• BIST 11337.37
  • Altın 6073.24
  • Dolar 42.8035
  • Euro 50.2737
  • Lefkoşa 18 °C
  • Mağusa 18 °C
  • Girne 18 °C
  • Güzelyurt 15 °C
  • İskele 18 °C
  • İstanbul 12 °C
  • Ankara 8 °C

18 NİSAN ‘ULUSLARARASI ANITLAR VE SİTLER GÜNÜ’ VE KUZEY KIBRIS İÇİN DÜŞÜ

Prof. Dr. Şebnem HOŞKARA

Prof.Dr. Şebnem Hoşkara Doğu Akdeniz Üniversitesi,Mimarlık Fakültesi Dekanı &Kentsel Araştırma ve Geliştirme Merkezi (Kent-AG) Başkanı &Mimarlık Bölümü Öğretim Üyesi [caption id="attachment_25853" align="aligncenter" width="792"]cami Cafer Paşa Hamamı, Mağusa Suriçi[/caption]

18 Nisan günü, tüm dünyada Uluslararası Anıtlar ve Sitler Konseyi’nin (orijinal ismiyle ICOMOS- International Council of Monuments and Sites örgütünün) öncülüğünde Uluslararası Anıtlar ve Sitler Günü ya da daha kısa ismiyle Dünya Kültür Mirası Günü (World Heritage Day) olarak kutlanmaktadır. Bugünün kutlanmasındaki temel amaç, kültür varlıklarının korunması konusunda farkındalık yaratmak ve toplum bilincinin oluşturulması/artırılmasına katkı koymaktır. Bu bağlamda, bu günle ilgili olarak ICOMOS, ülkelere/kentlere, konferanslar düzenleme; kentlerin ana arterlerine kültür varlıklarının korunmasına dikkat çekecek flamalar asılması vb. bir takım etkinlikler düzenlenmesini tavsiye etmektedir.

[caption id="attachment_25852" align="aligncenter" width="616"]Lefkoşa Suriçi sivil mimari örnekleri Lefkoşa Suriçi sivil mimari örnekleri[/caption]

Çalışma İlkeleri arasında, ‘kültür varlıkları da dahil olmak üzere Kıbrıs’la ilgili olarak her türlü araştırma yapmak/ yapılmasını teşvik etmek’; ve ‘ilgili alanlarda eğitim, sergi vb. faaliyetlerde bulunmak’ da yer alan DAÜ Kıbrıs Araştırmaları Merkezi (DAÜ-KAM) ile tüm araştırma ve eğitim etkinliklerinde tarihi çevrenin ve kültürel mirasın korunmasına büyük önem veren DAÜ-Mimarlık Fakültesi, 2011 yılından itibaren, Uluslararası Anıtlar ve Sitler Gününü, çeşitli etkinliklerle Kuzey Kıbrıs’ta da kutlamaktadır.

cami 1

ICOMOS ve 18 Nisan’lar ICOMOS - Uluslararası Anıtlar ve Sitler Konseyi, uluslararası ve sivil bir örgüt olup 1965 yılında Varşova’da kurulmuştur. Amacı, kültür mirası yapı ve alanların korunması ve değerlendirilmesine yönelik ilkeler, teknikler ve siyasetler geliştirmek ve ilgili her türlü araştırmayı desteklemek ve yönlendirmektir. Konuyla ilgili uzmanların deneyim ve bilgilerini paylaşmak için komiteleri aracılığıyla bir ortam sunan ICOMOS’un bugün 11.000’den fazla üyesi, 95 ulusal komitesi ve 27 uluslararası bilimsel komitesi bulunmaktadır. Uluslararası Anıtlar ve Sitler Günü, 18 Nisan 1982’de ICOMOS - Uluslararası Anıtlar ve Sitler Konseyi tarafından oluşturulmuş ve 1983 yılında UNESCO (Birleşmiş Milletler Eğitim Bilim ve Kültür Kurumu) tarafından kabul ve ilan edilmiştir. Bugünün amacı çeşitli etkinlikler düzenlenmesi yolu ile korunması gerekli kültürel ve doğal miras hakkında duyarlılık yaratılmasıdır. ICOMOS her yıl için bir tema belirleyerek etkinliklerini bu tema çerçevesinde gerçekleştirmektedir. Belirlenen tema genelde eksiklik ya da hassasiyet görülen konular üzerinden seçilmektedir. 2001 yılından bu yana korunmalarına dikkat çekmek üzere, tarihi köyler, yirminci yüzyıl mirası, sualtı kültür mirası, endüstri mirası, dini anıtlar ve yerler, kültürel peyzaj, kültür mirası ve bilim, tarım ve su mirası,  dünya mirası ve sürdürülebilir gelişim, yerel toplulukların rolü, temaları, 18 Nisan günlerinin temaları olarak ele alınmıştır.     Kuzey Kıbrıs’ta Kültür Mirası UNESCO’nun tanımlamalarında olduğu gibi, Kıbrıs’ın Kuzeyinde de kültürel mirası, taşınabilir kültürel varlıklar yani soyut (intangible) miras ve taşınmaz kültürel varlıklar yani somut (tangible) kültür mirası olmak üzere iki kategoride inceleyebiliriz. Toplumun gelenekleri veya orada geçmişte yaşamış olan toplumların kültürel dışavurumunun fiziki yansıması veya sembolleri olarak tanımlayabileceğimiz somut kültürel miras, tarihi çevreler ile tarihi binaları içine alan, mimari ve kentsel mirası kapsar. Tarihi çevreler; doğal sit alanları, tarihi olaylara tanıklık etmiş alanlar, arkeolojik alanlar, mimari bütünlüğü olan tarihi kentsel alanlar, özgün kırsal yerleşimler, köyler, konut alanları, tarihi merkezler, suriçi alanlar, dini bina grupları, planlı anıtsal alanlar, endüstriyel alanlar ve bunlar içinden en az iki özelliği taşıyan karma (kompozit) alanlar olarak tanımlanabilirler. Tarihi binalar ise; dini yapılar (kiliseler, katedraller, camiler, külliyeler, vb.), kamusal binalar (saraylar, hükümet binaları, valilikler, belediyeler, hanlar, hamamlar, bedestenler, vb.), sivil mimari (mimarsız konutlar, yalılar, köşkler, konaklar, vb.) ve tarımsal ve endüstriyel mimari (çiftlikler, değirmenler, köprüler, fabrikalar, vb.) olarak sınıflandırılabilirler. Bunların yanında ayrıca, doğal miras olarak adlandırabileceğimiz doğal sit alanları da mevcuttur. Kıbrıs, tarih boyunca kültürlerin kesişim noktası olması dolayısıyla sahip olduğu tarihsel ve kültürel zenginliğe bağlı olarak, yukarıda sıralanan mimari ve kentsel miras değerlerin hemen hepsine sahiptir. Bu mimari ve kentsel zenginliğin yanında, sözel gelenekleri,  dili, müzik ve şarkıları, edebiyatı, mutfak gelenekleri, geleneksel spor ve oyunları ile de, soyut kültür mirasının değerlerini içinde barındırır. Uluslararası normlar olarak bakıldığında, kültürel mirasın korunması; sadece hükümet ve/veya resmi kuruluşların değil, kültürel ve mesleki örgütler, ticaret ve sanayi odaları, sivil toplum örgütleri ve tüm toplumun sorumluluğunda bir kavram olarak görülebilir. Uluslararası toplumun kültür mirasının korunması konusunda vardığı noktada:

  • yetkili uzman kişi ve kuruluşların sorumluluk ve yükümlülüğünden, toplum düzeyinde bir sorumluluk ve yükümlülük zeminine taşımasına;
  • yasal, idari örgütsel ve mali çerçevede öngördüğü yeniden düzenlemelere;
  • koruma eylemi ile doğrudan ilgili ve yetkili kişi ve grupların önerilerinin dikkate alınmasını vurgulamasına;
  • korumayı, kent ve ülke planlamasının temel hedefi olarak göstermesi ile, korunacak tarihi kentsel alanların canlandırılarak korunmasına; ve
  • stratejik yaklaşımların önemine,

işaret edilmektedir. Oysa Kuzey Kıbrıs’ta, konunun uluslararası / bilimsel / kuramsal boyutu yeterince anlaşılamadığı gibi; yönetim ve örgütlenme, yasal çerçeve, mali ve idari konular, halk katılımındaki yetersizlikler gibi pek çok yapısal sorun mevcuttur. Ayrıca ülkede ciddi anlamda bir koruma bilinci ve eğitim eksikliği ile koruma konusunda teknik donanım açısından eksiklikler söz konusudur. Pek çok karar, kentsel tasarımın ve koruma disiplininin gerektirdiği stratejik ve bütüncül yaklaşım yerine parçacı yaklaşımlarla alınmaktadır. Bunların yanında, özellikle somut kültür mirasında, doğal yollarla ortaya çıkan fiziksel eskime, bozulmalar; işlevsel eskimeden kaynaklanan terk edilmişlik sonucu ortaya çıkan eskime ve bozulmalar; yanlış kullanımlar dolayısıyla ortaya çıkan eskime, bozulmalar; ve insan eliyle, kamusal çıkar yerine kişisel çıkarlara yönelik günlük (hatta bazan yasaya aykırı) kararlarla ortaya çıkan eskime, bozulma ve yokolmalar görülmektedir. Tüm bu sorunlar karşısında, diğer meslektaşlarımızla birlikte yaptığımız çalışmalarda da pek çok kereler belirttiğimiz gibi, Venedik Tüzüğü, Amsterdam Deklarasyonu, Avrupa Kentsel Şartı, UNESCO Kararları, Avrupa Birliği Kararları ve kültürel miras ve korunması konusunda uluslararası toplum tarafından kabul edilmiş tüm anlaşmaların, bir an önce K.K.T.C Meclisi’nden geçirilerek yasalar ve uygulamalara temel oluşturulması sağlanmalıdır. Ardından da, yukarıda sıralanan sorunlar karşısında stratejik ve bütüncül yaklaşımlarla, tüm aktörlerin katılımı ve koordinasyonu ile çözümler üretilmesi yolu benimsenmelidir.              

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları