Yaşlılık Döneminde Nasıl Beslenmeli?

Gaye TAŞKENTLİ

Hayatımız boyunca bebeklik, çocukluk, ergenlik, yetişkinlik, yaşlılık evrelerini geçirmekteyiz. Her dönemde olduğu gibi yaşlılıkta da doğru  beslenerek sağlıklı yaşayabiliriz. Dünya Sağlık Örgütü 65 yaş ve üzerini yaşlı olarak tanımlamaktadır. Yaşlılıkta beslenme durumu, bu dönemde vücutta meydana gelen değişikler, kronik hastalıklar, kullanılan ilaçlar, psikolojik ve sosyal durum gibi etkenlere bağlı olarak farklılık gösterir. Bu dönemde vücutta birçok değişiklik meydana gelir. Vücutta su miktarı ve yağsız doku miktarında azalma, yağ dokusunda artış gözlenir. Yağ miktarı arttığı için metabolizma yavaşlayarak, enerji ihtiyacı azalır. 3 ana öğün ve 3 ara öğün olmak üzere 2-3 saat aralarla beslenme sağlanmalıdır. Bu sağlıklı beslenme şekli ile yaşlılıkta meydana gelebilecek sindirim güçlükleri de önlenmiş olur. Besin çeşitliliğine önem verilmelidir. Ana öğünlerde dört temel besin grubundan da (süt, et, sebze, meyve, ekmek ve tahıl grubu) yeterli miktarda tüketilmelidir. Yaşlılıkta yeterli protein tüketimi, hücrelerin yenilenmesi, bağışıklık sisteminin güçlenmesi, kas dokusunun korunması için gereklidir. Yemek borusunun kasılma yeteneğinin yaşla birlikte azalması, yutma güçlüğüne neden olabilir. Besinlerin tüketilmesine yardımcı olmak için su içilmelidir. Bu dönemde, diş problemlerinden dolayı katı besin tüketimi güçleşebilir. Çiğnenmesi kolay yumuşak, püre haline getirilmiş, sulu gıdalar tercih edilmelidir. Yemekler, haşlama, buğulama, ızgara veya fırında pişirme yöntemlerini kullanarak hazırlanmalıdır. Bu dönemde kronik hastalıkların görülme oranın artması, vücut direncinin azalması gibi nedenlere bağlı olarak vitamin ve minerallere olan gereksinim artar. Vitamin ve minerallerin göz, deri, kemik sağlığının korunması ve unutkanlık, depresyon sorunlarının önlenmesi gibi görevleri de vardır. Hehangi bir sağlık sorunu yada besin alımında kısıtlama olmadığı durumlarda vitamin ve mineraller, yeterli ve dengeli beslenmeyle karşılanabilir. Kemik sağlığı için gerekli olan D vitaminini karşılamak için güneş ışınlarından her gün yararlanılmalıdır. Yaşamın vazgeçilmezi olan suyun besinlerin sindiriminden, toksik öğelerin dışarı atılmasına kadar her aşamada önemli görevleri vardır. Yaşlılıkta susama hissi azalmaktadır. Bu nedenle susama hissini beklemeden günde 1.5-2 litre (8-10 bardak) su tüketilmelidir. Haftada 2-3 defa balık ve kurubaklagil tüketmeye önem verilmelidir. Fazla çay, kahve tüketiminden kaçınılmalıdır. Bu dönemde yapılan düzenli aktivite kemik kaybını önler. Kalbi çok yormayan yürüyüşler yapılabilir. Yaşlılık döneminde sık görülen yüksek kolesterol, kalp damar hastalığından korunmak için margarin, tereyağı, kuyruk yağı gibi katı yağların tüketiminden uzak durulmalıdır. Yaşlılarımızın pamuk ellerinden öpüyor, yaşlılar haftasını kutluyorum.