• BIST 11335.05
  • Altın 5945.38
  • Dolar 42.7823
  • Euro 50.1736
  • Lefkoşa 7 °C
  • Mağusa 17 °C
  • Girne 13 °C
  • Güzelyurt 9 °C
  • İskele 17 °C
  • İstanbul 5 °C
  • Ankara -6 °C

Başbakan yerden Göğe kadar haklıdır…

Hasan KAHVECİOĞLU

Başbakan Özkan Yorgancıoğlu’nun BRT’de konuk olduğu bir haber programında söyledikleri, tüm politikacıların kulaklarına “küpe” olabilecek değerdedir… Başbakan; son derecede sakin, mütevazı, iddiasız, alttan alan ve “hakkı yenmiş” bir mağdur politikacı “sound”uyla konuşuyordu… Bu çizdiği “portre” ile CTP’ye biraz büyük geldiği, parti içindeki “zizziro”lardan ayrıldığı ve bu “tarz”ı ile partide kimseyi mutlu edemediği anlaşılıyor… 14 Haziran Kurultayı’nda sadece “Genel Başkan seçimi” yapılacağına dair ilk parti kararı basında yer aldığında çok şaşırmıştım… Yorgancıoğlu’nu tam da bir “Günah keçisi” yapacaklar ve bir kenara atacaklardı… Neyse ki bu yanlıştan erken döndüler ve tüm organların yenileneceği bir kurultayda karar kıldılar… Başbakan’ın, politik ihtiras sahibi olmayan, oturduğu koltuğa yapışmayan, uzlaşmacı ve sabırlı “kişiliği” ne yazıktır ki CTP’de bir “zaafiyet” gibi okunmuş olacak ki, ciddi anlamda bir işe yaramadı… Hem parti içindeki kavgalar bitmedi, hem de CTP toplumda genel anlamda kan kaybetti… Yeniden Başkanlığa oturması beklenen M. Ali Talat’ın partiyi “toparlaması” hiç de kolay olmayacak… Çünkü bu parti, yalnızca “kadroları” bakımından değil, “ideolojisi” bakımından da “toparlanmaya” ihtiyaç göstermektedir… Peki bu beni neden ilgilendiriyor? Nedeni gayet açık: CTP’deki her “ideolojik” kayma ya da tereddüt, artık doğrudan her yurttaşın cebini ve yaşamını etkilemektedir… İşte en canlı örnek: Elektrik Kurumu… Dünyanın en pahalı elektriğini kullanan Kıbrıslı Türkler, CTP’nin (Ya da UBP’nin, hiç fark etmez) bu kurumdaki yanlışlarının faturasını ödemektedirler… CTP; Hükümete geldiğinde, parti kadrosundaki değerli bir ismi işin başına getirmişti. Bu “sol” parti, özelleşmeyi önleyecek, “özerkleşme”yi sağlayacaktı. Elektrik ucuzlayacak, devreye başka enerji kaynakları da girecekti. Partinin ve Hükümetin yani, siyasetçinin oraya atadığı kişi ne yaptı? Kendi “imparatorluğu”nu ilan etti… Çırak değilim dedi, denetçileri içeri sokmadı, ihale açmayı reddetti, münhalsiz işe adam aldı, borçlanacağında başvurması gereken “Borç Komitesi”ni tanımadı… Daha da ileriye giderek Başbakan’ı bile tanımadı… Bir “siyasi makam” sahibi gibi suçlayıcı, bazan da dalga geçen bir üslupla kendi partisinin başkanı ile dalaştı… Üstelik medyayı da zaman zaman kullanarak “Elektrikte işler iyiye gidiyor” algısını yarattı… Yüzde 25’lerde elektriğe zam yaptıktan bir süre sonra “Bir kuruşçuk” bir indirimle “Elektrik ucuzladı” propagandası yaptı… Oysa dünyadaki petrol fiyatları ucuzlamış, ama bu ucuzluk bizim buralara uğramamıştı… Geçenlerde Bakanlar Kurulu’nun kapısına dayanarak, yeniden elektriğe zam talep edince bu kez bizzat Başbakan “Maliyet analizlerini getirin göreyim” dedi ve buna ikna olmadı… Vay sen misin, kurumun “zam” talebine karşı çıkan?  Bir kavga daha başladı… Kurum Yönetim Kurulu Başkanı İsmet Akim gene bir “politikacı” edası ile medyada kendi başbakanına veryansın etti… İşte bu nokta, Kıbrıs’ın kuzeyinde yaşayan her bireyi, her tüketiciyi doğrudan ilgilendiriyor… Bu kurumu yönetenler; halkın malı olan bir devlet kurumunda, maliyetler konusunda Başbakan’ı bile ikna edemediler. Elektriği ucuzlatacaklarına, yeniden zam istiyorlar… Boğazına sarılmadıkları belediye, devlet kurumu, muhtarlık, cami bırakmadılar… AB’ye hiç de uyumlu olmayan bu tekelci yapının “Keserim ha” biçimindeki tehdit gücüyle “gelir”lerini artırdılar… Sonra da çıkıp “2014’te 5 milyon TL kâr ettik” dediler. Oysa; daha önce belediyelerin aldığı 15 TL. civarındaki aydınlatma parasını “yasa dışı” olarak topladıkları için bu “sahte kâr” görünüyor… Bugün; sözünü ettikleri bu 5 milyon liralık kâr, 160 bin tüketiciden aldıkları iki aylık “aydınlatma” parasına eşittir… Demek ki ortada kar falan yok… Gelelim asıl konuya… CTP, özelleştirme yerine “özerkleştirme” projesini ortaya attı. Ama kurum, daha yasa çıkmadan, özerkleşme yerine “imparatorluğa” dönüştürüldü… Astığı astık bir para makinesi, kapitalist tekelci bir şirket gibi çalışıyor. Üstüne üstlük ülkedeki elektriğin yüzde altmışını üreten özel bir şirketten aldığı elektriği tam iki katı fiyatla bize satıyor… Yani aracılık yapıyor… Tüm bunlar “sol” bir partinin “özerklik” projesi olarak bize sunuluyor… Sanki bu kurumun hiçbir “sosyal” sorumluluğu yokmuş, görevi sadece pahalıya ürettiği elektriği yurttaşa satmak ve parasını da acımadan tahsil etmekmiş gibi bir “algı” oluşturulmak isteniyor… Günümüzde ticari bankalarla, telefon şirketleri bile “sosyal sorumluluk projeleri” üretirken, halkın malı olan “kamu iktisadi teşekkülü” statüsündeki bir kurum “canavarca” kapitalistlik yapıyor… Neden? Oradaki altı yüz kişi, mutlu olsun diye… İşte bu yüzden, hiç çekinmeden ve KIB-TEK Başkanı gibi popülizm yapmadan “Bu kurum, orada çalışanlar için değil, topluma hizmet etsin diye vardır…” diyebilen bir politikacı olarak Özkan Yorgancıoğlu yerden göğe kadar haklıdır… “Eksiğim yanlışım olabilir. Yanlışım olmuşsa özür dilerim” diyebilen Başbakan hazirandan sonra yok… Bakalım CTP bu “popülist” özerkçilerle ne yapacak?

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları