• BIST 9184.82
  • Altın 2955.017
  • Dolar 34.3444
  • Euro 36.8261
  • Lefkoşa 15 °C
  • Mağusa 14 °C
  • Girne 17 °C
  • Güzelyurt 13 °C
  • İskele 14 °C
  • İstanbul 10 °C
  • Ankara 7 °C

1 Kasıma Doğru

Burak ÇİFLİKLİ

Türkiye, 1 Kasım’da bir kez daha sandık başına gidiyor. 7 Haziran seçimlerinden bugüne yaşananlar ülkede mecal bırakmadı. Seçimlere çok az bir süre kalmış olmasına rağmen seçim havasından eser yok. Anket firmalarının açıkladığı araştırma sonuçları, seçim sonrası oluşacak meclis aritmetiğinin pek de değişmeyeceğini gösteriyor. AK Parti’nin seçimlerden yine birinci parti olarak çıkması fakat yine tek başına iktidarı sağlayacak çoğunluğa ulaşamaması bekleniyor. CHP’nin ise 7 Haziran seçimleri sonrası sergilediği politikalar seçmende karşılık bulmuş gözüküyor. Kılıçdaroğlu sandıktan çıkan koalisyon ve uzlaşı mesajını en iyi okuyan parti lideri görünümünde. Ankara’da yaşanan ülke tarihinin en kanlı terör saldırısı sonrasında bile uzlaşmaz ve kavgacı söylemlerini sürdüren liderlerin yanında gerektiğinde tüm parti liderleri ile iletişim kurabileceğini gösteren Kılıçdaroğlu, bu duruşu ile birlik ve beraberliğe ihtiyaç duyulduğunda günlük kavgaları bir kenara bırakıp toplumun tüm kesimleri ile bir araya gelebilecek tek devlet adamı olarak öne çıktı. Her ne kadar 1 Kasım’da tablo önemli ölçüde değişmeyecek gibi gözükse de aslında 7 Haziran seçimlerine göre esas fark üçüncülük yarışında ortaya çıkacak. Seçim sonrası MHP lideri Bahçeli, milletin partisine ana muhalefet görevi verdiğini açıklayarak AK Parti-CHP koalisyonunu işaret etmişti. Hem MHP hem de CHP 7 Haziran öncesi AK Parti’ye oldukça yüklenmişlerdi ve iki parti de AK Parti ile kurulacak olası bir koalisyonu ateşten gömlek olarak görüyordu. Koalisyona girecek parti yıpranacak ve yakın gelecekte olması öngörülen seçimde önemli oranda oy kaybedecekti. MHP, yaptığı bu çıkış ile aslında bir sonraki seçimi hedeflemiş olsa da AK Parti-CHP koalisyonu gerçekleşmedi ve erken seçime gidildi. Tekrar seçimin faturasının önemli bir kısmı da anketlerden anlaşıldığı kadarı ile MHP’ye kesilecek. Oy kaybından daha da önemlisi MHP’nin üçüncülüğü çok büyük ihtimalle HDP’ye kaptıracak olması. Bu durumda olası bir AK Parti-CHP koalisyonunda ana muhalefet partisi olma görevi HDP’ye geçmiş olacak. Ana muhalefet partisi protokol sıralamasında dört numaralı koltuğun sahibi. Yani HDP ana muhalefet partisi olursa, parti lideri protokolde meclis başkanı, başbakan ve genelkurmay başkanından sonra gelecek. Bu tablo da koalisyon görüşmelerinde MHP’nin pazarlık masasına eli oldukça zayıflamış bir şekilde oturmasına sebep olacak. HDP’yi devlet protokolüne sokan parti olarak yaftalanma riskini kucağında bulan MHP, AK Parti ile koalisyona 7 Haziran akşamını mumla aratan şartlarda razı olmak durumda kalacaktır.

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları