Çocuklar hepimizin kırmızı çizgisi.
Hele ki söz konusu şiddet veya istismar ise.
İstismarı, ya da şiddeti duyduğumuz anda, hepimizin mantığı devre dışı kalıyor ve yapana verilebilecek en büyük cezayı bile yeterli bulmuyoruz.
Evet bir kişi , çocuklara karşı cinsel bir suç işlemişse, açıkçası bırakın ömür boyu hapis cezasını, idama karşı olmama rağmen, böylesi bir iğrençliği yapanın, yaşam hakkının bile olmaması gerektiğini düşünenlerdenim.
Ne yazık ki, bazı kadınların, taciz ve hatta tecavüz konusunu, kendi çıkarları ya da öfkeleri uğruna kötüye kullandıklarını, duyuyoruz ve haberlerini okuyoruz
O yüzden, taciz ve tecavüz konusu çok hassas bir konu ve hassasiyetle, bilim temelinde, ince ince ele alınmalıdır ve yargı, bu konularda, toplum vicdanı rahatlatacak kararlar üretmelidir ki, adalet yerini bulsun ve hukuk yara almasın.
Örneğin, son günlerde, medyada, Fatih Gazioğlu adlı bir babanın, otizmli, erkek çocuğuna tecavüz ettiği gerekçesiyle 30 yıl hapsine karar verildiği şeklinde bir haber yer aldı.
İlk okuduğumda, nasıl öfkelendiğimi tahmin edersiniz herhalde.
Ancak konuyu araştırınca, tecavüze uğradığı söylenen çocuğun, babası ile çeşitli zamanlarda çekilmiş fotoğrafları çıktı karşıma.
Çocuk, tablette eli tutularak nasıl bir ifade verdi görmedim ama o fotoğraflarda, babasına sevgiyle sarılan kolları ve yine babasına hayranlıkla bakan bir çift göz gördüm.
Çocuğu ifşa etmemek adına fotoğrafları, bu yazıya eklemeyi doğru bulmadım ama kafamdaki soru işaretleri daha da arttı ve adaletin tecelli etmesi için sormaya ve sorgulamaya karar verdim.
Neydi konu?
Fatih Gazioğlu isimli birisi, bir kadınla evleniyor ve ilk önce özel gereksinimli (Otizm) bir erkek çocukları oluyor. Sonrasında engeli olmayan bir erkek çocukları daha oluyor.
10 yıldan fazla evli kalan bu çift, anlaşmalı olarak boşanmaya karar veriyorlar ve boşanıyorlar.
Boşandıktan sonra her ikisi de başka kişilerle evleniyor ve Fatih Gazioğlu’nun ikinci eşinden de bir kız çocuğu oluyor.
Buraya kadar her şey normal.
Ancak boşandıktan 4 yıl kadar sonra, ilk eş, “babası 3 yaşından itibaren 7 yıl boyunca engelli oğluma tecavüz etmiş” gerekçesiyle şikayette bulunuyor ve Fatih Gazioğlu tutuklanıyor.
5 yıl boyunca tutuklu yargılanma sonucunda mahkeme önce müebbet hapse karar veriyor, ancak nihai kararında bunu 30 yıl olarak kesinleştiriyor.
Şimdi, “Bunda garip olan ne? Bıraksalardı hapiste çürüseydi” diyeceksiniz .
Evet eğer gerçekten suçluysa haklısınız ama ya suçlu değilse?
Nerden mi böyle bir kanıya vardım?
Birincisi, bir anne, çocuğunu sinek ısırsa fark eder ama bu anne, yardımla giyinip, soyunan, yardımla banyo yapan ve 3 yaşındaki bir çocuğun, 7 yıl tecavüze uğradığını nasıl fark etmez?
3 yaşındaki bir erkek çocuk, tecavüze uğrarsa, vücudunda en azından anüs bölgesinde belirtiler olmaz mı?
Eğer bir anne 7 yıl boyunca bunu fark etmemişse, annenin, dikkati, sorumluluğu ve ilgisi sorgulanmaz mı?
Yani ya anne çok ilgisiz bir anne ya da bu olay gerçekle bağdaşmıyor. Bunun başka bir açıklaması var mı?
Kaldı ki, eğer böyle bir tecavüz olayı gerçekleştiyse, o baba da, anne de yargılanmalı ve çocuklar devlet korumasına alınmalı.
Bir çocuk ateşle oynayıp evi yaktığında, ya da bir yerden düşüp, ağır yaralandığında, anne ve babası, dikkatsizlik ve ilgisizlikten yargılanıyorsa, böyle bir ağır suçta her ikisi de yargılanmaz mı?
İkinci olarak kafama takılan soru, neden ayrıldıktan 4 yıl sonra böyle bir suçlama oldu?
Bunun cevabını da Gazeteci Can Ataklı’nın yayınladığı videodan dinledim ama çok ilginç bir gerekçe. Can Ataklı’nın dediğine göre ,çocuk psikoloğu ile görüşmesinde bir şeyler anlatıyor ve psikolog da aileye “ küçükken bir tecavüz olayı yaşadı mı? Bir şeyler anlatıyor ama tam olarak şekillendiremiyor” gibi bir şüpheden söz ediyor, bunun üzerine anne, çocuğunun, öz babası tarafından tecavüze uğradığı gerekçesi ile şikayette bulunuyor.
İyi de, çocuğun şekillendiremediği bir beyandan, olayın 3 yaşında başladığı, 7 yıl sürdüğü ve bunun baba tarafından yapıldığı kesin sonuçları nasıl çıkarıldı?
Sonuçta, bu çocuk, kendi başına hareket edemeyen, yardımla tüm ihtiyaçlarını gideren ve kendisini doğru ifade edemeyen bir çocuk, bu kadar kesin bilgileri nasıl verdi, ya da anne bu sonuçlara nasıl ulaştı?
Bu denli detaylı bilgiyi verebildiyse, bunca yıl anlatmaması tuhaf değil mi?
Kaldı ki, babanın avukatlarının açıklamasına göre bu olayla ilgili iki yerden görüş alınmış. Biri İstanbul Üniversitesinden tek bir uzmandan, diğeri ise Hacettepe Üniversitesinden 5 kişiden oluşan bir heyetten.
İstanbul Üniversitesinden alınan bilgide böyle bir olayın olabileceği belirtilirken, Hacettepe heyeti, böyle bir tecavüzün olmadığı, ve anlatılanların, bazen sayıklama ya da başka bir şey olabileceği yönünde.
Ayrıca avukatlar, aldıkları uzman görüşlerinde, çocuğun elinden tutularak, tablette yazdırılan ifadenin de bilimsel bir tabana dayanmadığını ve bu gibi özel gereksinimli çocukların verdikleri ifadelerin, hukuksal geçerliliğinin olmadığını belirtiyorlar. Bu konuyu açıklarken yurt dışında görülen buna benzer bazı davaları da referans olarak gösteriyorlar.
Tabi ki ben ne bir uzmanım ne de bir hukukçu. O yüzden mahkemenin neye dayanarak, tecavüzün gerçekleştiğine ve babanın gerçekleştirdiğine kanaat getirerek, babayı suçlu bulduğunu bilemem ve bu konuda yorum yapamam.
Ama bir vatandaş, bir anne ve bir öğretmen olarak, kafamdaki bu soruların netleşmesini ve istinafta bu davanın daha da dikkatle incelenmesini Fatih Gazioğlu’nun 3 çocuğu adına isteme hakkına sahibim diye düşünüyorum.
Bunu isterken de amacım, sırf mahkemenin verdiği kararını eleştirmek değil elbette.
Çünkü adalet doğru tecelli etmeli.
Eğer gerçekten Fatih Gazioğlu suçlu ise ve bu durum, bilimsel yollarla ulaşılan delillerle kanıtlanırsa, en ağır cezayı alsın isterim.
Ama ya suçlu değilse ve mahkeme yanıltılmışsa?
Adalete ve hukuka olan güven sarsılır.
Böylesi durumları kullanmaktan çekinmeyen insanlar çoğalır.
Suçsuz bir insanın hayatı kararır
EN ÖNEMSEDİĞİM, Fatih Gazioğlu’nun biri kız, ikisi erkek , 3 çocuğu, toplumda, haksız yere “Tecavüzcü babanın çocukları” diye yaftalanarak, asıl onlar cezalandırılır ve utançla yaşamaya mahkum edilir.
Eğer suçsuzsa, çocukları hem babasız hem de, babadan nefret ederek, insanlara güvensiz büyür.
O yüzden ben, istinafa giden davanın, titizlikle ve ayrıntılı incelenerek bir karara bağlanacağını diliyorum ve buna inanıyorum.
Fatih Gazioğlu gerçekten suçluysa, en ağır cezaya çarptırılır ve toplum vicdanı da rahat olur.
Ama ya suçlu değilse ve doğruyu söyleyen, o fotoğraflardaki bir çift göz ise????