Sahibine Mesajlar
Sn. Ersin Tatar, İŞAD Başkanı Enver Mamülcü'yü iş yerimnde ziyaret ederek, Pilavuna ve içi dolu olarak nitelendirilen, tatlıyı yedikten sonra birlikte kahve içtiğinizi öğrendik. Bazı gazetelerimiz, YDP’nin ofisinin Mamülcüoğlu’nun iş yerinin üzerinde olması nedeniyle, bunu Tatar, YDP'yi ziyaret etti olarak yorumladı. Bu ziyaretin, Cumhurbaşkanlığı adaylığınıza destek istemek maksadı ile yapıldığı düşüncesindeyim. Da, Ayşaba, nebe ama uyurmusunuz. Yoksa hala daha başka rüyalarmı görüyorsunuz. Pamuk ipliğine bağlı hükümetin son zamanlarda yaşananlardan sonra ipliğci koptum, kopuyorum diyor. Kısacası hükümet için yolcudur Abbas bağlasan durmaz diyorlar.
**
Sn. Kudret Özersay, aday olacağınızın belli olmasından sonra, birileri tarafından bavuldan çıkartılarak, masaya konan yalan makinesi, ABD’nin para basan matbaası gibi 24 saat durmadan çalışıyor. Birilerini korkutmuş olacaksınız ki, yalan makinesinin üretimi, çorak tarlada, kaliteli ürün çıkmadığının bilinmesine karşın habire defolu ürünleri piyasaya sürüyor. Birkaç kişinin rant elde etmesi için bölgenin anasına döblek, babasına da cura çaldıracak olan ve bölge için olmazsa olmazların başında gelen ‘İmar Yasası’nın kellesi bumburo kesildi. Kesilen baştan yere dökülen kanın, yerdeki çamur ile yoğrularak sizin ‘Sakko’yu (Ceket) lekelemesi umut edildi.Aslında androş (takoz) imar yasası tomofiline değil, sizin tekerin önüne konulmaya çalışıldı. Bölge Fasıl 96’nın ‘ye da gorkma’ sesleri şimdiden yükselmeye başladı. Siyaset içinde, insanlık o kadar çok ilerlemiş ki maalesef artık göremiyoruz. Hocam, dikkat edin,ucuz hesaplar peşindeki kişiler üstüne kurulan hayaller,insana pahalıya patlar.
**
Sn. Ayşegül Baybars, sanırım birilerinin nasırına çok fena bastınız. Çesmesinden Şakır, şakır su akacak diye hesaplayanların nasırı bunları öyle bir acıttı ki, sesleri 7 desibetreden çıkmaya başladı. Korku miskindir, korkulmaz diyenlerin aksine, birilerinin İmar Yasasından ödü koptu. Başbakan Ersin Tatar’ı bile etkileyerek, ben imzalamaya mecburmuyum yahu dedirtti. Ve beni HP’li bakan ile beni karşı karşıya getirmeye çalışıyorlar ifadesinde bulundu. Sn. Bakan, İmar Yasasının boynuna takılan yaftadaki çürüktür işe yaramaz denilen bazı çekirdeklerden güzelim birçok meyve ağacının türediğini, bunlardan da yemeye kıyamadığınız güzellikte meyveler yetiştiğine tanık olanlardanız. Çürüktür denilen imar yasası da elden geçirilerek çok güzel meyveler vermesi sağlanabilirdi. Ancak millet meyve yerine çekirdekleri ve doğması muhtemel güzelim meyve bahçesini siyaset uğruna yerle bir etmeyi tercih etti.Ayşaba, hayatı dikkatIi yaşayacaksın. Çünkü, insandan çok şeytan var. Bizleri yıpratan hayatın kahpeIiği değiI. İnsanIarın sahteIiğidir diyor.
**
Sn. Tufan Erhürman, açıklamanızda, nihayet Başbakan açıkladı. İmar Planı Resmi Gazete'deyayımlanmayacak ve yürürlüğe girmeyecek. Bu kadar zaman, bu kadar emek, bu kadar tartışma ve gelinen nokta bu. Kim ne derse desin, hiçbir hukuki veya teknik gerekçeyle bu kaosu temize çekmek mümkün değildir. Çünkü eğer varsaydı öyle gerekçeler, hükumet bir bütün olduğuna göre önceden müdahale edilerek bunlar ortadan kaldırılabilirdi. Bir süreç ancak bu kadar kötü yönetilebilir. Yazık bu kaosu temize çekmek mümkün değil dediniz. Sn. Erhürman, bizim, günü birlik siyaset üreten ve hafif esen rüzgar karşısında kavak ağacı gibi eğilen bazı siyasilerden dolayı, başımız beladan kurtulmaz, burnumuzda mok çukurundan kalkmaz. Kalite insana yapılan yatırımdır. Peki bu yatırımı yapacak olanlar, İngiliz kazmiri yerine basma kumaştan yapılmışsa, bu kalite insana nasıl yansıyacak dersiniz? Hatçe Teyze, çorak tarlada ürün bitmez. Biterse de yüzüne bakılmaz diyor.
**
Sn. Hüseyin Özgürgün, sizin şu dokunulmazlığın, dokunulura çevrilmesi işi galiba tatlıya bağlanıyor. Kudret Özersay’ın hükümetten götürülmesi sonrasında sizin yeni kurulacak hükümete eyvallah dediğiniz ileri sürülüyor. UBP-YDP-DP hükümeti kurularak, HP’ye hadde yallah denildikten sonra sizin de parmak kaldırmak için aylardır ayak basmadığınız Meclisi Mebusana ‘Ben geldim’ diyeceğiniz hatta yeni hükümet için parmak kaldıracağınız söyleniyor. Tabi bu arada, Başsavcılık görüşüne aykırı bir durum sonrasında kaldırılan dokunulmazlık zırhının da üzerinize geçirilmesi olursa şaşırmamak gerekir. Mümüne Teyze, siz ayakta uyuyun. Hüseyin ovlucuğuma giydirilecek zırhın ölçüleri alındı. Yakında giydirilecek ve onu artık o zırh koruyacak diyor. Yaaaa!..
**
Sn. Erhan Arıklı, ben Cumhurbaşkanı adayıyım diye çıktığınız yolda, karşınıza çıkan ilk çatallı yolda ‘Çatı’ya mı çıkayım, yoksa tek başıma düz yolda mı gideyim diye düşünmeye başladınız.Bence biran önce hangisini tercih edecekseniz bunun kararını vermeniz gerekir. En kötü karar kararsızlıktan iyidir. Hacı amca yahu arkadaşlar, Erhan ovlucuğum, Çatıyı düşünmez. O şuanda yağmur yağınca akıtan çatıyı yıkıp yeni çatı oluşturmak derdinde. Elinde gusbo, ayağının altında kürek, çatıya habire vuruyor. Vurdukça, çatıdan düşenlerlere bakarak keyifleniyor. Bir taraftan da, HP Out, UBP-DP-YDP In şarkısını gramafona koydu, andilla koyarak ufukta eşgerecek olan siyah mercedesi ellerini ovuşturarak bekliyor diyor.
**
Sn. Turgay Hilmi sosyal medyada yaptığınız paylaşımda devlet, kayıtlı eğitim veren, vergi ve Sosyal Sigorta yatırımlarını ödeyen kurumlar yanında, bilindiği halde evlerde kayıt dışı eğitim verenleri de kıskaca alsa iyi bir vergi toplamış olur dediniz. Turgay hocam, devlette eskiden üç maymunlar vardı. Şimdi dördüncü maymun da üçlünün yanına oturdu. Görmezler, duymazlar ve konuşmazlar maymunun yanına eğilde gulle geçsin maymununu oturttular. Haaa devlet işine gelmeyeni, ülkeye karşılıksız hizmet verenleri gözüne ‘FAGO’ (Büyülteç) gözlük taksa bile görmez. İsterseniz Kuzey Kıbrıs, Dostları Derneği, Ansiklopedisinin, 2’nci sayfa, Turgay Hilmi bölümüne bakın. Ve devletin bu ansiklopedinin varlığından bile haberi olmadığına sizde tanık olun. Ayşaba, ürün güzel olsun diye tarla sürülmeli ve ekimin ustaca ekilmesi gerekir. Tarla güzelce sürüldü. Güzelce ve ustaca ekildi. Ekilmeye de devam ediliyor. Dört maymunlardan görmeyeni, görmemesine karşın hariçten gazel okumaya devam ediyor. Vallahi ben okunan gazeli beğenmediğim için boş verdim. Ve Teybe boş kaset koydum. Kafamı dinliyorum
**
Sn. Erdal Onurhan – Ahmet Dargın, Kıb-Tek yönetim kurulu başkanı ve Genel Müdürü olarak aldığınız kararda, ceryan faturalarının fena teptiği, cebi fena yaktığı, elektrikte çok güzel bir karara imza attınız. Ekonominin çarkları altında ezilen ve ödeme güçlüğü çeken halkın, birikmiş gecikme zamlarının ödeme seçeneğine uygun olarak faizlerinde %80 ve %65’e varan indirimlere gideceğinizi duyurdunuz. 14 Şubat tarihine kadar da müracaatların yapılması gerektiğini belirttiniz. Vallahi bugüne kadar dikeni batınca fena ağrıtan ‘Kaktüs’ ağaçları ile dolu bir bahçeye benzetilen Kıb-Tek’i, bu kararınız sonrasında sanırım insanların hoşuna gidecek bir gül bahçesine döndüreceksiniz. Bu güne kadar bir kalpte bir gül olurken, sanırım bundan sonra birçok gönülde buket olacaksınız.
**
Sn. BurhanGürkan, başkanı olduğun Spor Yazarlarına yönetim kurulu üyelerin ile birlikte, Antalya’da sağlamış olduğu eğtim semineri muhteşem geçti. Seminer bahane, gezme şahane diyenlere katılmammümkün değil. Eğitim seminerinde, spor yazarlarının, eğitimlerini tazelemesinin yanısıra, bir araya gelip, dostluklarını pekiştirmesi, bahane değil şahaneydi. Ama en önemlisi gençlerden oluşan yönetim kurulunun, spor yazarlarının etrafında pervane olması ve dört dönmesiydi. Necati Özsoy, Çilen Ulusoy’un oturumları mükemmel idare etmesinin yanısıra, Şükrü Burahan’ın, spor yazarlarının tüm sıkıntılarında yanında olması, takdire şayandı. Burhan başkan, gençlerden oluşan yönetim kurulu hakkında bu gençler yakında duvara toslar diyenleri utandırdınız. Fikri sabitlerin‘Acaba’ kelimesini tümden rafa kaldırdınız. Girdiği kabın her durumda mutlaka şeklini alan maddeye sıvı diyor ve buna karşılık girdiği vücuda kendi şekilini veren rakıya heykeltraş Rodin diyemeyeceğimize göre sizlerin ‘Kazmir’ kalitesinde sunduğunuz hizmete de defolu ‘Basma’ kumaştan mamül elbise diyemeyiz. Yola devam.
**
Sn. Tonguç Kotak, salon sporlarına ev sahipliği yapmakta olan salonların tuvaletlerinin pislikten geçilmediğini, bakımsızlıktan yıkıldım yıkılıyorum diye bağırdıklarına tanık oluyoruz. Bir yağmur sonrasında, dışarıda duran yağmurun, bazı salonların içinde durmadığını ve yüzme havuzuna dönüştüğünü görüyoruz. Uzmanı olduğun ve bu konuda kimsenin eline su dökemeyeceği salon sporlarının daha iyi yapılabilmesi için senin neden ‘Salonların sorumlusu’ yapılmadığını da doğrusu merak ediyorum. BRT yerine senin salonlarda görevlendirilmen, salon sporları için çok daha iyi olacağı kanaatindeyim. Sevgili Tonguç, bazıları asidi kaçmış soda gibidir.Yaptıkları hatalar ile kimseyi rahatlatamıyor, aksine midenin rahatsız olmasına neden oluyorlar. Bunlar sakın bana derici sevdiği deriyi daha güzel olması için yerden yere vurur. Biz Tonguç’u sevdiğimiz için BRT’de yerlere vuruyoruz iddiasında bulunmasın. Bu durum olsa olsa yapılması muhtemel güzel işlere imza atılacağının bilindiği için yerleri dövme girişimidir.
**
Sn. Ali Osman Tabak, sevgili eşin, hayat arkadaşın Sevtap Tabak’ı hakkın rahmetine uğurladığını öğrendik. Öncelikle başın sağolsun diyor ve Allah’tan sana ve aileye sabır diliyoruz. Sevgili eşinin, şuanda Cennete olduğundan eminiz. Sevgili Ali Osman, bazen sofradaki ekmeği, bazen sevinçleri paylaşmak, bazen ise dertleri paylaşmaktır eş ile birliktelik. Zaman, zaman, ayağın tökezlediğinde yanında olan. Varlığı kimseye değişilmeyen dağ gibi eşi olmalı insanın deriz. Ama o dağda toprak kayması olunca, insanın elinin ayağının bağlandığını ve nutkunun tutulduğunu ve o toprak kayması sonrasında yaşanan acının büyüklüğünü de bilenlerdeniz. Acın acımızdır. Birkez daha başın sağolsun.
**
Sn. Ahmet Hacıvelioğlu, BRT’de siyasetin kurbanı olanlar kervanına katıldığını öğrendik. Spor Servisi Amirliği görevin elinden alınırken, KKTC’de moda olan ‘Müşavirlik’ Genel Müdürlüğüne terfi ettirildiğini gözlemledik. Adalet dağıtacağız denilerek, Adalet diye diye çıkılan bu coğrafyada, Adalet abla, bu hayattan çok şey bekliyordu. Ancak bizim eski mahallede şimdi müşteri bekliyor. O kadar ırzına geçildiki, şimdilerde kapıdan girenler ve çıkanların sayısını tutmakta zorlanıyoruz. Sevgili Ahmet, elinden alınan makamın ve görevin adil bir şekilde tekrar sana verilmesini beklerken, Adil amcanın bu yapılanlar sonrasında sinir krizi geçirerek kalp krizi teşhisi ile yoğun bakıma kaldırıldığını, Vicdan ablanın vicdansızlıklar karşısında beyin kanaması geçirttikten sonra hakkın rahmetine kavuştuğunu unutma. Yürekleri daracıktır kimilerinin ne sevgi sığıyor içlerine ne de insanlık be Ahmet. Bu nedenle bunlara boş ver. Verki tırıs gitsinler.
**
Sn. Mehmet Özkardaş, sosyal medyadaki paylaşımında, çağdaş ülkelerin çağdaş şehirlerinin bir güzelliği de sokak sanatçılarıdır.Girne’mizin simgesi olan bu güzel ve onurlu insanı herkes seviyor.Güzelim Girne yağmalanıp onlarca kat apartmanlarda mahvedilirken, rant paylaşmak için göz yumanlar, caddeler ve kaldırımlara ikinci bir işyeri yapılırken, sessiz kalanlar, şimdi hasta olmasına rağmen kimseden bir talepi olmadan onurluca ve kimseye zararı olmadan, tam aksine insanları mutlu eden,bir güzel insanın güzel sesiyle söylediği şarkıları yasaklıyor. Ben bir zihniyeti kınıyorum dediniz. Başkan, kalp herkeste var da, o kalbi kalp yapan vicdandır.Sanırım o da her insanda bulunmaz. Hukuk, iktidarların fahişesi konumuna sokulduysa, sanat ve sanatçıda örümcek beyinlilerin fahişesi konumuna getirildi. Galiba hata bizlerdedir. Gözümüzde küçüklen insanlarla büyük hesaplar kurmanın bedelini ödüyoruz. Herkes kalbinin ürettiği ekmeği yesin diyeceğim da, birçoklarının aç kalacağından çekiniyorum.
**
Sn. Cengiz Uzun,Eğitim Ortak Hizmetler Dairesi Müdürü olarak izinsiz açılan 'yatılı din kursunun’ Anadan doğacak tepkiye rağmen kapatılması için kolları sıvadığınızı öğrendik. Eğitim Ortak Hizmetler Dairesi, çocuklara izinsiz ‘yatılı din eğitimi’ verdiği tespit edilen Alsancak Misafirhanesi’nin kapatılması için çalışma başlatırken,'Denetim raporunu' Eğitim Bakanlığı'na ileteceği söyleniyor. Tabi, gerekli yasal prosedür, yapılırken son sözü bakanlığın söyleyeceğini de ifade ettiniz. Cengiz hocam, bu güzel girişiminiz ayakta alkışlanırken, bu girişime kabak doğrayıcıların iş başı yaparak, yine ‘Kabak’ doğrayacaklarına inanıyoruz. Çavuşların, general yapılmasına karşın bir türlü o rütebenin hakkını vermeyerek çavuş kaldıkları bir ülkede, ne örümcek beyinler, nede koltuk uğruna herşeyi yapma eğilimdeki korkak bezirganlar temizlenir. Ayşaba, öküz tahta çıktı diye kral olmaz. Sadece saray ahır olur diyor. Vallahi ne demek istediğini pek anlayamadım. Birileri türkçeden türkçeye tercüme eder ve bana anlatırsa çok sevinirim.
-***
Günün Fıkrası
Günün Sözü
Günün Fotosu
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.