Covid -19 virüsünü sebebiyle bütün dünyada pandemi ilan edildi.
Biz ise virüsün ülkeye ilk girişinden 3 ay sonra bu durumun “Bulaşıcı Hastalık” olduğuna karar verdik.
Bu süreçte 4 can kaybımız olsa da halkın bilinci sayesinde durumu kurtardık ve salgın yayılmadı.
Dolayısıyla hükümetin “Bulaşıcı hastalıklar yasasının” varlığını 3 ay gecikmeli hatırlaması sorun olmadı.
Sonuçta Bakanlar Kurulu bu salgını “Bulaşıcı Hastalık” olarak kabul etti ve yasayı devreye koydu.
Bu yasaya, bu tür pandemi dönemlerinde sadece “Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesini’nin “ yetkili olduğunu söylüyor.
Doğrusu da bu zaten.
Madem bu bir salgın hastalık, öyleyse neler yapılması gerektiğine, hangi önlemler alınması gerektiğine de bu yetkili kurur karar vermeli.
Çünkü bu kurul alanında uzman kişilerden oluşuyor.
Ancak hükümet 3 ay gecikmeli de olsa bu yasayı hatırlayıp, yetkiyi bu üst komiteye verse de, ne yasayı uyguladı ne de bu kurulu çalıştırdı.
Bakanlar Kurulu tek başına hiçbir bilimsel temele dayanmayan ve hiçbir mantıklı açıklaması olmayan kararlar üretti.
Yurt dışına kapıları açtı.
Karantina uygulamasını kaldırdı ve virüs ülkeye hızla yayıldı.
Öyle ki doktorlar ve diğer sağlık çalışanları isyan eder hale geldi.
Hastanelerde yer kalmadı ve zaten yetersiz sayıda olan sağlık çalışanları da yoruldu ve yıprandı.
Artık günlük vaka sayıları 26 kişi yi aşınca telaşa kapılan sağlık bakanı “Bulaşıcı hastalıklar Üst Komitesini” acil toplantıya çağırdı.
Zaten bu yasal bir zorunluluktu.
Toplanan Üst Kurul da , ülkeye girişlerde karantina uygulamasının başlaması, toplu eğlence yapılan yerlerin, parkların , clup ve casinoların kapatılması, rast gele test sayılarının artırılması, yüz yüze eğitimin ertelenmesi gibi gayet yerinde ve önemli önlem kararı üretti.
Ancak sağlık bakanı yasanın kendilerine verdiği yetkiyi kullanan bu üst kurulun kararlarını derhal onaylayıp yürürlüğe koyacağına “ karar değil öneridir” diyerek işi yine sulandırdı.
Peki yasaları uygulamayacaksanız neden çıkardınız, ya da aldığı kararlar dikkate alınmayacaksa bu kurullar neden kurulur?
Gelenlere karantina uygulanmazsa, eğlence yerleri topluca hizmet vermeye devam ederse, bu salgının önüne nasıl geçilecek?
Bu koşullarda , salgın hızla yayılırken yüz yüze eğitimin başlaması ne kadar doğru?
Eğitimin telafisi olabilir, ekonominin telafisi olabilir, peki ya sağlığın?
Peki ya Allah korusun can kayıpları olursa telafisi var mı?
Elbette yok.
O yüzden sağlık bakanını ve hükümeti, acilen Bulaşıcı hastalıklar Üst Komitesinin aldığı kararları uygulamaya çağırıyorum.
Siz yasaların üstünde değilsiniz.
Bilakis yasaları uygulamakla mükellefsiniz!!!
Ekonomi diyerek kapıları açıp salgını yaydınız.
Ekonomik olarak hiç kimse ayakta kalamadı, bari bırakın hayatta ve sağlıkla kalalım!!!!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.