Ben “anket”e “anket” demem “anket” benim olmayınca…

Geçtiğimiz Pazar günü, birçok Türkiye gazetesinde geniş biçimde yer alan bir “seçim anketi” bizim buralarda ortalığı karıştırdı… Türkiye, İsveç ve İngiltere’de faaliyet gösteren “Gezici” adlı bir “uluslararası” araştırma şirketi, şubat ayı ortalarında KKTC’de 3 bin kişi ile anket yapmış ve Akıncı’nın neredeyse ikinci turda diğer adayları silip süpüreceği sonucuna ulaşmış… Vay canına… Önce, haberi veren Türkiye gazetelerinin web sayfalarını inceledim… Sözcü, Vatan, Cumhuriyet, Hürriyet, Zaman gibi gazeteler anketi “ciddiye” almışlardı… Daha da meraklandım… Sakın bizim bazı “kıytırık anketçiler” ayarında biri olmasın, yoksa; seçimlerimize dışarıdan “müdahale” etmek isteyen birileri mi vardı? Bu soru elbette “anlamsız” ve yersizdi… Akıncı’yı açık ara “favori” gösteren bir anket, aslında yerleşik ezberleri bozuyordu… Yüzde 62 ile Akıncı’nın seçimleri kazanması, bizim paralı partilerimizin devlette mevki makam ve bütçe sahibi “adayları”nın dışında bir sonuçtu ve “çifteli” bir memnuniyetsizlik yaratmıştı… Hem Eroğlu’nun, hem Siber’in medyadaki destekçileri şaşkındı… En iyisi, “anket”i görmezlikten gelmekti… Hafta içinde bu iki adayın politikacı destekçileri televizyonlara koştular ve “anket”i yerden yere vurdular… Bazı heyecanlı akademisyenler ise üzerlerine zem olmayan bu işe karışarak “sosyal medya”dan medet umdular. Haklıydılar… Bunca zaman “baskın basanındır…” diyerek uydurma anket yaptıranlar, sonuçları diledikleri gibi manipüle edenler, bu konuda ustalaşanlar, aniden karşılarında bugüne kadar KKTC’de iş yapmamış “Gezici” diye bir şirket bulunca, adeta afalladılar… Ellerine hesap makinesini alıp, anketin dakikalarını, anketör öğrencilere ödenen parayı çarptılar, böldüler ve sonuçta “Olmaz, olamaz…” diye hayıflanmaya başladılar… Oysa, benim yaptığım gibi ta geçen Pazar günü, Google’a “Gezici Araştırma” diye iki sözcük yazsalar, bu adamların boyutunu, ne gibi işler yaptıklarını, güvenirliklerini öğrenme fırsatı bulabilirlerdi… Siber’ci politikacı da, Eroğlu’cu gazeteci de bunu yapmadı… “Bu anketi yapanlar kimler? Bir prestijleri, bir başarıları var mı?” diye merak etmedi… Ettiyse de  “dürüst” davranmadı, bu alanda bu şirketin referanslarını küçümsedi, es geçti… Oysa bu şirket, Türkiye’deki son yerel seçim sonuçlarını en yakın bilen firmaymış ve 16 yıllık bir geçmişi varmış… Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de sandığa gitmeme oranını tek bu şirket tutturmuş… Geçenlerde AKP”nin oylarının Yüzde 39’a düştüğünü açıkladıktan iki gün sonra, Maliye memurlarının baskınına uğramış… Geçen hafta Türkiye basını bu “Yüzde 39’u” çok ciddiye aldı… Hatta AKP’de bile bu anketin sonrasında, Gül’ün başbakanlığının konuşulmaya başlandığı Türkiye medyasında haber oldu… TC medyasının “ciddiye aldığı” ama bizim “devletli”lerin itibarsızlaştırmak için “maskaralıklar”dan medet umduğu böyle bir şirketin Genel Müdürü, işini gücünü bırakarak Lefkoşa’ya geldi ve basın toplantısı düzenledi… Beklerdim ki, ekranlarda ve gazete köşelerinde, salt kendi “adayları” kaybedecek diye ateş püskürenler, oraya gelsinler ve bu Murat Gezici denilen adamı topa tutsunlar… Anketi didik didik etsinler… Güvenirliğini sorgulasınlar… Adamı terletsinler… Hayatımda ilk kez gördüğüm bu adamı aslında ben de merak etmiştim… Çıkıp bu toplantıya gittim… Bizim gazeteci erbabından “Dervişçi” olanlar ile “Siber’ci” olanlar doğru dürüst soru soramadılar… Ama orada sustukları halde, ertesi gün köşelerinde “atış”a devam ettiler… Yok adamın bilgisayarı bozukmuş… Yok geç başlamış… Yok pantolon paçasında toz varmış… Yok kravatı yana kaymış… Yok dili sürçmüş… Yıllardan beridir, köşe yazarlığı yapıyorum… Seçim anketlerinin sonuçlarına ilişkin yazı yazdığımı hiç anımsamıyorum… Biliyorum ki, bu ülkede özellikle CTP ile UBP, “anket” konusunda ustadırlar… Bu işler için bol para harcarlar ve seçimlerde de bundan “nemalanırlar…” Ancak; bizim seçmen, son yerel seçimlerde bu iki güzide partimizin çuvallamasına yol açtı… Bu yüzden “anket”lerin de hükmü ve itibarı yerlerde sürünmeye başladı… Şimdi; bu alanda uzman, uluslararası bir şirket gelip de bu “güzide”lerin ezberini bozunca, ağzı olan konuştu… Elbette, dileyen anketini yapar, kamuoyunu dilediği yönde etkilemeye çalışır… KKTC’de bu alanda hiçbir yasal sınırlama yoktur… Makinistlik için “ustalık belgesi” aramaya başlayan bu devlet bu işi kimlerin yapacağını belirlemekten kaçınıyor… Bu yüzdendir ki, adı hiç duyulmamış birileri bile “uzman” edası ile gazetelerde ve tv’lerde “yorum”lar yapabiliyor ve çeşitli algı oluşturma teknikleri ile seçmeni yönlendirmekte kendisini serbest sayıyor… Bu alan, bugüne kadar “paralı” bazı partilerin “manivelası” gibiydi… Ama, şu Murat Gezici denilen adam işi “profesyonel”ce yapınca, sonuç da ezber bozunca bizim amatör destekçiler ipe sapa gelmez, incir çekirdeğini doldurmaz gerekçelerle adama ve şirketine saldırıya geçti… Benim, asıl kabul etmediğim şey; anketin sonuçları değil, onlardan zaten hiç söz etmedim, ister kabul edersiniz, ister etmezsiniz… Bu sonuçları yayımlamayan gazetelere de bir diyeceğim yok… Onların “tarafsız” olma iddiaları havada kaldı, hepsi bu… İşin başı; politikada da, medya da dürüstlüktür… Kendi dışındakileri itibarsızlaştırmak isterken, bizim politikacının da, köşe yazarının da; gülünç durumlara düştüğünü görmek, beni sonuçlardan çok daha fazla düşündürmektedir…