Sn. Zorlu Töre, fırsatı yakalar yakalamaz dilinizin altındaki baklayı çıkarttınız. Başbakan Ersin Tatar’ın, partim beni Cumhurbaşkanı adayı olarak çıkartmak istiyor. Bende de bu özellikler var deyince Yeniçeri’nin yalın kılıç düşman ordusunun üzerine saldırdığı gibi sizde başkanınızın üzerine Allah Allah diyerek saldırdınız. Başkana, gel senin ile üye nezdinde seçime gidelim. Hanya’nın Girit’te, Konya’nın da Türkiye’de olduğunu o zaman sana göstereyim dediniz. Necibe Teyze, Zorlu ovluğum geçmişte katıldığı Cumhurbaşkanı seçiminde, Hanya’yı da Konya’yı da aldığı oy oranı ile görmüştü. Birinci vitesi geçtik, yardımcı vites ile yokuşu çıkamamıştı diyor. Sn. Töre, sanırım aday olamamak sizi çok öfkelendirdi. Ancak unutmayın, öfke rüzgâr gibidir. Kasırgaya dönüşse bile bir süre sonra diner. Ama o süre içerisinde birçok dal kırılmıştır. Unutmayın.
**
Sn. Hasan Taçoy, elektrik faturasının elimizi ve cebimizi, ceryanın da bedenimizi teptiği bir ortamda, beleş enerji denilen yenilenebilir enerjinin acıları dindirmesi beklenirken, yasah hemşehrim direktifi moralleri bozdu. Bir sanayi tesisi ile bir iş yerinin ayda 6-7 bin TL ödediği elektrik ücreti artık cep ve el yakmıyor. Bel büküyor. İflasların gündeme gelmesi yakındır. Ödemedi kes demek kolay ama maksat kes değil, cepleri ferahlatmak olmalıdır. Halk olarak cep ve el yakıp fena tepen elektrik için ceryan dairesine eksik olmayın, dedik. Ama artık fazla olmaya başlandı. Sanırım bundan sonra vatandaş olarak kendimize bir yol çizebilmek için, bazı insanların üzerini çizmek zorundayız. Bu nedenle eskiden altını çizdiklerimizin, üstünü çizme hazırlığı yapıyoruz.
**
Sn. Faiz Sucuoğlu, İhtiyat Sandığı fonunda biriken 260 milyon TL ile ilgili olarak yapmış olduğunuz açıklamada, konuyu bakanlar kurulunda görüştüğünüzü ve rapor beklediğinizi belirttiniz. Bakanlığınızın bünyesindeki, Yerli İstihdam Teşvik Fonu’nun ciddi giderleri olduğunu ve keşke seyrüsefer vergilerinden alınan paraların da Ulaştırma Bakanlığı bütçesine gitse dediniz. Ayrıca Fonun mükellefiyeti dışında kalan ve kullanılmayan bir miktar olması halinde Ulaştırma Bakanlığı’na katkı yaratılabileceğinizi dile getirdiniz. Sn. Sucuoğlu, fon ile ilgili olarak akıl veren siyasi çok. Ancak akıl verirken kalanı onlara yetmeyecekse, bizler için risk almalarını istemeyiz. Haaa, biz yaparız olur diyerek karşısındaki zümreyi küçümseyen olursa, Ayşaba, küçümseme kimseyi, Nokta da küçüktür, ama bitirir cümleyi diyor.
**
Sn. Arslan Bıçaklı, Türk -Sen Genel Başkanı olarak yaptığınız açıklamada, “Hükümet işçinin 260 milyonuna el koymak istiyor” dediniz. Ve 2010 yılından beridir uygulanan fon ile ülkemizdeki gençlerin başka ülkelere göçünü durdurmanın hedeflendiğini dile getirdiniz. Konunun takipçisi olacağız ve gerekirse yasal haklarınızı kullanacağınızı da belirttiniz. Sn. Bıçaklı, sanırım birileri, Gilli (Erkek eşek) ile birdirbir oynamadı ve denemek istiyor. Ayşaba, teknoloji çok gelişti. Lafı buradan bir koyuyorsun, taaaa oradakilerine kapak oluyor. Arslan ovlucuğum da kapak koymada usta oldu. Birileri dikkat etsin diyor.
**
Sn. Ahmet Serdaroğlu, Hür İş Federasyonu vekili ve Kamu İş Başkanı olarak,İstihdam Destek Merkezi (İDM) fonunda biriken 260 milyon TL’nin büyük bir kısmına, İhtiyat Sandığı yönetimine hiçbir bilgi verilemeden el konmak istenmesi, sizlerde rahatsızlık yarattığını belirttiniz. Paranın söylendiği şekilde harcanacağına inanmadığınızı çünkü bugüne dek sağlık, eğitim ve yollar için açılan ihalelere ödenen paraların boşuna gittiğini ifade ettiniz. Sn. Serdaroğlu, hükümet büyük harfler sarf edenler tarafından kuruldu. Ancak geçen süre içerisinde, Cips paketi gibi %70’in hava olduğunu gördük. Öküzün yalakası gibi, kasabın bıçağını yalamaktan öte bir iş yapmadıklarını gördük.
**
Sn. Burhan YatmanSn. Ersel Uzmaner, bir avuç kalan yeşili katledip, betona dönüştürme uğraşı içerisinde olanlar, maalesef Karaağaç Köyü’nde de yapacaklarını yaptılar. Ve onlarca asırlık zeytin ile çam ağaçlarını söküp, yerle bir ettiler. Çevreye duyarlı vatandaşlar olarak, Devletin birimlerine çağrı yaparak bu katliamı durdurun çağrısı yaptınız. Sn. Yatman, Sn. Uzmaner, devlet birimlerimiz şu sıralar, yılbaşı kutlamaları için restoranlarda fon deep yapıyor. Devlet büyüklerimiz ise 2019’da yaşananları örtmek için örtü yaparken şov yapıyor. Ayşaba, yetenekli insan, tohum verirsen ağaç eder. Ekmek verirsen aş eder. Ev verirsen yuva eder. Sevgi verirsen başına taç eder. Ama bazı yeteneksizleri seçerseniz, cenneti cehennem eder dedi.
**
Sn. Hüseyin Kadir Çete, PGM Trafik Müdürü olarak bir televizyon programında yaptığınız açıklamada, Girne’den, Lefkoşa’ya kadar, önümde giden araçtaki sürücü hiç durmadan telefonla konuştu. Ben de belki adamın çok önemli bir sorunu vardı da konuşmak zorundaydı dedim ve ihbar edemedim dediniz. Hatçe Teyze, Hüseyin ovlucuğum iyi ki, o vatandaşı ihbar etmedi. İhbar edilmeyenler, uzun atlama rekortmenleri olarak yolun bir tarafından diğer tarafına atlayarak, yüksek atlamacılar, uçarak diğer arabaların tavanına konmak suretiyle, güreşçiler de yollarda araçları dönme suretiyle kalabalık dediğimiz nüfusu azaltma çalışmalarını sürdürüyor dedi. Sn. Çete, kaybettiklerimizin üzüntüsünün verdiği yorgunluk sonrasında, alarm kalk derken,yatak mok yeme yat diyor. Trafikten sorumlu amirle ise, hatayı boş ver, kalabalık nüfus azalma operasyonu sürsün diyor. Vallahi kime güveneceğimizi şaşırdık.
**
Sn. Alev Sensoy, son zamanlardaki, ölümlü kazaların, özellikle orta refüjlerin olmamasından kaynaklandığına vurgu yaptınız. Ve asfaltta %70 oranında geri dönüşüm oranı sağlayarak %25’lik bir maliyet ile asfalt yol yapan Jordi isimli iş makinesinin Güney’de beton bariyer de yaptığını belirttiniz. 200 TL’ye 2 metrelik beton bariyer yapan bu iş makinesinin, maliyeti düşük bir bedel ile bizde de beton bariyer yapımında kullanılabileceği imasında bulundunuz. Sn. Şensoy, öneriniz güzel de, baba ben denize gidiyorum diyen kızına, git ama boğulursan annen seni öldürür deme modunda olan bazı siyasilerimiz ile bu işi nasıl yapacağımızı da lütfen söylermisiniz. Hatçe Teyze, bazı siyasilerin prens veya prenses olabileceği tek saray, Simit Sarayıdır diyor. Ne dersiniz?
**
Sn. Halil Teoman, alkol şişede durduğu gibi durmaz. Sıvı bir madde girdiği şeyin şeklini almasının aksine, Tuzla'da alkol alıp eski eşinize silah doğrultmanızda olduğu gibi alkol, girdiği şeye şeklini verir. Bakın öfke ile kalkan zarar ile oturur. Sizi şekline sokan ve öfkeden deliye döndüren alkol sizin belki de hapse sokarak zarara uğratacak. Sn. Teoman, nasıl ki, bir söz sarf edilmeden önce gurguranın 9 boğumunda dinlendirilip, sonrasına sarf edilmesi gerekirken, arabanın bagajındaki av tüfeğine el atılırken de, hayatınızın şeridini 20 defa gözünüzün önünden geçirmeniz gerekirdi.
**
Sn. Fide Kürşat, sosyal medyadaki paylaşımınızda, hayalinizdeki dünyanın eşitlik ve adalet içerisindeki bir dünya olduğunu belirttiniz. Savaşsız, sömürüsüz, sınıfsız, şiddetsiz, mutlu insanların olduğu, güvenli, temiz, adil bir dünya hayaliniz olduğunu ifade ettiniz. Ayrıca dünya turunu gerçekleştirerek, birçok medeniyeti tanımak istediğinizi söylediniz. Fide hanım, bu ülkede kendi koltukları için halkı sürünme moduna sokan, bazı bozukları kumbarada biriktirin.Dünya turu için biriktirdikleriniz ile geleceğe yatırım yapın. Tur esnasında çok sıkışınca da hiç düşünmeden hemen harcayın. Yalnız bu bozukları alacak olanlar çıkar mı? Bak onu bilmem.
**
Sn. Mebrure Tahir Altuğ, sosyal medyadaki paylaşımınızda, Allah için trafik teşkilatının hakkını yemeyelim. Kaza olduktan sonra çok çabuk bir şekilde kaza yerine giderler. Ama kaza olacak durumlarda da pek birşey yapamazlar dediniz. Vallahi çokta doğru söylediniz. Yırtıcılığı ile tanınan avcı bir Şahin’i bir düşünün. Ve bu şahinin gagasını kesip, pençelerini sökün. Sonra ona git kuş avla deyin. Avlarmı? Peki mazotu veya benzini dirhem ile verilen, grev, eylem, gece bekçiliği, para babalarının tahsilatçılığını yapan yorgun, araç gereç yoksunu, polise de git kazaları önle deyin. Mebrure hanım, millet kanseri sevgi, aşk ve yardımlaşma ile yeniyor. Bizim siyasiler ise yaptıkları ile bizleri kanser ediyor.
**
Sn. Özcan Hüdaverdi, 2008 Ocak ayından itibaren, Girne Dr. Akçiçek hastanesinde, ödünler vererek elinizden geldiğince hastalara yardımcı olduğunuzu belirttiniz. Son 5 gündür tek dahiliye uzman hekimi olarak elinizden geldiğince hizmet vermeye çalıştığınızı ifade ettiniz. Ancak artan nüfusa karşın tek doktor olarak ağır şartlara görevinizi ifa etmeniz sonrasına sağlığınızın bozulduğunu söylediniz ve istifa etmeyi düşündüğünüzü söylediniz. Doktorum, Allah düşmanıma bile vermesin diyerek düşmanına dua eden tek milletiz. Bunun yanısıra, insanlara sağlık dağıtan doktorlarını hasta eden ve onları parasal olarak da süründüren tek ülkeyiz.
**
Sn. Hüsniye Emel Özer, Lefkoşa-Mağusa Anayolunda meydana gelen ölümlü trafik kazasına atıfta bulunarak, Lefkoşa-Girne Anayolundaki, ST. Hilarion Tali Yolu üzerindeki yokuşun da, çok büyük tehlike arz ettiğini söylediniz. Yolun yer yer çökmesi sonrasında özellikle sürat yapan araçların dengesini kaybetme olasılığının yüksek olduğunu belirttiniz. Hüsniye hanım, bizim ülkede boşvermişlik ve umursamazlık kol gezmeye devam ediyor. Seçildikten sonra boşvermişlik limanına demir atan bazı siyasilerimizin,attığı ya da atacağı kazıkları biriktiriyorum. Oy zamanı kapıya geldiklerinde onları ağırlayacak bir yerim olsun diye onları saklıyorum. Günü geldiğinde bunları tespihime dizeceğim, tövbe tövbe diyerek çekeceğim.
***
Günün Fıkrası
Günün Fotosu
Günün Sözü
Hoşgeldin Yeni yıl
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.