• BIST 8883.07
  • Altın 2238.645
  • Dolar 32.3358
  • Euro 35.0932
  • Lefkoşa 20 °C
  • Mağusa 21 °C
  • Girne 21 °C
  • Güzelyurt 19 °C
  • İskele 21 °C
  • İstanbul 15 °C
  • Ankara 12 °C

DÜNYADA ADALET İSTİYORSAK, ÖNCE KENDİMİZ ADİL OLMALIYIZ

Hatice İNTAÇ

“Allah meleklerini tenselliği olmayan bir idrakten, hayvanlarını idraki olmayan bir tensellikten, insanlarınıysa idrak ve tenselliğin birleşmesinden yarattı. İnsanın idraki tenselliğini aşarsa, insan meleklerden bile daha iyi olabilirken, tenselliği idrakini aşmış bir insan hayvandan bile kötüdür”

Okuduğum ve çok etkilendiğim bir kitapta en anlamlı ve düşündürücü cümlelerden biriydi bunlar ve Hz. Muhammed’ e aittiler. Yani asırlar önce söylenmişlerdi. Yakın bir geçmişte yayınlanmış ve 21. baskısı yapılmış bir kitaptı bu. Kitabın konusu din değil; insanın hem özel hem de toplumsal hayatında yaşadığı çeşitli olayların içinde kaybolmak yerine korkmadan deneyime sahip olmanın yolculuğunu konu alan bir eserdi.

 Asırlar öncesine dayalı yukarıdaki bu sözler, günümüzde de geçerli ve uygulanması gereken bir kavram değil midir aslında? İnsan hem tenselliğe hem de idrake ( anlama ve algılama yeteneği) sahip, dünyadaki diğer varlıkların en üstünü diye niteleniyor her zaman ama ne yazık ki var oluşumuzun bize bahşettiği bu algılama ve anlama yeteneğini yaşadığımız çağda kötüye kullananlar iyiye kullananlardan çok daha fazla. “Tenselliği idrakini aşmış olan bir insan hayvandan bile kötüdür” denirken, insanın sadece tenselliği değil vicdanı, egosu ve bencilliği de kast dilmiştir diye düşünüyorum. Hele içinde yaşadığımız bu zamanda, dünyada çıkar uğruna yaşanan karmaşa, zulüm ve kıyımlar bu düşüncemi daha da pekiştiriyor.

Aslında eski çağlarda da yaşanan olumsuzluklar ve savaşlar vardı ancak teknolojinin de gelişmesiyle bugün akıl almaz boyutlara ulaşmıştır. Bütün bunlar insanın, idrak denilen yeteneğini kötüye kullanmasının göstergesi değil de nedir? İnsana has olan erdemlerin çoğunu ne yazık ki rafa kaldırdık, çürümeğe bıraktık. Acı bir kahvenin kırk yıl hatırının sayıldığı günler çok gerilerde kaldı. Vicdan, merhamet, empati duygusunu neredeyse hepten hayatımızdan çıkardık. Hele adalet kelimesini sözlük anlamının tam tersine uygular olduk. Yolunu kaybetmiş çoğunluk arasında hâlâ bir erdemlere sadık kalanlarımızsa nesli tükenmiş kelaynaklara döndük.

Hayata ve yaşananlara baktığımda adalet denilen şeyin aslında hiç var olmadığını düşünüyor ve var olmayan bir şeyin de fazla abartıldığını anlıyorum. Gerçek olan şey sadece deneyimden ibarettir.. Hayatımızın bizi nereye götürdüğü, yaşadıklarımıza verdiğimiz tepkiye göre değişiyor. Yapmak istediğimiz şeylerden, hedeflerimizden bizi uzaklaştıracak tepkiler verip onları yapmamak, sonra da mazeretler sıralayıp adaletsizliğe sığınmak tam da insana has duygulardır. Dünyadaki adaletsizliğe son vermek için herkes onun değişmesini bekliyor. Sanki bir kurtarıcı gelecek, tılsımlı değneğiyle dokunacak ve her şeyi bizim için o temizleyip düzeltecekmiş gibi!.. Oysa bu asla olmayacak.

  1. kendini değiştirmeye ihtiyacı yok ki!.. O, her zaman olması gerektiği gibi. Bunu değiştirecek, temizleyecek olan yine insandır. Çünkü doğa insana yaratılırken o gücü ona zaten vermiştir. Savaşmak yerine o gücü kullansak ve birbirimizi anlasak; bu gezegenin her canlıya sunulmuş bir yaşam alanı olduğunun ve eninde sonunda onu terk edeceğimizin bilincinde olsak ve ona göre davransak, belki o zaman dünyadaki yaşam şartlarını da istediğimiz gibi değiştirir onu güllük gülistanlık yapardık.
  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları