• BIST 9693.46
  • Altın 2496.161
  • Dolar 32.4971
  • Euro 34.5977
  • Lefkoşa 25 °C
  • Mağusa 26 °C
  • Girne 23 °C
  • Güzelyurt 23 °C
  • İskele 26 °C
  • İstanbul 14 °C
  • Ankara 9 °C

Milli Vekil Mevzusu

Burak ÇİFLİKLİ

70'li yılların başında Türkiye'de sağ eğilimli partiler tarafından önemli bir tehdit olarak algılanan komünizme karşı bu partilerin bir araya gelerek kurdukları hükümetlere Milliyetçi Cephe Hükümetleri adı verilmişti. Süleyman Demirel liderliğinde 1980 darbesine kadar Adalet Partisi, Milli Selamet Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi'ni bir araya getiren üç adet Milliyetçi Cephe (MC) hükümeti kuruldu. Bu hükümetler literatürde ağırlıklı olarak Milliyetçi Cephe Hükümetleri olarak yer almasına rağmen siyasal İslamcı akıma mensup bazı kalemler bu hükümetleri Milli Cephe Hükümetleri olarak isimlendiriyorlardı. Elbette bu isimlendirme tercihi basit bir kısaltmadan ibaret değildi. Gayet bilinçli yapılan "Milli" vurgusu ile komünizm tehlikesine karşı oluşturulan cephenin odağına Türk Milletinden ziyade İslam dini konumlandırılıyordu. Siyasal İslam akımında "Millet" kelimesi genellikle "Ümmet" anlamında kullanılmaktaydı. "Milli" kelimesi de "Ümmet ile ilgili" anlamına geliyordu. Oluşturulan MC hükümetlerinin Türk Milliyetçisi değil, Müslüman bir blok olduğu bu şekilde vurgulanmaktaydı. *** İstanbul Yenikapı'da "Milyonlarca nefes, teröre karşı tek ses" mitinginde konuşan Recep Tayyip Erdoğan'ın 550 tane milli milletvekili istemesi tepkilere yol açtı. MHP lideri Devlet Bahçeli başta olmak üzere Erdoğan'ın 2013 yılında sarf ettiği "Biz her türlü milliyetçiliği ayaklarının altına almış bir iktidarız" sözüne atıfta bulunan birçok isim, Erdoğan'ı samimi olmamak ile suçladı. Fakat suçlamalarda atlanan önemli bir husus var; Erdoğan 70'lerden gelen alışkanlığın devamı olarak "Milli" kelimesini "Türk Milletine Mensup" anlamında değil "Müslüman" anlamında kullanıyor. Erdoğan'ın bir televizyon kanalına verdiği röportajda "milli ve yerli" milletvekili talebinin etnik bir tanım olmadığını söylemesi de bu görüşü destekler nitelikte. Dolmabahçe görüşmelerinden rahatsızlığını dile getirdiği andan itibaren Erdoğan Kürt seçmeni küstüren bir söylem sergiledi. Safları sıkılaştıran Kürt seçmenler HDP çatısı altında bütünleşti ve parti %13'ün üzerinde oy oranına ulaştı. AK Parti'nin 1 Kasım seçimlerinde tekrar tek başına iktidara gelmesinin önündeki yegâne engel HDP'nin tekrar barajı geçmesi. HDP'yi baraj altına itmek için çarpışabildiği her cephede çarpışan Erdoğan önderliğindeki AK Parti, "Milli vekil" çıkışı ile de dindar HDP seçmenlerini geri kazanmayı amaçlıyor. Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Meclis Anayasa Komisyonu eski Başkanı Burhan Kuzu'nun sosyal medyada sarf ettiği "Gebertilen Teröristlerin muayenesi mutlaka yapılmalıdır. Görülecektir ki önemli bir bölümü sünnetsiz. Uyan Kürt kardeşim ne olur uyan artık." sözleri de AK Parti'nin 1 Kasım seçimlerinde Kürt seçmenlere yönelik yürüteceği seçim stratejisinin din odaklı olacağının bir başka nişanesi.

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları