• BIST 10891.42
  • Altın 2529.106
  • Dolar 32.8951
  • Euro 35.7068
  • Lefkoşa 27 °C
  • Mağusa 28 °C
  • Girne 29 °C
  • Güzelyurt 24 °C
  • İskele 28 °C
  • İstanbul 24 °C
  • Ankara 20 °C

BENİ KURTARIN HOCAM!!!

Ayşegül Garabli

Kaç yıl önceydi hatırlamıyorum ama bir gece yarısıydı. Sınav dönemi olmalı ki; sınav kağıtlarını okuduğumu hatırlıyorum. Telefonuma bir mesaj geldi. Mesaj, şu an iki çocuk annesi olan bir kız öğrencimdendi. Mesaj kısa ve netti. “Hocam, kurtarın beni uyuşturucudan!!” Yanlış okumuş olmayı umarak, gelen mesajı defalarca okudum. O gece, sabah olmak bilmedi. Ne yapmam gerektiğini kestiremiyordum  bir türlü. Kime söylemeliydim; kimden yardım istemeliydim. Okul idaresiyle paylaşsam, okuldan uzaklaştırılma ihtimali vardı. Polisle paylaşsam, suçlu görülüp, tutuklanacaktı. Ailesiyle paylaşmak, çocuğa verilebilecek en büyük cezaydı. Çünkü, ailenin haberi olsa, çocuğun hem okul hayatı bitecekti, hem de uyuşturucudan  kurtulamayacağı gibi, şiddete de maruz kalacaktı. Gerçi evlerinde dayak olayı, rutine bağlanış bir şeydi. Babası, O’nu, annesini, ve bir kız, iki erkek kardeşini, hemen hemen her gün dövüyordu. Hem de öyle bir dövüyordu ki; her gördüğümde, annenin, bir tarafı kırık, yüzü gözü hep morluklar içerisindeydi. Yaşları ondan küçük olmasına rağmen, iki erkek kardeşi de, babayı örnek alıp, kızları dövüyorlardı. Bu şartlardaki bir ailenin çocuğa yarardan çok zarar verebileceğini düşünerek, en doğrusunun , konuyu, Okul Müdürümüzle  paylaşmak olduğuna karar verdim. Ertesi gün çocuğu da alarak, Müdürümüzün yanına gittim. Çocuk, yalnızca iki kez kullandığını, ama sonra pişman olduğunu söyledi. Kafamdaki tek soru, okul harçlığı dahi bulamayan bu çocuğun, uyuşturucuyu alacak parayı nerden bulduğuydu ancak, duyacağım cevaptan ürktüğüm için soramıyordum. Aynı soru, müdürümüzün kafasını da kurcalamış olmalı ki ; çocuğa sordu. Aldığımız yanıt, ikimizi de şoka sokmuştu. Çocuk, uyuşturucuyu, hapiste olmadığı zamanlarda, evlerinde kalan amcasının cebinden aldığını söyledi. Amcası, hem kullanıcı hem de satıcıymış. Bu olaydan kısa bir süre sonra yakalanıp, tekrar hapse gönderildi zaten. Çok büyük bir çıkmaz yaşadığım günlerden biriydi o gün. Bir çocuk, evde kendisini koruması gerekenlerden uyuşturucu buluyor; öğretmeninden yardım istiyor, ancak, okul olarak yardım yapmak imkansız çünkü, okul bütçesinden yapılacak bir yardım, fatura karşılığı olmalı ki bu da, çocuğun okuldan uzaklaştırılmasına neden olacak bir belgedir. Polise gidemezsiniz, çünkü göz altına alınacak ve okul hayatı yine bitmiş olacak. Yani tam anlamıyla, aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık. Sn. Mehmet Çakıcı’yı aradık ve durumu anlatıp, yardım istedik. Sağ olsun, büyük duyarlılık göstererek bizden yardımını esirgemedi. İki kez kullanmış olması, büyük bir şanstı ve tedavisi kolay oldu. Genç kız kurtuldu, evlendi, ve anne de oldu. Ancak şu an hala daha bu illetten kurtulmak içim büyük bir mücadele veren başka bir gencimiz var. Aslında binlerce gencimiz var ancak ben kısaca birinden söz edeceğim. Geçen yıl, yine bir gece yarısı bir anne aradı. Eski bir velimiz. Çocuğunun, uyuşturucuya bulaştığını ve kriz geçirdiğini, Polisten yardım istediklerini  ancak polis ile birlikte gittikleri, Barış, Ruh ve Sinir Hastanesi acilinin kendilerini kabul etmeyip, ertesi gün polikliniğe gitmeyi önerdiklerini söyledi. Düşünebiliyor musunuz, kriz geçiren bir uyuşturucu bağımlısı, hastaneye kabul edilmeyip, gönderiliyor. Peki geriye nereye gidecek? Polis karakolu nezarethanesinde, kriz geçire geçire sabahın olmasını bekleyecek!! Konuyu, Sağlık Bakanı, Sn. Ahmet Gulle’ye bildirdik. Konuyu hemen Başhekim ile paylaşıp bize bilgi verdi. Kendisine, bir kez de buradan teşekkür etmek isterim. Bu genç, önce Lefkoşa’da sonra da Türkiye’de tedavi altına alındı. Ancak, polisin, pasaportuna el koyması sebebiyle, yurt dışına çıkış yapamıyor. Dolayısıyla da Türkiye2deki tedavi sürecine devam edemiyor. Polis, mevzuatını gerçekleştirdi belki ama doğru bir mevzuat mı bu?? Elbette değil. Şu veya bu şekilde, uyuşturucu kullanmaya başlamış gençlerin, bu illetten kurtulması için, yasaklara değil, fişlenme korkusu olmadan, tedaviye ihtiyaçları var. O yüzden, geçen hafta hazırlanıp, mecliste bulunan dört partinin de, hem fikir olduğu, Kullanıcılar ile satıcıları birbirinden ayırarak, kullanıcıların tedavi olmasını sağlayacak olan yasa tasarısı, bu meclisin tarihi boyunca yaptığı en önemli yasa tasarılarından biri bence. Desteklenmesi ve ciddi bir şekilde uygulanması gereken bir yasa. Bu konuda, öncelikle, taslağın hazırlanmasında büyük emeği olan Sn. Çakıcıya ve katkı koyan tüm partilerin vekillerine de teşekkür etmek lazım. Ben de hepimiz adına, hepsine teşekkür ediyorum.  

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları