Yeniden yaratabilmek evreni…

Kıvanç BUHARA

Bir hastane, Birde hapishane… İnsanların esir alındığı yerlerden ikisi! Zaman bir türlü geçmez… Oralarda saniyeler sanki yorgun yılları taşır omuzlarında! Dakikalar bitmez… Saatler ve günler derseniz, onlar da yerinde sayar! Fakat, o geçmeyen zaman, ışık hızıyla geçer gider, biz farkında olmadan… Daha dün gibiydi, toprak zeminlerde topaç çevirdiğimiz… Ve pirilli oynardık kavgacı çocuklarla bağıra,çağıra! *** Geçip giden bir şey yok! “2015’i geride bıraktık, tarihin sayfaları arasında kayboldu gitti!” Aslında… …her şey yerli yerinde! Öyle olmasına rağmen, Neden, Bedenlerimiz yorgun? Ve nedendir bu kayıtsız kalışımız sevdaların davetkarlığına? Nereden çıktı şimdi bu 2016! Bir matematiksel yargı, Bir astrofizik denklemi sanki… Geç bunları aziz dostum… Sanal alemlerden ve platonik aşklardan kurtul artık… Bu baş ağrısı, bu sebepsizvertigo, Bir sarhoş bulantı… Nesin sen, nereden düştün dünyamıza eeyy 2016! *** Neden şaşıyorsunuz? Ağaçların yarına dair bir umudu yok! Tüm istedikleri biraz yağmur, biraz kar… Ya hayvanlar…? Savaştan ve barıştan ne anlar onlar? En büyük mutluluk, Yok olmanın ne olduğunu bilmeden yaşamak… İşte; Bu dünyada hayvan olmak, hayvan doğmak vardı ya! Kıskandım şimdi, Ve galiba, 2016’da, Tüm insanlar hayvana ve tüm hayvanlar insana dönüşürse eğer; Sanırım bitecek o zaman, Bu yapay karadelik, Bu karabasan… *** Yeni yıl dediniz; Neresi yeni? Hep birlikte yıldızlara tırmanalım, Ve yeniden yaratalım evreni…