Sn. Tufan Erhürman, basında 48 bin aracın seyrüsefer yani roadtaksını çıkarmadığı yazıldı. Bu habere ve ihtiva ettiği rakama baktığınız zaman ‘Aman Allah’ım diyebilirsiniz. Ancak unutmayın, bir zaman Dürüst’üm diye yola çıkan bir Ulaştırma bakanımız, ‘Hükümetimiz’ söz veriyor. Benzin ve mazota zam yapıp, seyrüsefer harçlarını kaldıracağız demişti. Benzin ve mazot zam kazığını, kılçıksız hart diye geçirirken, nedense seyrüsefer ruhsatlarını kaldırma sözünü unutmuştu. Kazık bir yerimizde kalırken, kıynıklarını temizleme zahmetinde bile bulunmadılar. Şimdi Başbakan olarak bir başka deyişle hükümetin başı olarak lütfen siz söyleyin? Devlet yalan söylerse ve şaka yaptım derse, vatandaş ne yapar? Artı imam cami duvarına işerse cemaat ne yapar?Dürüst’lükten dem vururken sonrası için Allah Kerim bakarız diyenler Kerim’in kuyusunun derin olduğunu ve sanırım kuyudan çıkamadıklarını gördüler.
**
Sn. Serdar DenktaşCAS’ın hizmet verdiği tek havayolu şirketinin 24 Haziran’da son uçuşunu gerçekleştireceğinden o tarih sonrasında CAS’ın müşterisinin kalmayacağını ifade ettiniz. 10 Temmuz’a kadar uçuş yapma zorunluluğu olan Atlasjet’in ise çalışanların yararına olacağını ileri sürerek, hizmeti durdurduğuna işaret etti ve bunun tam bir “aymazlık” olduğunu söylediniz. Ayrıca şirketin devlete ait olduğu iddialarıyla ilgili görüş aldığınız Savcılığın, CAS’ın özel bir şirket olduğu yönünde görüş belirttiğini kaydettiniz ve devletin, şirketi alma gibi bir planı gündemde yoktur dediniz. Tamamda Hacı amca Atlasjetin böyle bir zorunluluğu varsa cezai müeyyidesi ne olacak diye soruyor. Haaa birde düne kadar kamuya ait olduğu iddia edilen şirketin birden nasıl kabul değiştirdiğini de soruyor. Sn. Denktaş Akıllı bir yalnızlık aptal bir ilişkiden iyidir. Ya kralın yanında kraliçe olursun ya da soytarının yanında maskara. Galiba CAS konusunda biz soytarıyı tercih ettik..
**
Sn. Fikri Ataoğlu, balayı için geldiği Cratos otelde dehşeti yaşayan ve tabiri caizse, eşek sudan gelinceye kadar dayak yiyen, Türkiyeli beslenme Uzmanı 36 yaşındaki İlter Faik Kaya ile ilgili olarak gazeteler haberi 8 puntodan verirken, Turizm Bakanı olarak sizin ağzınızdan 2 puntodan bile laf çıkmadığını gördük. Laf çıkmadığını görünce Sn.Bakan herhalde her zamanki gibi ya bir festivalde ülkeyi tanıtıyor yada, gözlerinde ve kulaklarında meydana gelen rahatsızlık nedeniyle haberleri görmedi ve duymadı diye düşündük. Sn. Ataoğlu, siz açıklamayı boş verin, oteldeki masanıza halel gelmemesi için açıklamayı Ayıları koruma derneği yapabilir. Sn. Bakan, yaşananları unutup arkasından gülmek, hatırlayıp üzülmekten çok daha iyidir. Boş verin ve hayatınızı bu otellerde gerçekleşen resepsiyonlarda rahatça yaşayın
**
Sn. Tolga Atakan, Serdar Denktaş, CAS çalışanlarından bir heyetle Cumhuriyet Meclisi’nde görüştü. CAS Personel Müdürü Erkut Öznergiz, kabulde yaptığı konuşmada, CAS’ın kapanması ve satılmasının gündemde olmasından dolayı işsiz kalma endişesi içinde olduklarını belirtti. Ben yaptığım bir haberde, CAS’ın satılacağını veya kapatılacağını belirtirken siz hayır ortak alınarak yaşatılacak demiştiniz. Bu durumda ya siz olayları yakından takip etmiyorsunuz. Yada size mesivari atılan çalımlar sonrasında belinizi kırıyorlar. Sn. Atakan, sanırım CAS çalışanlarına vaatlerde bulunanlar arasında, çok yükseğe çıkamam, bende yükseklik korkusu var. Kimseyi yarı yolda bırakamam, bende alçaklık korkusu var diyenler var. Ne dersiniz? Varsa onlara yaptıklarının yanlış olduğunu hatırlatın.
**
Sn. Suzan Karaman, yapmış olduğun paylaşımda, adam almış telefonu eline kafasına geleni sıralayıp duruyor. TC'den gelmiş Aileden bir eve damat girmiş.Öyle çok Özgüven biriktirmiş ki, Sen de Kimsin ağızları yapıyor bana. Öyle bir içerili olmuş ki girdiği aileye esiyor,yağıyor,Korkutuyor evdekileri ve istediğini de dayatıyor hergele. Senin yazdıkların yüzünden aile darmadağın oldu diyor bana. Şimdi buna bunu konuşturan aile bireylerini silsem Defterden Haksız Mıyım?Sildim bile Be diyorsun. Suzan Hanım, dünya güzelinin yanında insan elbisesi giymiş ‘Ayı’dan bozma bir ‘Hıyar’ varsa’ onun güzelliğinin al benisi kalır mı? Milletin başına Hülya Avşar düşerken sizin başınıza insan elbisesi giymiş ‘Ayı’ düşmüş. Şansınıza küsün. Ne diyebiliriz ki?
**
Sn. Erhan Tünay, tüm mal beyanları tek tek açılıp inceleniyorsa yakında şenlik var. Hemde ne şenlik diyorsun sosyal medyadaki paylaşımında. Bence şenlik olmayacak. 7.7 şiddetinde deprem olacak ve bazı koltuklar 7 kat çimento ile yere sağlamlaştırılmasına karşın tumba gidecek. Sevgili Erhan, bazı şeyler çabuk biter. Sigara, çay, uyku, sevdiğin şarkı, hepsi çabuk biter. Hızlı yaşarsan ömür, Çok seversen aşk, bol kepçe lokantasındaki ham hum şorolop da günü gelince çabuk biter. Sanırım o gün geldi.
**
Sn. TacanReynar, muhteşem bir yazı ile ülkenin kanayan yarasını gözlerimizin içine, taaa ninnisine kadar soktun ve birilerine olanlara körmüsünüz be ama imasında bulundunuz. Islah okulunun olmadığı, zorunlu ve parasız olması gereken eğitimin paralı eğitim kurumlarına terkedildiği, bu ülkede suça itilen çocukları kurtarmak için ne yapıyoruz? Diye sordun. Hiç be yargıcım. Ölen ölür kalan sağlar bizimdir. Onlarda uyuşturucu satıcısı veya hırsız olmuş ne gam ne keder. 15 yaşındaki çocuğa kelepçe takmak, ıslah okulu olmadığı için yetişkinler ile hapishaneye koymak, çocuk suçluları yasasının çağdaş normlarda olmaması KKTC’ye mahsustur. Suç işledikten sonra pişman değilim diyecek çocuk haklı olarak bu defa bizi öldürecek diyorsun. Aslında bunlara bakarak ölmesi gerekenlerin vicdanları erozyona uğradığı için ölmek sanırım yine vicdan sahiplerine kalacak. Sn. Reynar, vicdanı erozyona uğramışlara ait sırmalı kaftanı giymektense, bizler vicdan sahiplerine ait eski hırkayı giymeyi tercih ederiz
**
Sn. İzzet Türkmen, Cezaevi’nde, kadın gardiyanların vardiya düzenlemesi ve personelin izinlerinin iptal edilmesi konusunda çarşamba gününe kadar düzenleme yapılmazsa, kadın gardiyanların greve gideceğini açıkladınız. HAK-SEN Başkanı olarak da Cezaevi’nde, yeni istihdamlardan sonra, kadın gardiyanlar arasında vardiyalara adil dağıtım yapılmadığını, hastanede yatan mahkûmlar için, ek çalışma talep edilmesi yerine, müdüriyet tarafından personelin izinlerinin iptal edildiğini” kaydettiniz. Sevgili İzzet, kuşlar gibi uçmayı, balıklar gibi yüzmeyi öğrendik, ancak çok basit bir sanatı kardeşçe yaşamayı ve hakça idare etmenin yanısıra, ağaç ne kadar yüksek olursa olsun yapraklarının bir gün yere düşeceğini unuttuk.
**
Sn. Olsan Oran, bağımsız Geçitkale Belediye Başkan adayı olarak bayağı yol kat ettiğiniz ve geçen sefer kaçırdığınız kuşu bukez yakalama noktasına geldiğiniz söyleniyor. Seçim yarışına başladığınız el arabasını bir tarafa bırakarak turbo arabaya bindiğiniz söyleniyor. Sn. Oran zirvede Kartallarda, yılanlarda bulunur. Birisi o zirveye süzülerek diğeri sürünerek çıkar. Son zamanlarda sizin o zirveye kartal gibi süzüldüğünüz öne sürülüyor. Kolay gelsin.
**
Sn. Sümer Aygın ve Cemal Erdoğan, CTP disiplin kurulu, parti kararı olmasına karşın Girne ve Esentepe’den Belediye Başkan adayı olarak seçime katılmanıza tepki göstererek sizleri partiden ihraç kararı aldıklarını açıkladı. Ayrıca Kalavaç Muhtarı Ömer Meraklı ile Mehmetçik’te Mehmet Demiralp ile ilgili sürecin devam ettiği belirtildi. Kısacası kapıyı gındırdık, onları da kapının önüne koyacağız iması verildi. Sn. Aygın ve Erdoğan, seçime katılmak her bireyin hakkıysa ve hak demokrasinin verdiği bir haksa sanırım bu hakkı kimse sizin elinizden alamaz. Çünkü “Hak” birilerinin size vereceği bir şey değil, hiç kimsenin sizden alamadığı bir şeydir.
**
Gazeteciler Dernekleri, hatalı, araştırma yapılmadan yapılan ve sonrasında yanlış olan haberlere bir noktaya kadar tamam deriz. Ama Cratos Otel’de yaşanan olaylara, arka çıkmak sanırım Turizmi arkadan bıçaklamak demektir. Herkesin görüşüne saygı duymak gerekir. Dayak olayına arka çıkmak da bunlardan birisidir. Ancak bizim Minik Kuşlar, otelde güvenlik elemanı olan bazı gazetecilerin de olaya arka çıktığını bir başka deyişle gazeteciliği, patron-gazeteci ilişkisine döndürerek otel lehine tetikçilik yapıldığını söylüyor.Efendiler, bütün renkler aynı hızda kirleniyor tamamda, birinciliği beyaza verirlerken, kurumlar arasında da gazetecilere vermesinler derim.
**
Sn. Ethem Akmercan, Beyarmudu Bağımsız Belediye Başkan adayı olarak Meclis Üyesi adaylarınız ile ziyaret ettiğiniz Beyarmudu köyünde büyük bir coşku ile karşılandığınızı öğrendik. Meclis üyesi adaylarınız ile Beyarmudu sakinlerinin sorunlarını dinlerken, önümüzdeki dönemde yapacağınız projeleri anlattığınız söyleniyor. Buraya kadar herşey güzel de Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Cemal Özyiğit’in ekibi ile size destek vermesi ekmek kadayıfının üzerine konan dondurma gibi oldu. Sn. Akmercan, çalışmalarınız ile bazı başarıları elde ettiğinizi gözlemledik. Ancak unutmayın. Başarı kolay elde edilir. Zor olan başarıyı hak etmektir. Sanırım yakında bunu da hak edeceksiniz.
Günün Fıkrası:
Öpüşmem!..
Dünyada sadece bir çift kalan nadir bir ayı türünün erkeği ölmüş.
bu ender hayvanın üreme ihtimali sıfır. bu yüzden soyu tükenecek.
ne yapalım diye düşünmüşler; kurullar toplanmış, çözüm yok.
bir türk bilim adamı şöyle demiş:
'bizim memlekette bir hayati abi var. söylemesi ayıp, aynen bu
ayıya benziyor, hatta daha kıllıdır.
ondan rica edebiliriz. 150-200 dolar da ödül verdik mi bu iş tamam!
ayıların soyunu ancak bu yöntemle kurtarabiliriz.'
bakmışlar başka çare yok, hayati abiye gitmişler ve durumun önemini,
yapacağı hizmetin büyüklüğünü
anlatmışlar, bir de 'karşılığında 150 dolar söz konusu' demişler.
hayati abi bir an düşündükten sonra, 'olur ama..' demiş, 'üç şartım var.'
herkes büyük bir sevinç içinde ama daha çok merakla,
'nedir şartların?' diye sormuşlar...
hayati abi bir çırpıda sıralayıvermiş:
1. öpüşmem.
2. yavru erkek olursa rahmetli babamın adını koyarsınız.
3. 150 dolar çok, en fazla 50 dolar veririm
Günün Sözü:
Halkı koyun olan bir ülkenin
En yakın komşuları
Kasaplardır.
Günün Fotosu:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.