• BIST 9693.46
  • Altın 2496.161
  • Dolar 32.4971
  • Euro 34.5977
  • Lefkoşa 16 °C
  • Mağusa 16 °C
  • Girne 17 °C
  • Güzelyurt 15 °C
  • İskele 16 °C
  • İstanbul 14 °C
  • Ankara 15 °C

Öneri: “Yolsuzluk dosyaları yargı huzuruna getirilmiyor”

Öneri: “Yolsuzluk dosyaları yargı huzuruna getirilmiyor”
Yolsuzluk dosyaları konusuna değinen Öneri, yapıldığı iddia edilen yolsuzluk fiillerinin araştırılmasının niçin sonuçlandırılmadığını, sonuçlandığı söylenen dosyaların uzun yıllar geçmesine rağmen niçin yargı huzuruna getirilmediğini sordu.
Yüksek Mahkeme Başkanı Şafak Öneri, kamuoyunda “göç yasası” olarak bilinen Kamu Çalışanlarının Aylık (Maaş-Ücret) ve Diğer Ödeneklerinin Düzenlenmesi Yasası konusunda, “Hala yürürlükte olmasını bir hukukçu olarak içime sindiremiyorum” dedi.
Trafik davaları ile organize suç örgütlerinin faaliyetleri ile ilgili davalarda da artış yaşandığını söyleyen Öneri, çocuk ve hasta hakları ile ilgili yasal eksikliklere dikkat çekerek, bir an önce, çocuk ve genç suçlular için ıslahevleri kurulmasına ve yeni bir cezaevi inşasına duyulan ihtiyacın ertelenemez olduğunu belirtti.

2015-16 Adli Yılı Açılış Töreni’nde konuşan Öneri, uyuşturucu, trafik, organize suç örgütleri ve ekonomik sorunlara bağlı olarak borçlularla ilgili davaların giderek arttığına dikkat çekti.

Öneri, yargıç eksikliğinin devam ettiğini, altyapı sorunlarının yargının fonksiyonel olarak görevini tam anlamıyla yerine getirmesini engellediğini, adaletin erken tecelli etmemesinin nedenlerinden birisi olmayı sürdürdüğünü kaydetti.

“Kamu Çalışanlarının Aylık (Maaş-Ücret) ve Diğer Ödeneklerinin Düzenlenmesi Yasası”na da değinen Öneri, yasanın halen yürürlükte olmasını bir hukukçu olarak içine sindiremediğini kaydetti.

Bir ülkede adaleti sağlamanın devletin en başta gelen temel görevlerinden olduğuna işaret eden Öneri, iyi adaletin koşullarının başında da adaletsizliği ortadan kaldırmakla görevli olanların uygun altyapı ve iyi çalışma ortamında çalışması olduğunu belirtti.

Öneri, “Güçlü yargı, güçlü ve yeterli sayıda yargıç ile personel sayesinde olur” dedi.

Geçtiğimiz adli yılda İskele Mahkemesi’nin kurulup bölge halkının hizmetine sunulduğunu, Girne Kaza Mahkemesi’ne iki yeni duruşma salonu ve bölüm eklendiğini, iki yeni yargıçla takviye edildiğini söyleyen Öneri, Güzelyurt ve Lefkoşa kaza mahkemeleri ile Yüksek Mahkeme’nin alt yapı ve bina ihtiyacının ise güncelliğini sürdürdüğünü vurguladı.

oneri

“KANGREN OLUYOR…"

Geçtiğimiz adli yıl içinde yargı organının 4 yeni yargıç ile takviye edildiğini söyleyen Öneri, “Buna rağmen yargıç eksikliği devam etmekte ve altyapı sorunları yargının fonksiyonel olarak görevini tam anlamıyla yerine getirmesini engellemekte, adaletin erken tecelli etmemesinin nedenlerinden birisi olmayı sürdürmektedir” dedi.

Mevcut binalardaki yetersizliğin sadece adaletin erken gerçekleşmesini değil, yargı mensuplarını, personeli, avukatları ve mahkemeye gelen halkı da olumsuz etkilediğini söyleyen Öneri, yargının altyapı, bina, araç gereç, personel ve yargıç eksikliği sorunlarının hat safhaya ulaştığını belirtti.

Öneri şöyle devam etti:

“ ‘Bir gazeteci bana, sorunlarınız çözülmezse eylem yapar mısınız?’ diye sordu. Kendisine cevabım, ‘devlet kendi eli ile bacağını kesmez’ oldu. İkaz ediyorum, bu bacağın kangren olmasına az bir zaman kaldı. Yargı kendi bacağını kesmemek için fedakarlıkla görevini yapmaya devam edecektir. Ancak unutulmamalıdır ki, devlet bacağına gereken ilgiyi acilen göstermediği takdirde kangren olması kaçınılmaz hale gelebilecektir.”

Öneri, yeni hükümet programında yargı ile ilgili ifade edilenler ile Başbakanın, son günlerde, yargının sorunlarına duyarlı olacağına dair mesajlarını, sorunların çözümü yönünde ümitli bir gelişme olarak değerlendirdiğini de kaydetti.

“TÜZÜK DEĞİŞİKLİĞİ ÇALIŞMALARI YAPIYORUZ”

Adaletin geç gelmesinin çeşitli sebepleri olduğuna işaret eden Öneri, günün koşullarına uymayan yasal engeller yanında kurumsal hata ve eksikliklerin de bulunduğunu, bunları aşmak adına atılan adımlar doğrultusunda tüzük değişikliği çalışmaları yaptıklarını belirtti.

Kaza Mahkemesi yargıç sayısının Mahkemeler Yasası altında düzenlendiğini söyleyen Öneri, şu an için öngörülen yasal kadro sayısının ihtiyaca cevap verebildiğini ancak kadroların doldurulmasının altyapı ve bina sorunu nedeniyle mümkün olamadığını belirtti.

Öneri, “Olası ihtiyaç halinde ise kadro artırımı için yasal alt yapı mevcuttur. Ancak 1500’e yakın dava ve istida ile boğuşan ve sadece 2 heyet halinde görev yapabilen Yüksek Mahkemenin yargıç sayısı, bilindiği gibi Anayasa tarafından tespit edildiği için bu sayının artırılması ancak Anayasa’nın ilgili hükmünün değiştirilmesi ile mümkün olabilecektir” dedi.

“EN BÜYÜK TEHDİTLER…”

Öneri, “‘Siyasi iktidar tek güçtür’ görüşünün siyasete ve bir kısım siyasetçiye hakim olma eğiliminin; Anayasa’nın buyurucu kuralları uyarınca tüm devlet organları ve makamlarını bağlayan Anayasa Mahkemesi kararlarının uygulanmaması, YİM kararlarını uygulamama eğilimi, erkler ayırımının, yargı bağımsızlığının ve demokratik düzenin varlığına yönelik en büyük tehditlerden olduğunu değerlendirmekteyim” dedi.

Ülkede verilen hukuk eğitimine de değinen Öneri, Kıbrıs Hukukunun temelini oluşturan Anglo-Saxson sistemi ve mevzuatın öğretim planlaması dışında tutulduğunu, bunun değişmesi için yaptıkları çalışmaların sonuç verdiğini ancak bu durumun yasal mevzuat ile düzenlenmesi gerektiğini kaydetti.

“KURUMSAL BAĞIMSIZLILIKTAN SÖZ ETMEK MÜMKÜN DEĞİL”

Yargıçların öznel bağımsızlığının Anayasa ile güvenceye bağlandığını ancak yargının kurumsal bağımsızlığından söz etmenin mümkün olmadığını da söyleyen Öneri, idarenin, yargısal denetiminin etkili bir şekilde yapılabilmesi için mahkemelerin bağımsızlığının tam anlamıyla sağlanmış olması gerektiğini belirtti.

Öneri, bunun tartışmasız koşulunun kurumsal bağımsızlık ve buna bağlı olarak mali özerklik olduğunu söyledi.

“MEVZUAT GÖZDEN GEÇİRİLMELİ”

Mevzuatın tümünün yeniden gözden geçirilmesinin, güncel olmayan yasaların kaldırılmasının, güncelliğini yitiren yasa maddelerinin değiştirilmesinin kaçınılmaz hale geldiğini söyleyen öneri, ceza yasalarının ele alınarak caydırıcılıktan uzak, amacına hizmet etme fonksiyonunu yitirmiş cezaların bugünün koşullarına uygun hale getirilmesinin aciliyetini koruduğunu belirtti.

Öneri, mevcut yasalarda öngörülen cezaların yetersizliğinden, mahkemelerin haksız yere sorumlu tutulduğunu, bunun da yargıda motivasyon kaybına ve yargıya güvensizliğe sebebiyet verdiğini ifade etti.

“UYUŞTURUCU İLE MÜCADELEDE DEVLET YETERSİZ KALIYOR”

Uyuşturucu madde kullanımının ülkede baş döndürücü bir hızla arttığını, devletin mücadelede yetersiz kaldığını belirten Öneri, uyuşturucu ile mücadelenin büyük ölçüde polisin ve yargının omuzlarına bırakıldığını kaydetti.

Mahkeme olarak tuttukları istatistiki rakamlara değinen Öneri, özellikle son 15 yılda uyuşturucu suçlarında giderek artan bir seyir görüldüğünü belirtti.

Öneri, 2000 yılında 34 adet olan dava sayısının, 2014 yılında 287 adete yükseldiğini, bu yılın ilk yarısı itibariyle bu rakamın 119 olduğunu ifade etti.

Bu duruma yol açan en büyük etkenin eğitim yetersizliği ve denetimsizlik olduğunu belirten  Öneri, “Bir ada ülkesi olan, belirli sayıda giriş çıkış kapılarına ve sınırlarına sahip küçük ülkemize, bu denli uyuşturucu maddenin girebilmesini sadece etkin ve yeterli denetim yapılmaması ile açıklanabileceği kanaatindeyim” dedi.

“İYİ NİYETLİ BORÇLU SAYISI, AZIMSANAMAYACAK DÜZEYDE”

Ekonomik durumun kötü olmasının, mahkemelerdeki gerek hukuk gerekse ceza davalarını olumsuz etkilediğini belirten Öneri, ekonomik sıkıntılardan dolayı aldığı borcu ödeyemeyen iyi niyetli borçlu sayısının azımsanamayacak düzeye geldiğini ifade etti.

Öneri, geçtiğimiz yıl, dosyalanan, çoğunluğunu alacak verecek davasının oluşturduğu hukuk davası sayısının 18 bin 325 iken, bu yılın ilk yarısında 11 bin 889 sayısına ulaştığını vurguladı.

Trafik davaları ile organize suç örgütlerinin faaliyetleri ile ilgili davalarda da artış yaşandığını söyleyen Öneri, çocuk ve hasta hakları ile ilgili yasal eksikliklere dikkat çekerek, bir an önce, çocuk ve genç suçlular için ıslahevleri kurulmasına ve yeni bir cezaevi inşasına duyulan ihtiyacın ertelenemez olduğunu belirtti.

Öneri, Adli Tıp müessesinin kurulabilmesi için gereken hukuki alt yapının meclisin gündemine gelmemesini ciddi bir zaman kaybı olarak niteledi.

“HER ALANDA DENETİM YETERİZLİĞİ YAŞANIYOR”

Ülkede neredeyse her alanda ciddi bir denetim yetersizliği gözlemlediğini söyleyen Öneri, trafikte, gıda güvenliğinde, çevre konularında, iş alanında, kayıt dışı ekonomide, kaçak yapılaşmada etkili ve yeterli denetim yapılmadığını kaydetti.

Yeterli ve etkili denetim yapılmamasının trafik ile ilgili suçları yüksek rakamlara çıkardığını belirten Öneri, mahkemelere intikal eden dava sayısının sadece yetersiz denetimlerde tespit edilen suçları kapsadığını kaydetti.

Polisin nitelikli personel, araç, gereç ve özellikle teknoloji bakımından yetersiz olduğuna işaret eden Öneri, bu sorunun bir an önce çözümlenmesi gerektiğini vurguladı.

“YOLSUZLUK DOSYALARI YARGI HUZURUNA GETİRİLMİYOR”

Öneri, “Devleti tahrip eden, maalesef adil bir düzen kurabilmemizi güçleştiren liyakat esasını yönetim ilkesi olmaktan çıkaran, bürokrasi kadrolarını zayıflatan en büyük kemirgen popülizmi, particiliği ve adam kayırmacılığını literatürden söküp atmadığımız takdirde, adil bir devlet yönetiminden bahsedilmesinin olanaksız olduğunu hatırlatırım” dedi.

Yolsuzluk dosyaları konusuna değinen Öneri, yapıldığı iddia edilen yolsuzluk fiillerinin araştırılmasının niçin sonuçlandırılmadığını, sonuçlandığı söylenen dosyaların uzun yıllar geçmesine rağmen niçin yargı huzuruna getirilmediğini sordu.

Öneri, bu dosyaların bir an önce yargıya intikal ettirilmesinin halkın adil yönetim ve yargıya güven duygusunun korunması açısından önemine işaret etti.

“HUKUKÇU OLARAK İÇİME SİNDİREMEDİM”

“Kamu Çalışanlarının Aylık (Maaş-Ücret) ve Diğer Ödeneklerinin Düzenlenmesi Yasası”nda da değinen Öneri, “Anayasa Mahkemesinin çoğunluk kararı ile hukuken Anayasa’ya uygun bulunan ancak maaş ve ücretler açısından kamu görevlileri arasında ayırıma neden olduğu açıkça görülen Göç Yasası diye bilinen Kamu Çalışanlarının Aylık (Maaş-Ücret) ve Diğer Ödeneklerinin Düzenlenmesi Yasası’nın halen yürürlükte olmasını, bir hukukçu olarak içime sindiremediğimi ifade etmeme izin verin” diye konuştu.

Öneri, adil devletin eşit işe eşit ücret ilkesinin yasa kapsamında olmayan kamu görevlilerinin haklarını elinden alarak ikinci bir adaletsizlik yaratmak suretiyle gerçekleştirilemeyeceğini sözlerine ekledi.

Öneri,  33 yıllık meslek hayatının Anayasa’nın ilgili kuralı uyarınca, yaş haddi nedeniyle emekliye ayrılmasıyla son bulduğunu belirttiği konuşmasında, genç meslektaşlarına da öğüt verdi.

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler