Sağlık fiyaskosu..

Hiç bitmeyen ve de bitmeyecek gibi görünen bir sorun.Sağlık sektöründe çalışanların tümü ve de bu sektörden hizmet alanların belli kıstaslarda olanların dışındaki halkın şikayetçi olduğu bir sektör. Hizmet sektörünün en önünde yer alması gereken bu sektörümüz maalesef her gün geriye gitmektedir. 1970’li yıllarda dahi halkımızın bu sektörden bu denli şikayet ettiğini duymadım. Köyüne denilecek bir yapıda hizmet veren Lefkoşa hastanesi gerek yetersiz alt yapısı gerek türlü imkansızlıklarına rağmen halkı memnun etmekteydi. 1974 sonrası inşa edilen Lefkoşa Dr.Burhan Nalbantoğlu hastanesi ilk yıllarda halkımıza çok çok düzenli hizmet vermekteydi.Ancak çoğalan nüfus,gelişen sağlık birimleri,Sağlıktan hizmet alacak halk için bir sistem kurulaması galiba en büyük ayıbımızdır. Lefkoşa'daki Dr.Burhan Nalbantoğlu hastanesi üzerinden sağlık hizmetlerine bakarsak bazı başarılar görebiliriz.Hastaneyi dere yatağına doğru büyütmek.Büyütürken mevcut altyapı için kurulu merkezi ısıtma ve soğutma sistemini devre dışı bırakarak her odaya bir klima takarak zengin yaratmak,Mevcut standby jeneratörü yetersiz kılarak elektrik kesintilerine karşı hasta hayatını tehlikeye sokmak,hastalar için hiç de sağlıklı olmayan servisler oluşturmak,Poliklinik izdihamlarını,Acil servis izdihamlarını artırmak,Hastanedeki ecza depolarını yetersiz kılarak hastaya doktorun verdiği ilaçların sadece belli bir bölümünü karşılamak gibi üstün başarılar var. Bunların yanında yeni bir personel modeli yaratıldı ‘’Refakatçi’’ eğer hastanız varsa gece yanında kalacak bir bakıcıya ihtiyacınız var eper aileden biri alamayacaksa orda bekleyen özel refakatçiler var hemen size serviste çalışanlar veya oralardan birileri birini buluverir.Bulunan bu refakatçinin ağlıkla uzaktan yakından ilgisi yoktur fakat sizden her akşam için ciddi bir ücret talep eder.Siz çaresizsiniz ve kabul edersiniz ve de bilgisiz bu refakatçiye hastanızı teslim edersiniz.Üstelik bu refakatçilerin çalışma izinli olup olmadıkları da meçhul.Fakat arayan kim soran kim denetleyen kim? Geçmişte çalışanlar tarafından yapılan hemen hemen bütün hizmetler özelleştirilmiş.Bu şirketlerin hizmetlerini denetleyen var ama arada husumet oluşmadıktan sonra ceza uygulaması yok. Tabi ki sistemin çalışmaması halkımızı perişan etmektedir.Her gelen giden hükümet sağlık reformundan söz etmekte fakat ne hikmetse bu güne kadar bir türlü bu reform yapılamamaktadır.Yönetenler galiba bu sistemsizlikten memnundurlar çünkü onların da yetersiz bulduğu bu sistemden bir beklentileri yoktur.Kendileri ve yakınları yönettikleri sağlık sisteminden değil devletin parası ile gerek yurt içi özel sektörden gerekse yurt dışından hizmet almaktadırlar. Son zamanlarda halkın şikayeti artmış ve Doktor örgütleri da eylem yoluna gitmişlerdir.Galiba en garip eylem doktorların önlüklerini meclis kapısına asmaları olmuştur.Ben bu eylemi Kramer Kranmere karşı diye niteledim.Düşünün parlamenter isteme geçtiğimiz  tarihten itibaren meclisin yaklaşık %30’u doktorlardan oluşmuş bu oran zaman zaman hükümette %50 oranına kadar çıkmıştır.Bu geçen 39 yıla kendi meslekleri ile ilgili reformu yapamamışlardır.Bunun için bu gün dışarıdaki doktorlar içerdeki doktorlara karşı eylem yapmışlardır. Bütün bunların bedelini hep halk ödemektedir.Halkımız artık yatıp kalkıp hasta olmamak için yalvarmaktadır.Çünkü hastanelerden alamadığı hizmet için özele veya kliniklere gitmek zorunda kalacaklar ve bir vizite için asgari ücretin yaklaşık onda biri veya başka bir deyişle üç günlük gelirini ödeyecektir.Yazılan ilaçlar için da yaklaşık o kadar öderse bazen basit bir hastalık ona bir haftalık harcama ettirecektir,doktor tahlil veya diğer tetkik istediğini söylerse yandı keten helva belki hastalığı geçecek ama açlıktan hastalanacaktır. Tabi bunlar kimin umurunda….