Yasadışı kürtaj zanlıları 8 gün daha tutuklu

Serbest Çalışan Hekimler Birliği, yasa dışı kürtaj olayına adı karışan doktorların üyeliklerinin askıya alındığını açıklarken, Kıbrıs Türk Hekimler Sendikası (Tıp-İş)’te yaşanan olayı kınadığını açıkladı

8 GÜN DAHA TUTUKLU KALACAKLAR: Girne’de faaliyet gösteren “Ada Hospital” isimli özel hastanede yasal olmayan şekilde hamileliğin sonlandırılması olayı ile ilgili dün yeniden Girne Kaza Mahkemesi’ne çıkarılan 3’ü doktor, 1’i anastezist, 1’i ebe, 1’i hemşire,1’i sekreter ve 1’i de güvenlikçi olmak üzere toplam 8 kişinin tutukluluk süreleri 8’er daha uzatıldı

KARAGÖZLÜ VE SERDAROĞLU MAHKEMEYE GETİRİLMEDİ: Tutukluluk sürelerini Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nde geçirmeye devam eden Kadın Doğum Uzmanı Fahri Karagözlü ile Anestezi Uzmanı Dr. Rasiha Serdaroğlu’na bugün anjiyo operasyonu yapılacağı ve kalp sağlıkları ile ilgili durumun belirleneceği açıklandı

Yasadışı kürtaj meselesiyle ilgili geçtiğimiz hafta tutuklanan zanlılar tutukluluk sürelerinin dolmasının ardından dün yeniden Girne Kaza Mahkemesi’nde yargıç karşısına çıkarıldılar. Olayla ilgili tutuklanan zanlı 34 yaşındaki Azizi Dağgün (güvenlik görevlisi),  zanlı 38 yaşındaki Cemaliye Ölmez (sekreter),  zanlı 40 yaşındaki Mehmet Ali Tunçbilek (Hastane sahibi),  zanlı 40 yaşındaki Verda Tunçbilek (Tüp Bebek Uzmanı, hastane sahibi), zanlı 66 yaşındaki Fahri Karagözlü (Kadın doğum uzmanı),  zanlı 65 yaşındaki Rasiha Serdaroğlu (anestezist), zanlı 30 yaşındaki Ayşegül İşbilir (hemşire) ve zanlı 64 yaşındaki Tamer Okburan (hemşire) haklarında 8 gün daha tutukluluk kararı alındı.

Meseleyle ilgili tutuklu bulunan sekiz zanlıdan altısının mahkemeye getirildiği fakat sağlık sorunları bulunduğu gerekçesiyle tutukluluk sürelerini Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nde geçiren Kadın Doğum Uzmanı Fahri Karagözlü ile Anestezi Uzmanı Dr. Rasiha Serdaroğlu’nun mahkemeye getirilmediği öğrenildi. Hz. Ömer Türbesi yakınlarında geçtiğimiz hafta gömülü olarak bulunan ve ilk etapta 7 aylık olduğu açıklanan bebek cesedinin 34 haftanın üzerinde olduğu yani 8.5 ile 9 aylık arasında bir bebek cesedine ait olduğu ortaya çıktı.

BULUNAN BEBEK CESEDİ 8.5 İLE 9 AYLIK ARASI
Olayın tahkikat memuru Girne Polis Müdürlüğü Adli Şube Amirliği’nde görevli Polis Çavuşu Namık Kemal Baz, mahkemede soruşturmanın halen devam ettiğini belirterek, olayla ilgili yeni bulgulara rastlandığını ifade etti. Bulunan fetüs kalıntılarına yapılan otopsi sonucunda ilk etapta bulunan fetüs kalıntılarından en küçüğünün 17-18 haftalık en büyüğünün 34 haftalığın üstünde olduğu ve geçtiğimiz gün yapılan ikinci kazı çalışmasında bulunan 2 adet fetüs kalıntısından birinin 14-15, diğerinin ise 20-21 haftalık olduğunu kaydeden Baz, 2013 ile 2016 yılları arasında meydana gelen suçlarla ilgili zanlı 34 yaşındaki Azizi Dağgün (güvenlik görevlisi) ile zanlı 38 yaşındaki Cemaliye Ölmez (sekreter)’in methaldar oldukları ve söz konusu şahısların bu tarihler arasında “Ada Hospital” adlı özel sağlık merkezinde yasal sınır olan 10 haftadan büyük fetüsler için ameliyat edilerek gebeliğin sonlandırılmasında suçun örtülmesi suçunu işlediklerini kaydetti. Kemal Baz, söz konusu şahısların verdikleri gönüllü ifadelerinde 10-12 fetüs gömdüklerini itiraf ettiklerini belirterek en az 3 en fazla 5 fetüs kalıntısı bulunmasının beklendiğini sözlerine ekledi.

“24 HAFTALIK SONLANDIRMA” MESAJI
Zanlıların telefon dökümlerinin incelendiğini de kaydeden Baz, “Ada Hospital” isimli hastanenin sahibi zanlı Verda Tunçbilek’in telefonunda zanlı tarafından gönderilen “24 haftalık sonlandırma” içerikli bir mesaj bulunduğunu belirterek, zanlıyı suça bağlayacak önemli bir delil olduğunu vurguladı. Baz, polisin geniş çaplı soruşturmasının devam ettiğini, alınan ifadelerin teyit ve tekzibinin yapılması gerektiğini ve yapılması gereken kazı çalışmalarının olduğunu belirterek, zanlılar aleyhine 8 gün daha tutukluluk talebinde bulundu. Mahkeme zanlıların 8 gün daha polis nezarethanesinde tutuklu kalmasını emretti.

ZANLI DOKTORLARA ANJİYO YAPILACAK
Henüz soruşturması devam eden olayla ilgili zanlıların tutukluluk süreleri 8 gün daha uzatılırken, Dr Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi Başhekimi Dr. Ersan Berksel ve Kardiyoloji uzmanı Dr. Güzin Zekican’da tutukluluk sürelerini hastanede geçiren zanlıların durumu ile ilgili mahkemede tanık olarak dinlendi. Tutukluluk sürelerini Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nde geçirmeye devam eden Kadın Doğum Uzmanı Fahri Karagözlü ile Anestezi Uzmanı Rasiha Serdaroğlu’na yarın anjiyo operasyonu yapılacağı ve kalp sağlıkları ile ilgili durumun belirleneceği açıklandı.

FETÜS KALINTILARI TÜRKİYE’YE GÖNDERİLİYOR
Yapılan ön otopside bulunan bebek cesedi ve fetüs kalıntılarında fiziksel ve zihinsel engel bulgusuna rastlanmazken, ileri otopsi ve DNA testi amacıyla tüm fetüs kalıntılarının bu akşam Türkiye Adli Tıp Kurumu’na gönderileceği de açıklandı.

ÜYELİKLERİ ASKIYA ALINDI
Kıbrıs Türk Serbest Çalışan Hekimler Birliği, Ada Hastanesi’nde görev yapan ve yasa dışı kürtaj olayıyla ilgili haklarında tutuklama kararı çıkan 4 doktorun üyeliklerini askıya aldığını duyurdu. Serbest Çalışan Hekimler Birliği Başkanı Remzi Gardiyanoğlu, haklarında tutuklama kararı olan hekimler Dr. Mehmet Ali Tunçbilek, Dr. Verda Tunçbilek, Dr. Fahri Karagözlü ve Dr. Rasiha Serdaroğlu ile ilgili yargı sürecinin devam ettiğini belirtti. Yargı süreci sonlanıncaya kadar 4 doktorun Serbest Çalışan Hekimler Birliği üyeliklerinin askıya alındığını yazılı bir açıklamayla duyuran Gardiyanoğlu, yönetim kurulunun dün bu konuyla ilgili olağanüstü toplandığını kaydetti. Gardiyanoğlu, “Yönetim Kurulu gelecekte ortaya çıkabilecek koşullar doğrultusunda konuyu yeniden değerlendirme kararı da aldı” dedi.

TIP-İŞ BAŞKANI SILA USAR YAŞANAN OLAYI KINADI
Kıbrıs Türk Hekimler Sendikası (Tıp-İş), “insana zarar veren, mesleki ehliyetini suç örgütlerinin hizmetine sunan her eylemi şiddetle kınadığını” açıkladı.

