CTP, Akıncı’ya saldırınca “Askı”dakiler kurtulacak mı?

19 Nisan seçimlerinin; özellikle üç aday arasında kıyasıya bir “yarış”a sahne olacağı giderek kesinleşiyor… Bu “yetkin” adayların, birbiri ile dalaşmadan, birbirine sataşmadan, kendi “değer”leri ile öne çıkmaları, kendi “fikir”lerini seçmenin beğenisine sunmaları, seçimin “kalite”sini artıracaktı… Hele bir de televizyonlarda, en azından birkaç kez biraraya gelebilseler ve seçmenin karşısına “topluca” çıkabilme becerisini gösterseler harika olurdu… Bir de; mal beyanında bulunma konusu var… Nazlanmadan, çark etmeden, kıvırmadan “malım meydanda” deseler, kıyamet mi kopardı? Şu ana kadar net biçimde ortaya çıktı ki; Sayın Mustafa Akıncı, her üç konuda da diğer iki adaya fark atıyor… Fikirlerle, projelerle, çözümcü vizyonuyla seçmene hitap ediyor… TV’de toplu tartışmaya “hazırım” diyor, mal varlığını da gizlemiyor… Diğer iki adayda ise bu konularda “tık” yok… Derviş Bey’i anlıyorum… Sessiz kalarak Talat karşısında seçim kazanmıştı, şimdi de öyle olacağını sanıyor… Öte yandan CTP ise çok daha kötüsünü yapıyor… Kendi adayının “niteliklerini” öne çıkaracağına, rakiplerine vurmaya, onları küçük düşürmeye, onlarla uğraşmaya ve bundan “politik yarar” üretmeye kalkıyor… Ne yazıktır ki, kendi kendine “devrimci sosyalist” diyen işadamı Kutlay Erk, partisinin gazetesinde böyle bir “kirli savaş” başlattı… Sayın Akıncı’yı “doğrudan” hedef alan, yalanlarla ve yanlışlarla dolu, kirletme amaçlı, dedikodu içeren bir acemi saldırı… Kutlay Erk, bir gazeteci değil… CTP’nin Genel Sekreteri’dir ve kendi adayına avantaj sağlayacak diye “yalan” yazması, Akıncı’yı “kirletmeye” çalışması, CTP’nin “saldırganlığı” anlamını taşır… Demek CTP; korktuğu, çekindiği rakiplerine saldırarak “oy” sağlamayı planlıyor… Böyle bir “saldırı”ya neden gerek duydu Sayın Erk? Neden Akıncı’yı hedef aldı? Elbette bunun nedenleri var… Akıncı, 14 yıl Lefkoşa Belediye Başkanlığı yaptı, giderken Sayıştay’dan “temiz” raporu alarak ve kasada para bırakarak gitti… Erk ise, belediye başkanlığını hiç sevmedi, dönemi dolmadan koltuktan kalktı ve kendisinden sonra gelen Cemal Bulutoğulları’na trilyonlarca lira borç bırakarak gitti… Akıncı’nın adı; açtığı 10 adet parkla, toplu taşıma araçları ile, modern ekmek fırınları, basınçlı su ve kanalizasyon hizmetleri nedeniyle “başarılı belediye başkanı” olarak anılırken, kendisinin Lefkoşa’ya bir tek çivi çaktığını duyan olmadı… Bugün Lefkoşalı Akıncı’yı sevgi ve saygı ile anımsarken, koltuğu Cemal Bulutoğluları’na kaptıran Erk’i kimse anmıyor bile… Akıncı’yı “belediye”den vurayım derken kendi bilgi yetersizliğini ortaya koyan Erk, tabii birçok yanlış ve yalana da baş vuruyor… İşte örnekler… Erk, Akıncı’nın “Başarılı” imajını çürütmek için “O dönemde kim olsa başarabilirdi…” diyor… Çünkü “Yönetim yasal düzenleme yapmış, belediyelerin imkânlarını artırmış…” Koskoca CTP’nin hem sosyalist, hem işadamı politikacısı, bu kadar bilgi yoksunu olabilir mi? Akıncı’nın 14 yıllık Belediye Başkanlığı döneminde hükümette hep UBP vardı ve Lefkoşa Belediyesi, su parası toplamayan tek belediye idi… Erk, bunu bilmez mi? Akıncı ayrıldıktan sonra belediyeye su işinin bağlandığını da mı bilmiyor? Belediyelerin o dönemde emlak vergisi toplamadığını da mı bilmiyor? Adam, Akıncı’ya saldıracak diye, belediyelere o dönemde UBP’nin imkân tanıdığı yalanından bile medet umuyor… Ama daha da kötüsü; dünyanın takdir ettiği, BM’nin Akıncı’ya ödül verdiği “İmar Planı”nı “sıkıntılı ve tartışmalı” diyerek küçümsüyor ve tam bir “kent düşmanlığı” sergiliyor… Ve işte Erk’in en büyük “yalan”larından biri daha… Akıncı için, “partizanlık yapmadı mı? Yaptı” diyor… Bu konudaki örneği de yalan… Müdürlerini değiştirmiş… Oysa; Akıncı’nın iki daire müdürü vardı, ikisi de başka partilerin atamasıydı, ikisine de dokunmadı… Bu konuda örnek oldu… Hatta müşavirlik rezaletine son vermek için Kamu Hizmetleri Komisyonu yasasını hazırlattı, Bakanlar Kurulu’ndan geçirdi… Erk’in “yalanları” saymakla bitmiyor… Diyor ki; “Turizm Fonu’ndan maaş alanları “usulsüzlük” yaptıkları için durdurdu, partililerine yer açtı… Doğrusu şu; Akıncı, Turizm Fonu’ndan maaş çekenleri durdurarak fonun paralarının “partililerin istihdamı” için yani “partizanlık” uğruna kullanılmasını önledi. Partililerini değil, kimseyi işe almadı. Hem de bunu pek çok partilisini “kırmak” adına yaptı… Başka bir yalan: “Peyak’ta CTP’lileri durdurdu…” Akıncı, Peyak’a hiçbir zaman, hiçbir şekilde “müdahil” olmadı. Peyak’ta işlerin kötüye gittiğini görünce, orada yetkili olan bir partilinin üyeliğini “askıya” aldı. O kişi daha sonra başka bir partiye girdi, Genel Sekreter bile oldu… Erk’in yazısında daha birçok “yalan”lar var… Liste uzadıkça uzuyor… Akıncı geçen akşam, “Hidden Garden”ı tıkabasa dolduran gönüllü destekçilerine hitap ederken “Suskunluğumuzu zorluyorlar” dedi… Erk’in “hesapları”nı ve “niyetini” anladığını ama yanıt vermeyi kendisine yakıştırmadığını gösterdi… Kutlay Erk; bugün en karışık, en tartışmalı, adayının arkasında duramayan, bir anda 8 örgüt ile bir belediye başkanının üyeliğini askıya aldığı bir partinin Genel Sekreteri… Politik başarısızlığın bini beş para… Kendi adayı “mal varlığını” açıklamıyor, onu merak etmiyor ama, Akıncı’ya laf atıyor, ailesinin mallarını merak ediyor, “Adına kayıtlı hiçbir şey yok, Ailede ne var acaba?” diye soruyor… Tam bir manipülasyon denemesi… Kutlay Bey’in “makale”sinde bunca “yalan”ın yanında bir de itiraf var… “Akıncı’nın temiz, dürüst gibi nitelikleri var” diyor… Gerçekten de Akıncı, hiç ticari şirket kurmadı… Devlete helikopter kiralamadı… İhalelerle uğraşmadı… Devletin ensesinden para kazanmadı… Çin’den parçalar getirip devlet kurumlarına satmadı… Sosyalizmi, devlete mal satmayı, işadamlığını çorba yapıp ensesini kalınlaştırmanın peşine düşmedi… Bu “nitelikleri” yüzünden değil midir ki, Kutlay Bey kendi adayını ve partisini askıya alanları bıraktı da, kendisi ile uğraşmaya başladı… Partideki dağınıklığı, yönetim zafiyetini, Akıncı’ya saldırarak, dikkatleri bu yöne çevirerek gündemden düşüreceğini planlıyor… Boşuna çaba…