Sahibine Mesajlar
Sn. Ersan Saner, son günlerde artan ve rekor diye nitelendirilen vakalar sonrasında hükümetin alacağı yeni kararları, askerden dönecek oğlunu bekleyen annenin, yeni evli gelinin izin sonrasında dönecek eşini beklediği gibi, gözler televizyonda, kulaklar sizde bekledik durduk. Ancak yeni tas ve yenilenmiş hamam beklerken, ayni hamamda, ayni tas ile yıkanma durumunda kaldık. Birkaç şey dışında dağ fare değil bukez galiba sıçan doğurdu. Sn. Saner vaatlere bakarak, şekerden mamül evin yanı sıra buz gibi hayaller kurmuştuk. Ancak açıklamalarınız sonrasında, ne şekerden mamül ev nede buzdan hayallerimiz kaldı. Hepsi yerinan yeksan oldu. Şeker yağmuru görünce akide, hayallerde su olup toprağa karışarak çamur oldu.
**
Sn. Özcan Hüdaverdi, Girne Akçiçek Hastanesi’nde görev yapan duyarlı bir doktor olarak, günlük vakalarda meydana gelen rekor artışlara tepki gösterterek, maske takmayıp, o sokak senin, bu sokak benim gezen hastalığından muzdarip, sorumsuz bazı kişilerin, bu saatten sonra maskeyi istedikleri yere taksınlar dediniz. Doktorum, akıl, dünyayı yerinden oynatmaya yarayan bir kaldıraçtır. Ama kullanmasını bilene. Bilmeyene ise bir çakıl taşını bile yerinden oynatamadığı gibi o çakıl taşı gibi yuvarlana yuvarlana uçurumun dibine gideceğini öğretir. Maskeyi ağzına takmayıp yuf deliğine taksalar bile bu akıldan yoksunların gidecekleri yer uçurumun dibidir.
**
Sn. Emrah Yeşilırmak, Yenierenköy Belediye Başkanı olarak, bölgedeki vaka sayısının 8’e yükseldiğini belirttin. Başkan, fırtınanın bölge insanına oggalı bir tokat atmasından sonra, Cavit Efendinin (Covit 19) bölgeye akın edenler ile yakaladığını öpmeye çalışmasından sonra tedbir alınmazsa, sanırım kaçanlarda öpücükten nasibini alacak. Hükümetimizin, zamanında almadığı tedbirler sayesinde Cavit Efendi’ye (Covit 19) mükellef bir ‘Hünkâr Sofrası’ kurdu. Sofrada menü olarak hünkar beğendi, dilber dudağı, sultan göbeği var. Cavit Efendiye gösterilen bu ihtimam dolayısıyla öpülmekten dolayı gözyaşı döküyoruz. Aslında gözyaşı döküp sonra dönüp sileceğimize bizi ağlatanları silememenin cezasını çekiyoruz
**
Sn. Mustafa Akansoy Göğüs Hastalıkları Klinik Şefi olarak yaptığınız açıklamada önümüzdeki 5 günün kritik olduğunu vurgulayarak, yerinde bir ikazda bulundunuz. Ve salgının bu şekilde devam etmesi halinde, 5 gün içerisinde hastanenin tüm kapasitesinin dolacağı uyarısında bulundunuz. Sn. Akansoy, başını acemi berbere teslim eden cebinden pamuğu, ülkenin idaresini de yetenek düşmanlarının eline teslim edenler başlarından Covit belasını eksik etmez. Ayşaba, gülü seven dikenine katlanır derler. Halk olarak bizler gül yerine kaktüsü sevmeye kalktık dedi.
**
Sn.Halil Hızal ülkede aşılamanın başladığını ancak, torpilliler yerine, 65 yaş üzeri ile 16 -26 yaş arası kronik hastalığı olan risk gruplarını aşılamak gerektiğini söylediniz. Bu nedenle 176 bin aşıya ihtiyacımız var dediniz. Bu konuda Türkiye’ye yüklenirken, bizim ağzı çok laf yapan, ancak elleri ayni süratte ağızlarına yetişmeyen yöneticilerimizin, aşı konusunda sürekli Türkiye’ye yüklendiğine vurgu yaptınız.Halbuki garantör İngiltere’den, aşı üretimine geçen Rusya’dan, Türkiye’nin aracılığı ile Rus elçisi ile görüşülerek aşıların tedariki yönüne gidilmesi gerektiğini belirttiniz. Sn. Hızal aşı tedariki bahane, genel kurullar ile erken seçime hazırlanma şahane. Vallahi şahane ile bahaneleri karıştıranları, zamanı gelince iki tükür bir şükür ile angoniciklerin yanına logo oynamak için göndermek galiba şart oldu.
**
Sn. Şener Elcil, başlaması muhtemel 5+1 resmi olmayan görüşmelerde iki ayrı devlete atıfta bulunulmasının yanlış olduğunu belirttiniz. Bunun bugüne kadar federasyon tezinin kabul edildiği Zirve anlaşmalarına imza koyan liderlerin yanı sıra, buna imza atan Türkiye Cumhuriyeti devletinin garantörlük antlaşmalarına aykırı olduğuna vurgu yaptınız. Hocam, Vatan Millet, Sakarya, Nurlu Ufuklar kitabı yazarları, Lilliyetçi pardon baş milliyetçi takımı ile koltuklarda kahvelerini höpürteterek içen ‘Yes Sir’cü takımı, iki bölgeli federasyona hiç ‘Yes be annem’ der mi? Dümeni iyi çevirmek için kaptan yaptıklarımız, yanlış rotada gitmekte ısrar ediyor. Bu ısrar nedeniyle, kalın zincirlerle sıkı sıkıya sardığımız küfürlerimizin kilidi ile oynuyorlar. Kilit açıldım, açılıyorum diyor. Açılırsa, Hanya’nın Girit’te, Konya’nın da Türkiye’de olduğunu görecekler.
**
Sn. Merter Refikoğlu, Şehir Plancıları Odası Başkanı olarak, UBP-DP-YDP Azınlık Hükümeti’nin, İmar planını rafa kaldırarak, Özel İmar Emri yayınlamasına tepki gösterttin. Ve gece yarısı yayınladıkları Özel İmar Emri ile rant çevrelerinin yıllardır istediği şeyi hayata geçirdiklerini belirttin. Sn. Refikoğlu, eskiden bal parmak ile yenirdi. Ancak o devir çoktan geçti. Bal artık kepçe ile yeniyor. Büyüklerimiz malın ucuzunu seç tamir ederken canın sıkılmasın derdi. Tamam, seçmesine biz seçtik ama galiba seçerken, ucuzun da defolusunu mu seçtik, bak onu bilmiyorum. Kalktık, projektör olup ülkeyi aydınlatacak olanın yerine, ev lambası olup, sadece aileyi aydınlatanları seçtik.
**
Sn. Ahmet Varış, Acil Durum Hastanesi’ndeki 140 yatağın, 110’unun dolu olduğunu açıkladınız. Kış gecelerinde yorgan ile örtünmelerini bilmeyip, çarşaf ile örtünmeye çalışan bazı siyasilerimiz ısrarlarını sürdürürse sanırım şuanda ağır grip, zatüree dönüşecek. Virüsün mutasyona uğrayıp bulaş hızının attığına yönelik bilimsel veriler olduğuna yönelik, sana söylerim kızım ama lafım gelinedir imasında bulunarak, hükümetin kulağına gerekli tedbirleri almaları için kar suyu kaçırmaya çalışmanıza karşın, hala daha ne demek istediğinizi 3 maymunların yanına konan eğilde gulle geçsin maymunu anlamadı. Doktorum, son dönemde siyasiler konuşur dağ taş dinler. Ama başımızın tacı doktorlar ve hemşireler konuşunca sevilmeniz nedeni ile tüm ülke ahalisi kulak kesilir ve sizi dinler. İşte bunun için bir kalpte bir çiçek yerine birçok gönülde buket oldunuz
**
Sn. Ahmet Serdaroğlu, hükümetin, her sıkıntıya girdiğinde çareyi, memurun ve emeklinin maaşında aramasına dur diyerek, artık 25 kuruşa balık emek yok dedin. Ve Halep ordaysa arşın da buradadır imasında bulundun. İskender’in kör düğümü çözdüğü gibi bu düğümü Mahkeme çözecek mantığı ile konuyu sendika olarak mahkemeye taşıdınız. Çocuklar annelerin hayatındaki çapalarsa, iş bilmezlerde bizim hayatımızın sinirsel törpüleridir. Başkan bağ çapa, tarla da sapan ister. Ama tarla çorak ise ne sapan nede çapa işe yarar. Bekârın parasını it, yakasını bit yediği gibi bizim ciğerimizi de iş bilmezler yiyip bitiriyor.