Sağlık Bakanlığı’nın özel sağlık merkezleri de dahil, sağlık hizmeti veren tüm kurumları hassasiyetle denetlemesini isteyen Tıp-İş, hem yasalara, hem de vicdanlara karşı yapılmış şüpheli eylemlerin hızla soruşturulması, yargının gerekli değerlendirmeyi yapması gerektiğini kaydetti. Tıp-İş Başkanı Dr. Sıla Usar, yasa dışı hamilelik sonlandırması olayıyla ilgili yazılı açıklamasında olayın ülkeyi sarstığını, her bireyin yüreğine taş gibi oturduğunu belirtti ve polisin geniş çaplı soruşturma başlattığını, hekimlerin de aralarında bulunduğu bazı kişilerin tutuklandığını hatırlattı.

Hekimlik mesleğinin yaşam için var olduğunu ve yaşamı sürdürmek için mücadele ettiğini vurgulayan Usar, hiçbir hekimin mesleki ehliyetini bir yaşamı sonlandırmak ya da tehlikeye atmak için kullanamayacağını, kullanmaması gerektiğini vurguladı.

“HEKİMLER MESLEKLERİNE ETİK DEĞERLERLE BAĞLI OLMALI”
Tıp-İş Başkanı Usar, hekimlerin mesleklerine etik değerlerle bağlı olduğunu ve olması gerektiğini, aksi tutumların mesleğin onuruyla bağdaşmadığını vurguladı. Usar, hastalarına yasalara ve mesleki etiğe bağlı hizmet veren birçok hekim bulunduğunu; insana zarar veren, toplumun vicdanını yaralayan, güvensizlik yaratan, kabul edilmez amaçlar taşıyan suç örgütlerine hizmet eden davranışların en çok mesleğine gönül vermiş hekimleri üzdüğünü ifade etti.

“ŞÜPHELİ EYLEMLER HIZLA SORUŞTURULMALI”
Hem yasalara, hem de vicdanlara karşı yapılmış şüpheli eylemlerin hızla soruşturulmasını, yargının gereken değerlendirmeyi yapmasını isteyen Dr. Sıla Usar, medyada ve sosyal medyada tutuklanan hekimlerin bazılarının hapishaneye değil hastaneye gönderilmeleriyle ilgili yorumları da değerlendirdi.

“HERKESİN SAĞLIK HAKKI VAR”
Usar, suçlu olsun veya olmasın herkesin hastalık nedeniyle sağlık merkezlerine sevk edilebildiğine işaret ederek, ciddi sağlık sorunları varsa kişilerin kim olduğuna bakılmaksızın gerekenin yapılması gerektiğini belirtti.

Sıla Usar, zanlıların veya suçluların gerektiği zamanlarda sağlık merkezlerine sevk edilmesi ve tedavi altına alınmalarının ülkede birçok kez yapıldığını; tıbbi bakıma ihtiyaç duyan insanların sağlık hakkı olduğunu kaydetti. Usar, Tıp-İş’in yıllardır ülkedeki sağlık sistemini düzenleyecek yasaların eksikliğinden söz ettiğini, hükümetlere baskı yaptığını, sırasında eyleme geçtiğini hatırlatarak, şöyle devam etti:

“SAĞLIK BAKANLIĞI TÜM KURUMLARI HASSASİYETLE DENETLEMELİ”
“Son günlerde yaşanılanlar Sağlık Bakanlığı’nın denetleme görevinin ne denli hayati olduğunu, yasaların yaşanabilir bir toplum yaratmamız için gerektiğini bize bir kez daha hatırlatmıştır. Sağlık Bakanlığı özel sağlık merkezleri de dahil sağlık hizmeti veren tüm kurumları hassasiyetle denetlemelidir.”

Tıp-İş Başkanı Dr. Sıla Usar, mesleki etiğin, hekimlik mesleğini insanlığın hizmetinde tutmak; yasalar ve denetimlerin ise ülkeyi suç örgütlerinden, insanlık dışı eylemlerden korumak için var olduğunu ifade ederek “İnsana zarar veren, mesleki ehliyetini suç örgütlerinin hizmetine sunan her eylemi şiddetle kınarız” dedi.