• BIST 9722.09
  • Altın 2428.571
  • Dolar 32.5199
  • Euro 34.8
  • Lefkoşa 22 °C
  • Mağusa 22 °C
  • Girne 25 °C
  • Güzelyurt 24 °C
  • İskele 22 °C
  • İstanbul 16 °C
  • Ankara 23 °C

Stratejik Derinlikte Boğulmak

Burak ÇİFLİKLİ

Daha dün gibi değil mi PYD eş başkanı Salih Müslim'in Ankara'da ağırlanması? Peki ya peşmergenin tam da 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nda Türkiye topraklarında geçit töreni yapması ve Kobane'ye girişi? Bugün ise geldiğimiz noktada Türk ordusu Azez yakınlarındaki Kürt hedeflerini bombalıyor. Türkiye'nin yanında müttefiki olarak ise kala kala Suudi Arabistan kaldı. Türkiye'nin Suudiler ile Suriye'ye kara operasyonu yapacağı yüksek sesle dile getiriliyor. Türkiye böyle bir çılgınlık yapmaz demeyin, bal gibi de yapar. Başarısız olan dış politika sonrasında köşeye sıkışan Türkiye an itibari ile her türlü çılgınlığı yapabilir. IŞİD ile mücadele eden ve bölgedeki varlığı hem Amerika hem de Rusya tarafından kabul gören PYD, Suriye'de hem mevzi kazanıyor hem de ağır silah envanterini genişletiyor. Kuzey Irak'tan başlayarak Suriye üzerinden Akdeniz'e uzanan bir Kürt enerji koridoru konusunda Rusya ve Amerika büyük oranda anlaşmış gözüküyor. Türkiye, Arap Baharının bir sonraki durağı… Musul, Rakka, Halep derken çatışma haberlerinde Hatay anılmaya başlandı. Kış aylarının geçmesi ile birlikte PYD'nin elindeki silahların Türkiye'ye yönelmesi ve sadece ülkenin güney doğusunun değil İstanbul, Ankara gibi büyük kentler başta olmak üzere tüm ülkenin alev alması maalesef uzak ihtimal değil. Bu köşeye sıkışmışlık durumu da Türkiye'yi Amerika için çok cazip bir vekil konumuna sokuyor. Türkiye bugüne kadar Kıbrıs Barış Harekâtı ve 1 Mart Tezkeresi gibi örneklerde Amerika'ya rağmen aksiyon alabilmiş bir devlet fakat Amerika'nın bir dediğini iki etmeyen Suudi Arabistan ortaklığında bir kara harekâtının Amerikan iradesine rağmen gerçekleşme ihtimali elbette yok. Dolayısı ile bu hamleyi anti-emperyalist, anti-Amerikancı olarak yedirmeye çalışmak komik kaçıyor. Bölgedeki gelişmeler Ankara'yı çaresiz bırakmış durumda. Afganistan ve Irak tecrübelerinden sonra Amerika sahaya doğrudan asker göndermek yerine bölgedeki vekil kuvvetleri kullanmayı tercih ediyor. Bugüne kadar Suriye'nin kuzeyinde PYD bu görevi üstlendi. İnsanın aklına ister istemez diplomasinin altın kurallarından olan Lord Palmerston kuralı geliyor; "Ebedi dostlar ve düşmanlar yoktur, çıkarlar vardır". Son gelişmeler ile de Amerikan çıkarları doğrultusunda PYD yerine Mehmetçik Suriye topraklarına gönderilmek üzere. Şam'da Emevi Camisi'nde namaz kılma hayali ile yelken açılan stratejik derinlikte boğulmak böyle bir şey olsa gerek…

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları