok çalışmalar yapılmaktadır bir takım ülkelerde.

Üniversitelerle işbirliği sağlanmakta, projeler geliştirilmektedir.

Tabi konunun uzmanları tarafından.

Bizde 365 günü güneş gören, etrafı denizlerle çevrili bir adadayız sözde.

Güneş tepemizden hiç gitmiyor.

Denizlerimizde dalgalar bitmiyor.

Rüzgar eksik olmuyor.

Üstelik üniversite adası olma gibi bir de iddiaya sahibiz.

Hükümetler geliyor, hükümetler gidiyor.

Var mı enerji alanında üretilen bir politika?

Yok.

Peki var mı bu alanda herhangi bir üniversite ile işbirliği halinde geliştirilen herhangi bir proje?

Yok.

Peki neden yok?

Çünkü bu ülkenin siyasi kültüründe vizyon yok.

Plan ve projeler itibar görmüyor.

Hoş görse de hangi kadrolarla bu işleri yürütecekler.

Devlet kadrolarına atadıkları ya eş, dost akraba oluyor, ya yandaş partili yaltakçıları oluyor.

Hal böyle olunca da devlet verimden uzak bir işleyiş içerisine giriyor.

İşinin ehli insanlardan oluşması gereken kadrolar, çoğunlukla gelişigüzel dolduruluyor.

Öngörü yok, plan program yok.

Olmayınca da olmuyor haliyle..

Güneşten enerji üretebileceğimiz, denizin dalgasından enerji üretebileceğimiz, rüzgarın gücünden enerji üretebileceğimiz projeler yapılamıyor ve devlet tarafından teşvik edilemiyor.

Dünya’nın rekabet halinde sürekli atılım yaşayan enerji politikaları bizim ilgi alanımızın dışında kalıyor.

Oysa bu ülkede bu ve benzeri projeler hayat bulabilir.

Coğrafi koşullar buna son derece uygun.

Üstelik bu projelerin geliştirilmesi noktasında  üniversitelerden akademik destek alınabilecek bir durumumuz da var.

Ama sonuç yok.

Siyasi kadrolar içinde  bunları  hayata geçirebilecek öngörüye ve vizyona sahip politikacılarımız azınlıkta.

Zaten onlarda mevcut düzene ayak uydurmakla tamamlıyorlar siyasi kariyerlerini.

Bu sadece enerji alanında mı böyle olmalı?

Tabi ki hayır.

Turizm diyoruz.

Buna müsait bir coğrafyada yaşıyor olmamız bile etken olmuyor turizmde devlet politikası oluşturmaya.

Üniversite adası olma hedefimiz var, ama bu alanda devlet politikamız yok.

Eğitim politikası olmayan bir coğrafyada üniversite adası iddiası olabilir mi?

Tabi ki olamaz.

Sağlık turizmi diyoruz ama, bu sektörde çöken bir sisteme sahibiz.

Çevre nutukları atıyoruz özel günlerde ama bugüne kadar devletin uyguladığı  çevre politikası göremiyoruz.

Ulaşım deseniz ha keza.

Yani anlayacağınız bu siyasi öngörüsüzlükle bizim arpa boyu kadar yol alma şansımız hiç olmadı bu ülkede.

Ben de tutmuş enerji diyorum.

Hade ordan.