Saçı uzun aklı kısa. Elinin hamuruyla karışma. Kadının sırtından sopayı, karnından sıpayı eksik etmeyeceksin. Pantolonu gösteren ütüdür, kadını gösteren g..tüdür. Yemeğin salçalısı, kadının kalçalısı. Kızını dövmeyen dizini döver. Kızını dövmezsen, ya davulcuya ya zurnacıya. Kadın dediğin koluna taktın mı yakışacak, duvara çarptın mı yapışacak. Kadının şamdanı altın olsa, mumunu dikecek erkektir. Tarlayı düz, kadını kız al. İçime fenalık geldi daha fazla yazamayacağım. Şimdi tüm bu atasözlerini sadece erkekler mi sarf ediyor? Elbette hayır. Çevremizdeki, ablalar, teyzeler, anneler, kızkardeşlerden de birini mutlaka duymuşluğumuz vardır. Çocuk yaşta bunları duyarak büyüyen kadından özgüvenini çalarken, erkeği hava gazı ile çirkin bir şekilde dolduruyoruz. Erkek tarafından bakarsanız, akıl almıyor. Karısını, kardeşini, annesini hatta evladını nasıl bir şekle, nasıl onursuz bir etiketlenmeye zorladığının farkında bile değil. Üstelik kendi etiketinin de iğrenç bir biçimde saptamasını yaparak. Şunu diyenleri duyar gibiyim. "Ama büyüklerin bir bildiği var ki söylemişler. Bazıları da doğru." Ne doğrusu? Hade!! İnsanın evladına, kardeşine, hatta eşine; doğru yolu göstermek için bunun bir akıl yürütme olduğunu savunanların, ben aklına şaşarım. Bu erkek hegemonyasını sürdürebilmeye çalışan acizlerin ve onların zayıf kadın destekçilerinin, psikolojik travmasından başka bir şey değildir. Kim olursa olsun, kişiye fayda sağlamanın, ışık tutmanın, rehber olmanın binlerce yolu varken, bu denli korkmak ve tehdit niye? Önce insan olmaya çalışmak varken, toplumsal bir baskı oluşturup, bunu cinsiyet ayrımcılığı üzerinden yürütmek niye? Ataerkil bir toplum olarak yürüdük diye, bu böyle devam edecek değil. Anaerkil de olalım demiyorum. Kadın-erkek olmadan önce insan olalım diyorum. HAFTALIK TAHLİL SONUÇLARIM ** Çapulcu musun vay, vay.... ** Günün bereketi aşktan olsun, meşkten olsun, kahkahadan olsun. ** En güzel dört kelime : Karıcım, yemeği ben pişiririm. ** Şu saatten sonra, kendimi sensiz bırakır mıyım? ** Geceleri atıştırma yapmayacaksak, neden buzdolabında ışık var? ** Evrene mesaj gönderip beklemeyi bırak da, ayağını yere basıp yürümeye başla. ** Dikkat ettiniz mi? Toplumsal silkelenmelerimiz hep ağır vasıtalarla gerçekleşti. Önce Susurluk'daki kamyon, şimdi de tırlar.
- 22:51 - Cumhurbaşkanı Erdoğan: Filistin'in haklı davasının yanındayız
- 21:31 - Teknoloji devi Meta’nın İsrail’e yardım ettiği iddiası
- 20:27 - Alkol, e-sigara, esrar: Gençler arasında madde kullanımı artıyor; riskler nasıl azaltılır?
- 19:23 - Tiktok ABD'ye meydan okudu: Satmayacağız
- 18:35 - Son Dakika Haberi! Adıyaman Adliyesi'nde İSİAS ara kararı verildi!
- 18:22 - Kişiye özel ilk cilt kanseri aşısı test ediliyor
- 16:50 - LAÜ’de Neşeli Cumartesiler Başlıyor: Baharın Keyfi Kampüste Yaşanacak
- 16:42 - ARUCAD Kariyer Günleri Sanatçı Umay Yılmaz Kutay’ın Katılımıyla Devam Etti
- 16:36 - Yeni Yüksek Mahkeme Başkanı Bertan Özerdağ oldu
- 16:32 - Meteoroloji açıkladı: Yarın akşam yağmur bekleniyor...
- 16:30 - Akansoy: “Artık yeter demek için bugün sokaktayız”
- 16:01 - Son Dakika! Güzelyurt'ta öğrenci yurdunda yangın!
- 15:47 - Gardiyanoğlu: Asgari Ücret Komisyonu’nun toplanacağı en geç tarih 18 Mayıs
- 15:47 - İsias duruşması devam ediyor: Mehmet Efe Bozkurt tahliyesini talep etti
- 15:46 - LAÜ’de Neşeli Cumartesiler başlıyor
- Kıbrıs Türk Basını 1 yıl sonra 6 Şubat Depremi'ni nasıl gördü
- 7 Yıllık Evli Olduğu Kocasını Açık Artırma Sitesinde Satışa Çıkardı
- Yılbaşında neden kırmızı iç çamaşırı giyilir?
- Kendini Kaybetmiş 20 Noel Baba
12345678
Tüm Hakları Saklıdır © 2014 Detay Kıbrıs | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : +90 392 444 79 79 - +90 533 851 38 51 Faks : haber@detaykibris.com
Tel : +90 392 444 79 79 - +90 533 851 38 51 Faks : haber@detaykibris.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.