Erken seçim isterik!!!!!

41 yıldır çok başarılı vekillerimizin sayesinde bu günlere kadar geldik.
Sağ olsunlar onlar aday olup seçilmekten bizler de seçmekten bıkıp usanmadık.
Kaybedenler üzülmüş heveslerini bir başka bahara ertelemiş ama vazgeçmemişlerdir.Sadece birkaç kişi kaybettiğine üzülmüş ve hevesine orda son vermiştir.Galiba onları seçmediğimiz için üzülmemiz gerekir.
Seçilip da içlerinde mağdur olanı daha görmedim.
Bir defa makam sahibi olduktan sonra zaten önleri açık. Sırada bir sürü özel Üniversitemiz var onları istihdam edecek.. Neden mi bu Üniversitelerimiz hazırladıkları kataloglarda bu isimlerin makamlarını kullanarak reklam yaparlar hem de uluslar arası düzeyde. Düşünün siz siyaset okumak istersiniz ABD emekli dış işleri bakanı Henry Kissinger’in öğretim görevlisi olduğu bir üniversiteye gitmeyi nasıl tercih ederseniz. Bizim üniversitelerimiz de reklamlarını bunlar aracılığı ile yaparlar. Her iki taraf da kazançlı yani.
Bizdeki seçimler da enteresan. Malum paralı partiler çok çok renkli kampanyalar yaparlar, gazetelere tam sayfa ilanlar, TV’lere reklamlar, kiralık arabalar, Bir aylığına ciddi paralar ile tutulan irtibat büroları. Bütün bunlar niçin vatandaşı maniple etmek için.
Sadece bunlarla da yetinmezler bir sürü paralı anketlerle vatandaşı maniple etmek en büyük meziyetleri. Buna ufukta seçim görülür görülmez başlarlar.
 Sonunda o sandıklar açılıp da seçimi kazananların düzenlediği renkli konvoylar var ya o partiye oy verenler, vermeyenler ama vermiş gibi en önde olmaya gayret gösterenler var ya en büyük zevk orda işte.
Artık verilen oyun niçin verildiği önemli değildir çünkü kazanılmıştır. Artık seçilenlerin vaatlerini tutması önemli değildir. Yeter ki o oy verenlerin şahsi istekleri olsun,
Zaten sonunda seçilenler ile seçenler arasında. bir kovalamaca başlar. Genelde bir sonraki seçime kadar hep umutlar ayaktadır. Bazen kızsalar da bağırsalar da umut beslemeye devam ederler. Olmaz ise bir daha oy vermem diye şikâyetçi olsalar bile, günü geldiğinde yeniden bir umut için ayni siyasetçilerin yanında dururlar. Aynen Nasrettin hoca fıkrası gibi ‘’ya tutarsa’’

Tüm partiler seçim istiyor neden?
Vekillik hele hele Bakanlık çok tatlı da ondan.
Bir seçildiniz mi keyfiniz gıcır.
Bir şey yapmaya gerek yok bol bol umut verin, eşe dosta azcık menfaat sağlayın, düğün dernek ve açılışları kaçırmayın. Cenazelerde en önde saf tutun yeter. Kendinizi bir bilen olarak gösterin sırtınız yere gelmez. Sizi arkanızdan kıskanıp eleştirseler bile siz duymamazlıkdan gelin sizi için olgun ve samimi derler.’’Bakın ben onu eleştiririm ama o çok olgun birisi aldırmaz veya beni dinler diye sizin bir nevi propagandanızı yapar.
Bizim politikacılarımızda yaşlanmak diye bir şey da yoktur. Nasıl şarap yıllandıkça değeri artarsa bizim politikacılarımız da öyle kendilerince değerleri artıyor. Anımsadığım kadarı ile bu güne kadar iki politikacı aday olup seçildikten sonra ikinci bir seçimde aday olmamıştır. Yani bu tatlı mesleği kendi gönüllerince bırakabilmişlerdir.
Yani anlayacağınız Vekillik zor zanaat her babayiğidin harcı değil. Baksanıza 41 yıldır bu zor mesleği icra edenler halkımız için neler neler yapmışlar.
Kıbrıs liralarını 39 TL’den elimizden almışlar.
164 fabrikamızı kapatmışlar
10 binlerce narenciyeyi kurutmuşlar.
Bankalarımızı hortumlatıp batırmışlar
Esnaf ve zanaatkarın iflahını bellemişler…….daha neler neler yazmakla bitmez.
Sonunda bizi kumar ve fuhuş cenneti yapmışlar,
Onlar ve onlara oy verenler ne kadar övünseler azdır.
Bu günlerde erken seçim isteyen partiler çoğunlukta. Ben pek olası görmesem bile çoğunluk benim görüşümün aksine erken seçim olacağı yönünde bir düşünceye sahip.
En fazla isteyen da yeni kurulan parti HP, galiba şimdi tek muhalefette kalan TDP,BKP,YKP ve yerel seçim öncesi kurulan Sosyal demokrat parti.
Halkımız bu partilerin tümünü da tanıyor ancak henüz sahneye teşrif etmeyen Tözün Tunalı’nın Sosyal Demokrat partisi ile Kudret Özersay’ın HP’si var
Bu kez seçim sahnesinde çok parti olacak demektir. Koskoca Amerika’da iki parti diğer Avrupa ülkelerinde bunlara bir de yeşilleri eklersek üç parti yarışır. Bizde nüfus herhalde 10 milyarı geçti, seçmen sayısı da 8 milyarı buldu sahnede nerdeyse 8 parti yarışacak. Malum nüfus çok olunca siyasi görüşlerde farklılaşma çoğalıyormuş.
Başımıza ne geldiyse sandığa gittiğimizde gereğini yapmamamızdan oldu. Seçilenler değil seçenler daha suçlu unutmayın.
Şimdi ne yapacaksınız, sorgulamayı öğrendiniz mi diye seçmene sormak lazım.