Ha gayret: TAK “yağladı…” BRT “balladı…”

Bağımsız aday Mustafa Akıncı’nın, “çözüm odaklı fikirlerle” çıktığı seçim yolculuğunda, halktan gördüğü büyük destek, geçen hafta kimi çevrelerde büyük “paniğe” yol açtı… Ellerinde eski defterler, kalplerinde mantarlaşmış “kin”leri ile “gurva”da bekleyenler, aniden “framo”dan atlayıp hep bir ağızdan saldırıya geçtiler… Solda duranlar, duramayanlar… Mutlu, mutsuz genç partizanlar, kurşun askercikler… Hem sağdan hem soldan nemalanma ustaları… Kimisi kaybettiği “başkanlığa” kimisi kaybettiği “erk”e, kimisi kaybettiği “ayrıcalığa”  içerleyerek yıllarca “hınç”larını biriktirmişler, geçen hafta da hep bir ağızdan “Akıncı’ya ölüm” taarruzunda aynı cepheye yatmışlar… Vay be… Müthiş bir “orkestra” oldu… Televizyonlarda, gazetelerde, sosyal medyada kendilerine bir “köşecik” sağlayan bu “öfkeli”lerin çıkardıkları “gürültü” seçimin kalitesini aşağılara çekse de, belli ki Akıncı’yı bu iğrenç politik çirkefin içine çekemeyeceklerdir. Aslında Akıncı’ya da bu yakışır… Bu “kampanya”nın fikirlerle değil, “çamur”larla yürütülmesi bazılarının tercihi olabilir ama, Akıncı’nın ağır başlı, toparlayıcı, fikir odaklı ve kucaklayıcı tavırları karşısında hiçbir başarı şansı yoktur… Akıncı, devlet parası destekli, zengin partilerin adayı değil… Trilyonluk bütçesi yok… Çarşaf çarşaf “mal beyanı”na sahip biri de değil… Patron gazetelerinde korunup kollanan biri hiç değil… O halde neden korkuyorlar? Elbette “farklılığından”… Elbette projelerinden, elbette “dik” duruşundan, elbette dürüstlüğünden, elbette temizliğinden… Aslında ben de, tıpkı Akıncı gibi birtakım “zavallı”ların “korku”sunu ciddiye almıyorum. Hatta gülüp geçiyorum… Ancak bu “korku”nun “kişi”leri, özel medyayı aşarak “devlet”in bazı kurumlarına da sindiğini apaçık biçimde görüyorum. İşte size somut bir örnek… TAK ile BRT, bizim tanınmamış “devlet”in propaganda araçları… Bu seçimde, “protokol haberciliği” yaparak Eroğlu ile Siber’e hak etmedikleri “desteği” sağlıyorlar… Bunu apaçık biçimde görmek mümkün… Ama geçenlerde “Kantarın topuzunu” öyle bir kaçırdılar ki, haberciliğin de gazetecilik etiğinin de içine turşu suyu kaçırdılar… 13 Mart günü, yedi cumhurbaşkanı adayı, gün boyunca resmi başvurularını yaptılar. Hiç olmazsa bu “başvuru” haberinde olsun, “tarafsız” ve “eşitlikçi” davranabilirlerdi. Tam tersini yaptılar. Sayın Siber’i öne çıkarmak için ona özel “ağdalı” bir haber yaptılar… Diğer adayların “görünür” olmaması için de “manipülasyon”a baş vurdular. İşte kanıtı: TAK Ajansı’nın 13 Mart günkü Akıncı’nın başvuru haberinde, yanındaki isimler sıralandıktan sonra “…kalabalık bir grupla geldi” deniliyor. BRT bu haberi aynen bültenlerinde kullandı. Ama, “kalabalık” sözcüğünü sansürleyerek… BRT’nin “aklıevvelleri” aynı rezilliği Özersay’a da yaptılar. Oysa o da “kalabalık” bir grupla” YSK’ya gitmişti. Bitmedi… Eroğlu da BRT’nin sansürüne takıldı. TAK bülteninde, onun için de “kalabalık grupla geldi” ifadeleri kullanılmıştı. BRT haberi verirken, bunu da sansürledi ve yanındaki isimleri sıralayarak “eşlik ettiler” dedi. TAK’ın haberlerini makaslayarak adaylar arasında “tercih” yapan ve “taraf” olan BRT, Siber’e ne yaptı biliyor musunuz? İşte burası daha da önemli… Burada TAK ile BRT, iki “resmi ağzı” adeta Siber’e ve CTP’ye “dalkavukluk”ta yarıştılar. TAK bülteninde Sayın Siber’in yanındaki isimler sıralandıktan sonra “CTP-BG bayrakları ile balonlar taşıyan kalabalık bir sempatizan grubuyla birlikte alkışlar arasında geldi.” deniliyor… BRT’deki haberde ise “Çok sayıda partilinin katıldığı kalabalık bir grup” ifadesi kullanılıyor. Oysa; gerçek şu: Her dört aday da “kalabalık” denilebilecek destekçileri ile birlikte Yüksek Mahkeme’ye gittiler. BRT, tüm adaylardan “kalabalık” ifadesini sansürlüyor, ama Siber’in haberini “abartarak” ona ilaveler yapıyor. TAK’ın “Yağdanlığı”na bakın… Bayraklar, sloganlar, alkışlar, kalabalık sempatizan grubu… Parti örgüt temsilcileri… TAK Ajansı, Siber’e “katkı” babında, yaptığı şişirmede; taşıdıkları “balon”ları havaya uçurduklarını bile yazdı. BRT ise, ilave olarak “sloganlar eşliğinde küçük bir Lefkoşa turu attılar” dedi. Biri “yağ”ladı, biri “bal”ladı… Oysa; Akıncı’nın kalabalık destekçi grubu da Lefkoşa sokaklarından geçerek mahkemeye gitmişti. Bu; habere konmadı, üstelik görüntü de verilmedi. Onun da yanında, iki partinin örgüt temsilcileri vardı. Bundan da hiç söz edilmedi. Akıncı’nın kalabalık grubu da kendisi mahkeme balkonunda göründüğünde alkışlarla selamladı. Alkış, Siber’in haberinde var, Akıncı’nın haberinde yok… Hatta Özersay da sloganlarla ve alkışlarla desteklendi ama onunla ilgili haberde de bunlar yer almadı. Hele hele Cumhurbaşkanı Eroğlu için bunlar hiç ama hiç söylenmedi. O tam bir “BRT sansürü”e uğradı. Tabii tüm bunlar benim, haberlerin içeriğinde saptadıklarım… Görüntüler ise çok daha rezilce… Bunda da Siber’e ve CTP’ye çok özel kıyak geçilmiş… Akıncı’nın canlı kalabalığının sokak görüntüleri yok ama, Siber’in sokak görüntüleri sesli olarak haber okunuşuna eşlik edecek şekilde verilmiş. Eroğlu’nu mahkeme avlusunda bekleyen kalabalık bile yakalanan “cansız” bir görüntü olarak sunulmuş… İşte size bir tek “haber” ve içinde barındırdığı dünya kadar “manipülasyon” ve meslek etiğine aykırı rezillikler… CTP seçimi kendisinin de şikayetçi olduğu, bu “Kontrgerilla” yöntemleri ile mi kazanacak? Bu ülkede geçmişte “Kontrgerilla” eğitimi alan gazeteciler nesli hâlâ tükenmedi mi? Yoksa, geçmişte “sağ”a sunulan “resmi hizmet”lerin şimdi CTP’ye sunulması “mübah” mı? Hani, tüm bunlar soğuk savaş döneminde kalmıştı?