Yakın geleceğin gerçekleri…

Kıvanç BUHARA

Londra ve Zürih antlaşmaları İngiltere, Türkiye ve Yunanistan tarafından imzalandı! Kıbrıs Rum cemaat lideri Papaz Makarios ve Türk cemaat lideri Dr. Küçük de parafe edince… … Kıbrıs Cumhuriyeti kuruldu! İki toplumlu bir cumhuriyet çıktı ortaya… Ve bu cumhuriyeti, birileri kendi hanesine yazmasın diye, garantör ülkeler de “bağımsızlığını” garanti ettiler… Taksim ve enosisi engelleyici bir anayasa kabul edildi edilmesine de… Özellikle başta Papaz Makarios olmak üzere, Rum fanatik milliyetçiler ve bunlara tepki gösteren Türk fanatikler, tutum ve davranışlarıyla bu “ bağımsız “ cumhuriyetin köküne kibrit suyu döktüler! Bir taraf “taksim” anaforuna, öteki taraf “enosis” paranoyasına kapılınca… Anglo- Amerikanların fahişe politikaları da eklenince… Olanlar oldu! Ne oldu? 1960 Kuruluş Anayasasının içine edildi… İki taraf da bu Anayasayı rafa kaldırdı! Anayasasız bir ucube cumhuriyet kaldı… AB, bu ucube varlığı içine aldıktan sonra “tövbe” etti etmesine de, tükürdüğünü yalamak cesaretini de gösteremedi… Şimdi durum ne? Yanlış yapan taraflar bu yanlışı düzeltmek yerine; Kırk yıldan fazla bir zamandır burada bulunan ve bu topraklara iyice yerleşen Türk Askerini, “adadan nasıl çıkarırız” telaşına düştüler yıllardan beri… Asker Kıbrıs’tan “çık” demekle çıkar mı? “Türk işgali” bitsin demekle işgal biter mi? Kıbrıs Anayasasında hala garantör ülke konumunu koruyan Türkiye’yi bu adadan atmak kolay mı? İngiltere’nin egemen toprağı sayılan üs bölgelerini “Kıbrıs Cumhuriyeti” topraklarına katmak kolay mı? Garantör ülke olan Yunanistan, “ben gönüllü olarak garantörlükten ayrılıyorum” dedi mi mesela… Ya İngiltere… Gerçekten garantörlükten çekilmek istiyor mu? Yakın ve Orta Doğuda petrol savaşları devam ederken İngiliz tilkisi buralardan çekilir mi? Rumlar ve Yunanlılar yalnız Türkiye’nin garantörlüğüne itiraz ediyorlar… Neden? İngiltere’ye bu konuda söz söylediklerini duydunuz mu? Haa; “İngiltere AB üyesi, bize zarar vermez” düşüncesi de yanlış… Neden? İngiltere AB’den çekilmek için planlar yapıyor! Yani, bir sabah bakmışsınız ki, AB denen parasal birliğin yerinde fırtınalar esiyor… Şaşmaz bir kuraldır… Ekonomik çöküşlerin tetiklediği fakirliğin sonunda, büyük savaşlar başlar! Müslümanların savaşı derken… Zenginken fakirleşen Hristiyan ülkeler de, kendi aralarında savaşa tutuşacaklardır… *** Doyumsuz, arsız tüketim, sonunda hiç şüpheniz olmasın, dünyayı tüketecektir! Bu, mesnetsiz bir hipotez değildir! Yakın geleceğin önümüze koyduğu gerçeklerdir!