• BIST 11335.05
  • Altın 5945.38
  • Dolar 42.7823
  • Euro 50.1736
  • Lefkoşa 7 °C
  • Mağusa 17 °C
  • Girne 13 °C
  • Güzelyurt 9 °C
  • İskele 17 °C
  • İstanbul 5 °C
  • Ankara -6 °C

İsmail Bozkurt ve Ayağa Düşmüş “Siyaset Kurumu”

Hasan KAHVECİOĞLU

“Sevdiklerinizle siyaset yapmayınız. Zira siyaset dostlukları zedeler. Siyasetçiler yollarına devam ederken; siz dostlarınızı yitirdiğinizle kalırsınız...” Aristoteles, Milat’tan yüzyıllarca önce, Antik Yunan döneminde gündelik “siyaset”in ne menem bir şey olduğunu görmüş, yaşamış… İsmail Bozkurt da bu sözleri, yeni yayımlanan “Kıbrıs Türk Halkı’nın Siyaset Kurumu Üzerine Deneme” adlı kitabının kapağına yerleştirmiş… Haksız mı? 1970-1990 yılları arasında dört dönem vekillik yapmış, iki “Kurucu Meclis”te bulunmuş, Cemaat Meclisi Başkanlığı, parti başkanlığı ve bakanlık yapmış olan Bozkurt, “ayağa düştü” dediği bizim coğrafyadaki “siyaset”i deyim yerindeyse; bu kitapta hallaç pamuğu gibi savuruyor… “Siyaset”i bilinçli bir tercihle 25 yıl önce terk etmiş ve “kültür adamı” olarak; roman, deneme, öykü, gezi yazısı gibi ürünlerle Kıbrıslı Türk edebiyatına tam 9 kitap kazandırmış olan Bozkurt, “siyasal bilimci” kimliği ile “edebiyatçı” kimliğini harmanlayarak ilginç bir “kaynak kitap” yarattı… Bilimsellik iddiası olmayan, hiçbir şeyi kanıtlamaya çalışmayan, içinde tarihi bilgi, araştırma, anı, gözlem ve en önemlisi öneriler bulunan; “Siyasetçinin El Kitabı” kıvamında bir çalışma… Tabii; İsmail Bozkurt, bu kitabında, yazınsal format olarak “deneme” türünü kullanıyor… Böylece, okuru; bilimsel, akademik, asık suratlı, bol dipnotlu bir sıkıcılıktan kurtararak, senli benli bir sohbet havası içinde, kendi deneyimlerini de işin içine katarak “siyaset”imizin özellikle son 40-50 yıllık dönemindeki “çuvallama”sını ele alıyor… Elbette; bu topraklarda birçok alanda kurumsal kimlik sorunu yaşanırken, bir  “siyaset kurumu”ndan söz etmek kolay değil… Hatta “siyaset”imizin bir “kurum” olarak algılanmayı hak etmediğini düşünenler bile olabilir… Ancak, gerçek şu ki, siyasetle yönetiliyoruz ve kötü yönetiliyoruz… Üstelik birçok sorunun kökeni siyaset ve siyasetçi… Hatta İsmail Bozkurt’un dediği gibi; siyasetin bizzat kendisi de başlı başına bir sorun… İşte İsmail Bozkurt, bu “mayınlı” tarlaya girdi, kimseyi karşısına alarak değil, kimsenin yanına geçerek de değil, doğrudan siyasetin “hastalıkları”na teşhisler koydu… Ta Osmanlı döneminden başlayarak tüm siyasal yapılaşmaları ele aldı. Kıraat-ı Osmani’den Meclis-i Milli’ye; Osmanlı ile birleşme sevdalarından İngiliz’in “Parçala ve Yönet” siyasetinin yansımalarına, ilk kez “Türk” kimliğinin kullanılmasına, siyasetteki patronaj sistemine mercek tuttu… Tüm bunları ele alırken, dayatmalı demokrasimizin, çatışma kültürünün, seçim sisteminin etkilerini detaylandırdı ve siyasetin en büyük hastalığına harika bir teşhis koydu: Halk dalkavukluğu, popülizm… Bozkurt; özellikle seçim ve partiler sistemini; bircik bircik, tel tel dokuyarak nerede bir “aksaklık” görmüşse, kendi görüş ve önerileri ile birlikte ele alıyor bu kitapta… Ayrıca; seçimlerde “bağlaşıklıklar”ın kurulamaması, küçük partilerin yaşadığı mağduriyet, kamu görevlilerine yönelik siyaset yasağı, yalnızca kamuda örgütlü sendikacılık, erkek egemen anlayış, dış Kıbrıslı Türkler, parlamentonun hükümete esir oluşu, istifalar, transferler, yargı sistemi, üçlü kararnameler “siyaset kurumu”nun ana sorunları olarak ele alınıyor Bozkurt’un kitabında… Ve hepsinden önemlisi; bu yapısal sorunların kaynağına iniliyor… Bozkurt’un kitabında “Sorunların kaynağı Ankara’dır” diyenlerle, sorunların kaynağını “KKTC’nin ilanında” görenler, yine; sorunların kaynağını “çözümsüzlükte” görenlerle halkta görenlerin yaklaşımları analiz ediliyor ve TC ile ilişkilerin “kurumsallaşması” ile sivilleşmeye ilişkin öneriler sıralanıyor… Bozkurt; geçtiğimiz 29 Haziran’da anayasal değişikliklerin halkoylamasında reddedilişini dünya tarihinde benzeri olmayan bir “ders” olarak niteliyor ve “halk şamarı, kırmızı kart” ifadelerini kullanıyor… Bozkurt’un kitabının son bölümünde ise şu dikkat çekici ifadeler var: “Siyasette başarısızlığı örtecek hiçbir geçerli mazeret olamaz. 1974 sonrasında başlayan çoğulcu demokratik yaşamımız içinde, siyaset en başarısız kurum olup açıkça sınıfta kalmış ve Kıbrıs Türk halkı 29 Haziran 2014 Anayasa halk oylaması ile bu sınıfta kalmayı teyit ve tescil etmiştir.” İsmail Bozkurt’un “Kıbrıs Türk Halkı’nın Siyaset Kurumu Üzerine Deneme” kitabı, kendi alanında yayımlanmış birkaç kitaptan biridir… Bozkurt; bu kitapla ne mi söylemek istiyor? Kitabın arka kapağına aldığı Fransız Filozof Rostand’ın ta 20. yüzyılın başlarında söylenmiş sözleri bunu apaçık biçimde açıklıyor: “Bir gün atom enerjisini serbest bırakacağız. Gezegenler arası yolculuklar gerçekleştireceğiz. Ömrü uzatıp tüberküloz ve kanseri tedavi edebileceğiz ama en düşük seviyeli kişiler tarafından yönetilmiş olmanın sırrını asla çözemeyeceğiz.”

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları