1 Kuruşçuk indirim ha… 1 onnuk etmezsiniz…

Kıbrıs’ın kuzeyinde geçtiğimiz hafta, siyaset tarihine geçecek büyük bir “bayram” yaşadık… “İndirim Bayramı”… Hükümet ortakları CTP ile DP; neredeyse, gökten yağmur gibi “indirim” yağdırdılar… Akaryakıtta indirim… Elektrikte indirim… Tüpgazda indirim… Resmi haber bültenleri, yandaş medya manşetleri bar bar bağırarak bu “mutluluk tablosu”nu bol bol abarttılar… Hatta, “Üstüne elzem olmayan işleri karıştırmak”ta usta olan üniversitelerimizden biri, sırf devletin tepesindekileri memnun etmek için bir anket de bunun için yapsa, eminim geçen hafta “dünyanın en mutlu insanları Kıbrıslı Türklerdir” sonucunu çıkarabilirdi… Adamlar ince elediler, sık dokudular, haftalarca düşünüp taşındılar… KIB-TEK’in başındaki partili Başkan, Başbakanını ikna etmek için “medya” üzerinden parti başkanına laf bile giydirdi… Başbakan; başlangıçta “Daha çok indirim” diye tutturmuştu, saf saf “Helâbare yaptığımıza deysin” diye düşünmüş olacak ki, bir süre “indirim”i bekletti ama bu “indirim” ciddi bir “siyasi paket”ti ve daha fazla direnmek mümkün değildi… Sonunda, maaşlarını devletin ödediği “danışmanlar” bastırdı ve Metropol mahallesindeki dükkânların yılda birkaç kez yaptıkları “indirim şöleni”nden ilham alarak ürettikleri bu “seçim projesi” manşetlere, gazete köşelerine, haberlere, tv programlarına, internet sitelerine “güm güm” diyerek ve tozu dumana katarak yerleşti… Tabii, ne yazıktır ki bu kocaman “seçim projesi” kocaman bir “yalan” eşliğinde sunuldu… “Elektrik tarifelerinde yüzde 36’ya varan indirim” manşetleri bar bar bağırırken; CTP’nin ve DP’nin propagandistleri, insanımızın “nefes alacağını” iddia ettiler… Hatta “indirim” şokuna uğrayıp köşelerinde ayılıp bayılanlar, zevkten bitta olanlar bile var… Yani; “hava”yı, bize “nefes” diye yutturmaya çalıştılar… Oysa, tüm yapılan bir “yanıltma” operasyonu idi ve gerçek; tamamen tersiydi… Yani tüketici, indirim değil, kocaman bir “hava” alıyordu… Gözlerden kaçırılan bu “aldatmaca”yı detaylandıralım: Eğer; dar gelirli, az elektrik tüketmeye mecbur olan, ısınmayı tüp gazla sağlayan, bir ya da iki çocuğu olan bir “aile” iseniz; 250 kilovata kadar yaktığınız elektrik için, 45 krş. yerine 44 kuruş ödeyeceksiniz… Yani; CTP-DP Hükümeti, size tam 1 kuruşluk bir “indirim” uygulayacak… 250 kilovatta 250 krş. “indirim” alacaksınız… Bu da ayda 2.5 TL. eder… Üstelik bu indirim, Şubat’ta yürürlüğe girecek, Mart’ta faturanıza yansıyacak ve Nisan’da sandığa gideceksiniz… Bu ülkede 158 bin dolayında elektrik abonesi var. Bunların 122 bine yakını, yani yüzde 77’si “Konut”… Konutların 56 bini; yani yarısına yakını, 250 kilovatın altında elektrik tüketiyor. Bu şu demektir: Ülkedeki tüketicinin üçte biri, 250 kilovatın altında tüketim yapıyor ve bu kesimin alacağı indirim sadece 1 kuruş… Yani; bu Hükümet, hem “Hayat pahalılığını eşit dağıtacağım” diyor, az gelirli devlet çalışanını koruduğunu iddia ediyor, öte yandan da en düşük “indirim”i; dalga geçercesine dar gelirli tüketiciye yapıyor… Oysa; üçyüz metre kare bir villada yaşıyorsanız, havuzunuz ve merkezi klima sisteminiz de varsa, yani 750 kilovatın üzerinde elektrik tüketiyorsanız; alacağınız “indirim” yüzde 35.71 dolayında… Hani; yandaş medya “Yüzde 36 indirim” diyor ya; kastettiği aslında çok elektrik tüketen üst gelir grubundakiler… Yani; bu “indirim”den aslan payı onlara… Çok elektrik tüketenlere… Birkaç kişilik dar gelirli ailelere ise sadece bir kuruş… Bu “acemi” seçim maksatlı projeyi de maalesef yüzlerine gözlerine bulaştırdılar… Apaçık biçimde “üst gelir grubu”nu korudular…  “Sosyal devlet”ten bir kez daha uzaklaştılar… CTP’nin “akıl tutulması”na uğramış aklıevvelleri bunu parti kitlesine nasıl izah edecek merak ediyorum doğrusu… Biliyorsunuz; geçen 18 Kasım’da bu Hükümet, en düşük konut tarifesindeki kilovat başına fiyatı 38 kuruştan 45 kuruşa yükseltmişti. Yani; bu az gelirli kesime yüzde 19 dolayında zam yapmıştı. Şimdi 1 kuruşu geri alıyor ve buna “indirim” diyor… Bu da yetmiyor; CTP ile DP bu “indirim” yalanı ile sanayici ve turizmcileri de kandırmaya çalışıyor… 18 Kasım’da yüzde 29.23 oranında zam yaptığı sanayi tarifesine uygulayacağı indirim yalnızca yüzde 13 dolayında… Oysa, KIB-TEK’in maliyetlerinde aslan payını ithal petrol oluşturuyor ve petrol da bu dönemde yüzde elli ucuzladı. Kısacası; bu “indirim” açıkgözlüğünü; acemice yapılmış, dar gelirliyi es geçen, sanayici ile turizmciyi “ahmak” yerine koyan, seçime yönelik popülist bir “siyasi buluş”  olarak okumak gerekiyor… Sağ partilerin 1974’ten sonra “ganimet”le kirlettikleri siyaset, her seçim öncesinde çeşitli “manivela”lar ile eğilip büküldü… Ganimet bitince krediler, taksi izinleri, işe almalar, terfiler; siyasette “popülizm”i patlattı… Bu Hükümete sıra geldiğinde, elde avuçta bir şey kalmadı… Ne yapalım, ne yapalım derken, önce zam yap, sonra “bir onnucuk” geri al siyaseti başladı… Bu; reformcu Hükümet’in “sol” kanadının icadı oldu ama, ortağı da bundan pek hoşlandı… Çünkü her ikisinin de Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde birer adayı var ve ülkenin “ucuzluk cenneti” haline dönüştüğü yalanı, “göle çalınan maya gibi” tutabilir… Tabii; bu onların tahmini ve beklentisi… Kıbrıslı Türkler bunu yer mi? Göreceğiz…