• BIST 11335.05
  • Altın 5945.38
  • Dolar 42.7823
  • Euro 50.1736
  • Lefkoşa 7 °C
  • Mağusa 17 °C
  • Girne 13 °C
  • Güzelyurt 9 °C
  • İskele 17 °C
  • İstanbul 5 °C
  • Ankara -6 °C

“Zeytindalı” bu kez yeşerecek…

Hasan KAHVECİOĞLU

Pazar akşamı, Ledra Palas barikatına uzanan “2. Selim Caddesi”nde, yolun solundaki çam ağacının altında kısa bir tarih turu yaptım, seçim sonuçlarını beklerken… Bu caddenin dili olsa da anlatsa, diye düşündüm… 2004’lerde, Ledra Palas barikatını taşkın bir sel gibi aşan insan kalabalıklarının heyecanını, çığlıklarını, kahkahalarını, birbirlerine sarılarak ağlamalarını anımsadım… Sonra gözlerim, az ilerideki eski parti binasına kaydı… Çeyrek yüzyıldan daha uzun bir siyasal sürece tanıklık yapmış, sarı taştan eski Lefkoşa evi, karanlıklar içinde yapayalnızdı… Yıllardan beridir, hemen her seçimde, Pazar akşamları ilk seçim sonuçlarının ardından “hayalleri yıkılan” ve parti merkezinin ışıklarını söndürüp evlerinin yolunu tutan bu insanlar bu kez Akıncı’nın “başarısı” ile yıllardır tatmadıkları bir duyguyu yaşıyorlardı… Nazım’ın “Motorları maviliklere süreceğiz” şarkısı eşliğinde yol içinde coşkuyla dans eden genç yüzlerde ise; umuda, değişime, çözüme, yenilenmeye dair müthiş bir heyecan vardı… Kalabalığın içinde çekim yapan bir yabancı gazeteci omuzuma dokunarak “İyi ki seninle konuştum, Akıncı’nın ikinci tura kalacağını bana kimse söylememişti” dedi… Doğrudur… Anketçiler, bir kez daha çuvalladı… “Durumdan vazife çıkararak” toplum mühendisliğine soyunan bir üniversite, iki tane anket yapmış, hiçbirinde Akıncı’ya ikinci tur şansı tanımamıştı. Yenidüzen’in, Kıbrıs Postası’nın yaptırdığı anketler de “kof” çıktı… Bu seçimde bir tek TC’li Gezici Şirketi’nin anketi doğru sonucu buldu. Oysa, güzide medyamızın bir bölümü bu “hoşlanmadıkları” doğru tahmine ateş püskürmüş, anketi itibarsızlaştırmak için mahalle kavgası ortamı yaratmıştı… Bunların hepsi geldi, geçti… Şimdi önümüzde şu gerçek duruyor: Pazar günkü “Cumhurbaşkanlığı” seçiminin iki “galibi” iki de “mağlubu” var… Mağluplar; Sayın Derviş Eroğlu ile Sayın Siber… Galipler ise Sayın Akıncı ile Sayın Özersay… Sayın Eroğlu, 2005’lerde Talat karşısında yüzde 22’lerde olan oyunu 2010’da yüzde 50.3’e çıkarmayı başarmıştı. Şimdi, beş yıl önce aldığı oyların ancak yarısını alabildi. Bu sonuç; hem UBP hem de DP açısından tam bir “hezimet”tir… Seçimin diğer “mağlubu” ise, aslında Sayın Siber’den çok, partisi CTP’dir… 2013’te yüzde 38’ler dolayında oy alan bir partinin adayının şimdi yüzde 22’lere düşmesi ciddi bir oy kaybıdır… Peki bu “oylar” nereye gitti? Öyle sanıyorum ki, CTP’yi destekleyen seçmenlerin önemli bir bölümü bu kez sandığa gitmedi. 1990’lardan beri sürekli düşüş gösteren “seçime katılma oranı” böylece tabana vurdu… CTP’de Sayın Siber’i “metazori” destekleyen bir kitle olduğu, bir bölümünün de başka adaylara kaydığı söylenebilir. Sayın Akıncı ise, UBP karşısında yeterli parti desteği olmadan da başarı sağlamış bir politikacıdır. Lefkoşa’da belediye başkanlığı döneminde yüzde 50’lerin üzerinde gücü olan UBP’ye karşı, kendi partisi TKP’nin yüzde onlardaki oylarının çok üzerinde oy sağlayarak seçim kazanırdı… Şimdi de ona destek veren iki partinin oylarının toplamının iki buçuk katından fazla oy aldı. Gelelim Sayın Kudret Özersay’a… Bu seçimin aslında gerçek “galibi” odur… Siyasetimiz bu “partisiz” yüzde 21 oyu, mercek altına almak ve sorgulamak zorundadır… Belki önümüzdeki döneme damgasını vuracak bir yeni “proje”nin ayak sesleridir Kudret Özersay’ın aldığı oylar… Ama daha da önemlisi seçmenin verdiği ciddi mesajdır… Bana göre, Özersay’a giden oylar hem toplumun değişim talebini gösteriyor, hem de partilere duyulan güvensizliği… Aslında son anayasa referandumunda seçmen; Meclis içi partilere yüzde 65 “Hayır” diyerek  partilerin performansını beğenmediğini göstermişti… Meclis içi partiler bu “mesaj”ı almayı reddetti… Şimdi seçmen bu “tepki”sini daha güçlü biçimde hissettirdi… Gelelim gelecek Pazar günü yapılacak olan “ikinci tur”a… Gelecek Pazar günü, aslında “temiz siyaset” ile “popülizm” yarışacak… Toplumu 2005’lere kadar ganimet ekonomisi ile yöneten sağ siyasetle, modern dünyanın yeni değerleri karşısında “taraf” olan sol siyaset yarışacak… Bugüne kadarki çözümsüzlüğün sorumluları ile, çözüm politikaları yarışacak… Toplumun iç işleri ile değil, partilerin iç işleri ile uğraşan siyaset ile, yurttaşların özlediği gerçek bağımsız, tarafsız siyaset yarışacak… Bu nedenle CTP’nin ikinci turda takınacağı tavır çok değerli ve önemlidir… Sevgili Sami Özuslu’nun şu ifadeleri çok doğru… Diyor ki; “CTP, Akıncı’ya tam destek verecek… Aksi olursa büyük hata olur. Hatta CTP aksi bir karar alsa bile tabanı bunu dinlemeyecektir.” Pazar akşamı Cenk Mutluyakalı’nın sosyal medyada açıkladığı “tavrı” da bence çok yerinde bir duruştur… CTP vekili Erkut Şahali’nin Akıncı’nın apaçık desteklenmesi yönündeki görüşleri ise çözüm yanlısı güçlere yakışan bir tavrın ilamıdır… Sami’nin dediği gibi “Zeytin dalının yeşermesi” için çözüm yanlısı güçler tarihsel bir dayanışmaya mühür vurmalıdırlar… Gelecek Pazar günü Kıbrıslı Türkler’in önünde yeni bir pencerenin açılması başarılırsa, bu yalnızca Akıncı’nın başarısı olmayacaktır… Sayın Akıncı da zaten Pazar akşamı “Gelin beni destekleyin” demek yerine, “Gelin bu başarıya ortak olun” diyerek daha ilk dakikadan paylaşımcılığını gösterdi. Gelecek Pazar günü, Kıbrıslı Türkler, yepyeni bir değişim ve çözüm sürecinin kapısını zorladıkları bir döneme adım atacaklardır. Buna yürekten inanıyorum.  

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları