Zayıf bağışıklık sistemi, jinekolojik kanserleri tetikliyor

Kadın kanserleri hakkında bilgi veren Prof. Dr. Ahmet Göçmen, kanserlerde zayıf bağışıklık sistemi ve genetik gibi birçok farklı risk faktörü olduğunu belirterek önemli tavsiyelerde bulundu.

Jinekolojik kanserler hakkında bilinç hızla artarken, erken teşhis ve düzenli jinekolojik muayene ve takip, diğer tüm kanserlerde olduğu gibi çok büyük önem taşıyor. Ailesinde kanser vakası görülenlerin ise özellikle dikkat etmesi gerekiyor.

Jinekolojik kanserler hakkında bilgi veren  Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Göçmen, bu kanserlerin neler olduğunu, hangisinin nasıl belirtiler verdiğini, teşhis ve tedavisinin nasıl yapılacağını anlattı:

JİNEKOLOJİK KANSER ÇEŞİTLERİ

Jineklojik kanserler; rahim kanseri (endometrium kanseri), rahim ağzı kanseri (serviks kanseri), yumurtalık kanseri (over kanseri), tüp kanseri (tuba uterina kanseri), vulva ve vajen kanseri olarak sıralanabilir.

Rahim kanseri en sık görülen jinekolojik kanserdir. Özellikle menapoz döneminde olan kanamalar, menapozdan önce düzensiz ve aşırı kanamalar varsa endometrial biopsi alınarak kanser tanısı konulur. Ancak biopsiden önce jinekolojik ultrasonografi, MR ve Tomografi yapılarak kanseri düşündüren bulgular varlığında da yine endometrial biopsi yapılarak tanı koymak mümkün olur.

Rahim ağzı kanseri gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkelerde en sık görülen jinekolojik kanserdir. İnsan Papilloma Virüsü (HPV) enfeksiyonu, rahim ağzı kanseri için en önemli sebep olarak kabul edilmektedir. Çok eşli olmak, cinsel ilişkiye 20 yaşından önce başlamak, sigara kullanmak, bağışıklık sisteminin zayıf olması en önemli risk faktörleridir.

Serviks kanserleri, erken tanı konulabilen ve önlenebilir bir kanser türüdür. Düzenli smear ve HPV testleri ile tarama yapılarak, kanser öncesi patolojilerin tanısı erkenden konulabilir ve tedavi edilerek kansere gidişi önlenebilir. Ayrıca HPV aşısı ile hem rahim ağzı kanserine yol açan kanser öncüsü lezyonların hem de genital siğillerin büyük oranda ortaya çıkmasına engel olunur.

Yumurtalık kanseri, jinekolojik kanserlere bağlı ölüm nedenleri arasında, ilk sırada yer alır. Ancak günümüzde cerrahi ve kemoterapide önemli ilerlemeler kaydedilmiştir. Karın şişliği, kasık ağrısı, karında sıvı toplanması, dışkılama alışkanlıklarında değişiklikler, iştah ve kilo kaybı, hazımsızlık, gaz sancısı gibi sindirim sistemi şikâyetleri mevcut olanlarda mutlaka jinekolojik muayene yapılmalı ve yumurtalıklarla ilgili bir patoloji olup olmadığı ortaya çıkarılmalıdır.

AŞIRI KANAMAYA DİKKAT EDİN

Endometrium kanserlerinde, özellikle menapoz sonrası kanama ve menapozdan önce düzensiz ve aşırı kanaması olanların mutlaka bir kadın hastalıkları ve doğum uzmanına gitmesi gereklidir. Gerekli muayene ve endometrial biopsi sonucunda erken dönemde tanı koyma şansı vardır.

Yumurtalık kanserlerinde erken tanı konulacak bir tarama metodu yoktur. Özellikle ailesinde meme, kalın bağırsak, endometrium ve yumurtalık kanseri olanların düzenli jinekolojik muayeneye gitmeleri, vajinal ultrasonografik muayeneler yapılarak takip edilmeleri, genetik riski olanlarda risk azaltıcı tüp ve yumurtalıkların 40’lı yaşlarda alınması riski önemli ölçüde azaltacaktır.

Özellikle yumurtalık ve endometrium kanseri için genetik yatkınlık son derece önemlidir. Tüm epitelial over kanserleri içinde yüzde 5-10’nun otosomal dominant kalıtılan genlerde mutasyon sonucu oluştuğu tahmin edilmekte. BRCA1, 2 mutasyonu, Herediter Nonpolipozis Kolorektal kanser sendromu en önemli risk faktörü olarak kabul edilir.