Ölünce her şey bitiyor da… Kalpleri çarpmaya devam edenler, yaşama tutunmaya çalışırlar çok zor olsa bile! Umutlar, beklentiler, hasretler… Kırgınlıklar, yalnızlıklar! Vazoda ve ressamın tablosunda ne kadar güzel duruyor şu çiçekler… Tabloda sonsuza kadarda gözlerinize bakacaklar. Vazoya koyduğunuz gül, günden güne solmaktadır! Önce yaprakları solar, düşer… Ve gülün dikenli sapı kalır kurumuş şekilde! O artık bir gül değildir… “ – Şu kurumuş çiçeği vazoda niye tutuyorsun? “ diye sordu bayan arkadaşım! “ – Varsın vazoda dursun, bir zamanlar canlı bir çiçek olduğunu hatırlatıyor bana…”dedim. “ – Çok romantiksin. Günümüz dünyası romantizmin değil, yaşamdan keyif alanların dünyasıdır. Romantizm hüznün, kederin ve bilinmeyen nesnelerin eseridir. Ben, bilinmeyenlerin peşinden koşmak yerine, gerçeklerle yaşamayı yeğlerim “ dedi. Gerçeklerle yaşamak ve keyif almak! Dünyayı saran bu pis salgın ne felsefe koydu, ne de duygusallık. Küçük aşklar az parayla, büyük aşklar ise çok paralarla yaşanır oldu bu yüzden! Bastır parayı aşkı satın al ve ertesi gün unut gitsin… Yatak hikayelerini kahkahalarla anlatırsın bir zaman; taa ki, gözüne bir başkasını kestirinceye kadar! Bitecek ya bir gün bu sınırlarla çizilmiş alan… Öyleyse keyfinin üstüne keyif kat ki… Buna karşın; Ne kadar güzel anlatmış özlenen, beklenen sevgilinin gelmeyişini şair! (*) “- Koparıp atamıyorum olmadığın saatleri, Ne ellerini, ne yüzünü, gelme deyişlerini, Koparıp atamıyorum benden yakın bana… Sen doyumsuz güzelliğinle düzensiz dünyamın, Sen nice isteğim yasaklarla sınırlanmış… Bir ateş mi yanan uzak dağ başında, bir geyik mi gider gelir kutusunda ormanların…” Bu şiir uzar, gider… Gençliğimizin tutkulu, sevda ve hasret dolu şiiriydi “ Eylül “ şiiri… Ve daha nice şiirler ezberlemiştik aşka, yaşama ve isyanlara dair! Bundan dolayıdır ki; Kendimizi “ 68 kuşağının asi gençliğinin” içinde bulduk… Sancaktarlık dönemi Lefkoşa’sında, şimdi İnönü Meydanı olan yerde bulunan “ Zafer “ sinemasında Yasaklı şair Nazım Hikmet’in şiirlerini okuduğumuz halka açık bir gece düzenlemiştik birkaç arkadaş!(**) Dünyada ve özellikle ABD’de kontur gerillanın “ komünist “ avına çıktığı yıllardı… Nice masum aydın “ komünist “ diye avlandı. Nice yuvalar yıkıldı, çocuklar öksüz- yetim kaldı… Kore ve Vietnam savaşlarını “ komünizm yayılacak “ paranoyasından çıkardı ABD… Sonuçta, komünizm kendi kendini yok etti! Geride; milyonlarca ölü, yüz binlerce sakat insan ve kırık hayatlar kaldı! “ Tanrı, Amerika’yı korur mu?” (*) Cevdet ATMACA’NIN Eylül şiiri. (**) Ben, Şener Levent, Yaşar Altay, Ziya…
- 12:57 - YDÜ “Koleksiyon / TSMD Mimarları Ağırlıyor” sergilerine ev sahipliği yapıyor
- 12:54 - İlkokullar arası kompozisyon yarışması
- 12:36 - Seçim ve Halkoylaması Geçici Kurallar Yasası oy cokluğuyla onaylandı
- 12:09 - Meclis Divan Heyeti, TBMM’nin davetlisi olarak Ankara’ya gidiyor
- 11:47 - 3. Uluslararası Bankacılık ve Finans Perspektifleri Konferansı DAÜ’de başlıyor
- 11:40 - CTP 24 Nisan referandumunun 14. yılı dolayısıyla bir bildiri yayımladı
- 11:32 - Natalie Portman’ın İsrail'in ödülünü reddetti
- 11:27 - Uyuşturucu ile Mücadele Komisyonu’nun Kişisel Gelişim Seferberliği Projesi devam ediyor
- 11:02 - Güney Kıbrıs’ta eroin bağımlıları için “Steril Şırınga Otomatları”
- 10:44 - Kıbrıs Türk toplumuna yönelik AB Mali Yardım Programı
- 10:42 - "İndia Bankası" bu akşam Arabahmet Kültürevi'nde
- 10:27 - UBP’de gündem seçim değil kurultay
- 10:10 - Toronto’da bir araç yayaların arasına daldı
- 09:46 - Gözay: “Önce sorunlar çözülsün sonra yeni ‘t’ iznine ihtiyaç var mı yok mu diye görüşülür”
- 09:03 - Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu bugün toplanıyor
Barbaros Şansal'a alternatif Bakış
Tesettürsüz prenses saraydan kaçtı? Kral gay mi?..
Ürküten Savaş Fotoğrafı
Suudi Arabistan'da ilk Moda Haftası başladı
12345678
Tüm Hakları Saklıdır © 2014 Detay Kıbrıs | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : +90 392 444 79 79 Faks : +90 392 227351
Tel : +90 392 444 79 79 Faks : +90 392 227351
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.