**
Sn. Tolga Atakan, muhalefet yapmaya başladığınız günden beridir, hükümeti ve yaptığı yanlışları bombalamaya devam ediyorsun. Özelde Erhan Arıklı’ya genelde Hükümet bireylerine yaptığın göndermelerde bulundukları makamların ağırlıklarını kaldırmaları gerektiğini belirttin. Ve Kriz döneminde ağızlarından çıkacak lafları altın ölçen hassas teraziler gibi tarttıktan sonra gurguranın 9 düğümünde dinlendirdikten sonra sarf etmeleri gerektiği imasında bulundun. Sevgili Tolga, görmek istemeyen göze ışık ne yapsın. Buraları bir telaş sarmış gidiyor. Batıda Covit 29 belası. Doğuda göç ve yaşama Telaşı. Bizde ise genel kurul ve başkan kim olacak heyecanı. Heyecanlarına ver diyor Ayşaba.
**
Sn. Hasan Hüda Ecer, hani geleceğe yürüyorduk diye başladığın paylaşımında, seçim döneminde hamaset nutukları atarak millete para dağıtarak seçim kazananların şimdi önlem alacaklar diye memurun ve emeklinin parasında göz koyarak kesinti yaptıklarına vurgu yaptın. Maaşlardan %10.65 kesinti yapanların insanların ne durumda olduğunu dikkate almadığını, almış oldukları kendi kararlarına bile uymadıklarını belirterek, geleceğe yürümeyi bıraktık geriye doğru yürümeye başladığımızı söyledin. Sevgili Hasan hocam, halk olarak bizler, Lefkoşa’da Tanzimat Mahallesinde hisar üstünde, Lefke’de portakal bahçelerinde, Mağusa’da surların mazgallarında büyüdük. Tek pirili için göz yaşları döktük..Neron Roma’yı yakmış, anasını satayım biz o pirili için oy sandıklarını yakar küle döndürürüz.
**
Sn. Ferdi Kaçakoğlu, Covit 19’un 71’e yükseldiği şeklindeki haberin altına yazdığın mesajında, Meclisi’de hastaneye çevirsinler çünkü bir hafta sonra ihtiyaç olacağını dile getirdin. Ferdi gardaşım, Meclis-i Mebusan’ı hastaneye ölseler çevirmezler. Çünkü orası hastane olursa sonlarının siyasi morg olacağını bilirler. Meclisin ceylan derili koltuklarını bırakıp, deri koltuklara kesinlikle oturmazlar. Abim bende simetri hastalığı var. Kesinlikle yamuk insanlara (dürüst insanları tenzih ediyorum) dayanamıyorum. Bana göre zor durumlarda farkını gösteren değil, farkıyla zor duruma düşürmeyen farklıdır. Noktanın da küçük olduğunu ancak cümleyi bitirdiğini, halkı küçük görüp, Küçük düşürenler cümlelerinin bittiğini görünce anlayacaklar.
***
GÜNÜN FIKRASI
Yanlışınız var.
Kadın’ ın biri günah çıkarma hücresine girmiş ve başlamış anlatmaya.
- Beni bağışlayın Peder, kitapta yazılı olan 7 günahtan birisini işledim.
Kibir suçunu işledim. Günde 2 defa aynaya uzun uzun bakıp,
kendi kendime ‘ Ben ne güzel kadınım’ diyorum.
Bunun üzerine Peder, aradaki perdeyi açıp
kadına yakından bakmış ve şöyle demiş :
- Hanımefendi, size çok iyi haberlerim var.
Günahınız yok. Yanlışınız var
GÜNÜN SÖZÜ
GÜNÜN FOTOSU
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.