Uzun zamandır, Pandemi dolayısı ile yapamadığımız ‘’Karpaz’ın Gündemi’’ programımızı bu hafta, Mutfak şefi olan sevgili dostum Yahya Alparslan Özdemir ile yapma fırsatı bulduk.
Her ne kadar mutfak; dışarıdan sadece yemek pişen ve her insanın keyfine göre değişen iş yeri havası olsa da, aslında büyük bir Sanat’ın icra edildiği muazzam bir iş sahası.
Bu kapsamda programda, en çok üzerinde durduğumuz konu; Turizm oldu.
Bölgemize has olan Eko-Agro Turizm nimetlerinin, her özelliği ile misafirlere sunulmadığı kanaatindeyiz.
Çok iyi biliyorum ki, Dipkarpaz’a gelen misafirler kesinlikle yerel ürünleri tüketip, doğanın keyfini sonuna kadar yaşamak ister.
Görünen o ki, en büyük eksikliğimiz yerel ürünlerimizin üretilip, pazarlanamaması.
Yahya şef diyor ki; ben hem yerel yönetimler, hem merkezi hükümet, hem de tesislerin yapacakları her açılıma destek koymaya hazırım.
Bu zamanda, özellikle bölgemizdeki projelerin hayata geçmesinde gönüllü insanlarımızı bulmak zor. O yüzden, bu fırsattan yararlanmalıyız diye düşünüyorum.
Yerel yönetimlerin içinde olan biri olarak, üretim mutfağı, köy kadınlarına bu kapsamda teşvik, yerel turizm tesislerine teşvik ve yönlendirme yapılmamasını büyük bir eksiğimiz olarak görüyorum.
Günü kurtarma değil de, stratejik planlama ile geleceğimizi her alanda şekillendirmezsek, istihdam ve üretim alanında daha çok sıkıntılar çekeceğiz.
Her yıl her köyde, ‘’köy kadın kursları’’ açılır ve yıllardır hiç farklı dallara kaymadan eğitimler verilir.
Arkadaş! Madem turizm bölgesiyiz, köy kadınlarına, gençlere üretim mutfaklarında dersler verelim ve her köyde onlarca bilinçli şefler yetişsin.
Her belediye kendi üretim mutfağını açarsa ve burada insanlar yetişirse, daha bilinçli turizm yapacağımız kesindir.
Bu şekilde gelişen Karpaz’da, yerel istihdam da sağlanmış olacaktır.
Bununla kalmayıp, yerel halktan köylerini iyi tanıyan ve tanıtan rehber, garson, bahçıvan gibi alanlarda bilinçli insanlar yetiştirmeliyiz.
Özelde Dipkarpaz’da, gözle görülür bir gelişme ve büyüme vardır.
Bu gelişimi iyi analiz edip, ihtiyaçları karşılayacak düzeye çıkmamız şarttır.
En büyük avantaj da, yatırımcıların tüm ihtiyaçları yerel halktan sağlama hevesidir.
Öyle görünüyor ki, yatırımlar devam edecek. Ve bizim bu yatırımlardan özellikle istihdam anlamında pay almamız için hazırlık yapmamız şarttır.
Her zaman söylediğim gibi, ne istediğimizi bilmezsek geriden gelmeye devam edeceğiz.
Uyanın Gençler!
Güneşin Doğduğu Yerden, Herkese Selam Olsun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.