Taner Ulutaş'tan Sahibine Mesajlar

Sahibine Mesajlar

Sn. Ersin Tatar, Türkiye’den davet edilen Doç. Dr. Ali İhsan Ökten’in, Hidden Garden‘da yapılan 14 Mart Tıp Bayramı töreninde, Cumhurbaşkanınız Erdoğan'ın hekimlere yaklaşımını eleştiren  konuşması sonrasında, ağzına bandoflalar ile girmeniz yerinde oldu. Yahu adam birde Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi 2. Başkanıymış. Bence ağzına birde punyo (Yumruk) vurmanız gerekirdi. Ama bence onu davet eden doktorlar suçludur. Onlara kırk katır mı, yoksa kırk satırmı diye sormanız gerekir. Basın duyurusu yaparken, Cumhurbaşkanınız Erdoğan’ı da etiketlemeniz çok yerinde oldu. Gün ola harman ola. Yarın yine sakgulliden tavşan yerine bir bakarsınız sizi çıkartır.

**

Sn. Meclis-i Mebusan’ın mümtaz milletvekilleri, gözümüzün nuru, gönlümüzün sultanlarısınız. Seçimden sonra Meclisin ‘Gancelli’si gındırıldı. Ama nisap hastalığından muzdarip  olduğunuzdan, nazlı gelin gibi yerim dar, yenim dar diyerek içeriye girmeye nazlandınız. (Giren Milletvekillerini tenzih ediyorum) Eee balık baştan kokar. Başbakan meclisin oturum yapacağı gün ‘Arazi’ olursa tabiatıyla tuzda kokar. Mehteran Takımı gibi iki öne bir geri giderek, Meclisin ceylan derili koltuklarına oturmakta zorlandınız. Sn. Vekiller, seçimde bizler size bir nefes, ama seçim sonrasında belesbit ile gitmeye çalışan sizler bize herkes oldunuz.

**

Sn. Hasan Taçoy, Dışişleri Bakanlığı yaptığınız devirde, Antalya’ya gitmemeniz için burun kıvrılmış ve nazlanmadan bir buket takdim edilmişti. Kırmızı kart gösterilip, sonrasında emir demiri koltuk ile birlikte kesince, tam ‘Tumba’ olurken, şahurga kabacığı Oğuzhan Hasipoğlu’nun başında patlatılmıştı. Sana da Çalışma bakanı ol denilerek sizi tatari topaça döndürmüşlerdi. Buralara, ‘Ciğercinin kedisi’ gözü ile bakıldığı için gel pisi pisi, hava soğuk. Ciğercik da miss. Yetişen yer. Takla at. Miyav de ciğerciği kap derler. Antalya’daki Ekonomi zirvesi öncesinde, ciğer mafiş kurban olurken, bakanlık değişir değişmez, ciğer Ertuğruloğlu’na, penceviş (yağlı barsak kısmı) size kısmet oldu. Sn. Bakan, birileri ona herşeyim derken,  Peki o zaman size ne kaldı söylermisiniz?

**

Sn. Tufan Erhürman gitarı elinize alarak do minörden siyasi ahlakı yerle bir ettiniz şarkısını, bilaharede sol majörden Kıbrıs Türk halkının itibarını da yerle bir ettiniz türküsünü söylediniz. Isbano’ya sakal bırak derken, Hadım Sümbül Ağa’ya da, Hürrem’den 5 çocuk sahibi olacaksın dedin. Ve Başbakan’ın ‘Arazi’ olduktan sonra Meclisin ceylan derili koltuklarının boş kaldığını dile getirdin. Tufan hocam, gönülsüz köpeği ava götürürsen olacağı budur değilmi? Vallahi eskiden gözümde büyüttüklerimin, kıçımla güldüklerimle eşdeğer olduklarını keşfettim. Akıl hazır değilse göz göremez derler ya. Bizim akılda hazır olmadığı için istikrar adı altında, ülkeyi günden güne yokluğa ve yoksulluğa sürükleyeceklerini göremedi.

**

Sn. Abdullah Korkmazhan, Cumhurbaşkanı Tatar’a yönelik  ‘Atanmış Kayyum tanımlaması az kalmış sana. Saray Soytarısı daha uygun sözleri ’kavgada bile söylenmezi geçtim, ‘Gurguranın’ 9 boğumunun birinci boğumunda bile takılı kalır. Ne hıçkırsan, ne aksırsan, nede yutkunsan olduğu yerden bir santim aşağı gitmez. Sevgili Abdullah, Şafktan (Işık) yoksun göze, güneş fayda sağlamaz. Büyük olsun  seneye de giyersin" derdi Annem. Seneye de giyer, iyi oldu diye mutlu olurdu Babam. Büyük elbise, büyük isimlere alıştırıldığımız için bu yüzden, seçtiklerimiz hep bir beden büyük geldi. Bu yüzden sundukları hayat, bizlerin beden ve ruhunu üç urup etti.

**

Sn. Türkmen Töre, bir Psikolog ve Kıbrıs Türk Psikologlar Derneği bireyi olarak, Rusya’nın İskender Füzelerinin, Ukrayna şehirlerini yerle bir ettiği gibi UBP-DP-YDP Zam - Scut füzelerinin de KKTC’yi yerle bir ettiğini ima ettiniz. Bu durumun önü alınmazsa, geri dönülmez bir hal alacağını, ekonomik buhranın bireyselden, toplumsala dönüşerek, gerginlik ve endişelere neden olduğunu dile getirdiniz. Türkçeden türkçeye tercüme edersem, bu gerilim ve endişenin, eskiden  ‘Tumarhana’ veya ‘kırmızı Kiremitler’ dediğimiz akıl hastanesine, birçok insanımızı yolcu edeceğimizi gösteriyor. Sn. Töre, birileri gelir seni sen eder. Birileri gelir seni senden eder. Ne diyelim?

**

Sn. Elif Töre, ailenin yalnız siyaset alanında duayen diplomasına sahip olduğunu sanıyorduk. Meğer spor alanında da kasırga gibi esen, özellikle masa tenisi dalında, KKTC ve Türkiye’de birçok birincilik elde eden Elif Töre isimli birde kızımız varmış. Yetmedi, Töre’ye uygun olarak, 2019 yılında elde ettiğin başarılar nedeniyle ‘yılın sporcusu’da seçilmişsin. Yetenek kolay kazanılmaz. Genler ile bireylere geçer. Sevgili Elif, eğer gerçekten inanırsan, hiçbir hayal imkansız değildir. Sanırım sen bu hayale inandığın için imkansızı imkan dahilinde yaptın.

**

Sn Asım Akansoy, CTP Milletvekili olarak Meclise yazılı olarak,  Türkiye’ye giriş yasağı konulan Kıbrıslı Türkler ile ilgili nedenleri ve gerekçeleri sordunuz. Ama sanırım biz ‘Evrodo’ muyuz diye sormadınız. Elini kolunu sallayarak KKTC’yi gelen ve yol geçen hanına çeviren Mafya bozuntuları, hırsız, dolandırıcı buralarda cirit atarken onlar gerçek ‘Yavru’ bizler başka babadan mı peydahlandı da bu muameleye maruz kalırız diye de sanırım sormadınız. Sevgili Asım, cesurun bakışı korkağın kılıcından keskindir yeğen diyenlerin aksine bizimkiler ‘Ana’ höt deyince cesurluğun onda dokuzu kaçmak, biri de hiç görünmemektir sözünden hareketle sinde gulle geçsin felsefesini kendilerine şiar edindi. Bu nedenle de bize toplumlar layık oldukları şekilde yönetilir denildi.

**

Sn. İlkan Varol görevini başarı ile tamamlayan ve halk nezdinde büyük takdir toplayan Emine Dizdarlı’dan boşalan Yüksek Yönetim Denetçisi (Ombudsman) görevine  atandığınızı öğrendik. Tebriklerden bir buket, başarılardan ve yeni göreviniz hayırlı olsunlardan bir demet takdim ederiz. Meclis Genel Kurulu sizin yasada aranan niteliklere haiz olduğunuzu tespit ederek teklifi oy birliğiyle onay vermiş, İlahi Meclis Genel Kurulu İlkan Varol’un öncelikle yapmış olduğu görevlere, bu görevlerdeki başarılarına ve eşine ve mükemmel ailesine göz atmanız gerekir. Altından teneke oluşmayacağına göre Ahmet Varol gibi mükemmel bir hukukçunun, hukukçu eşinden de yanlış olmaz. Gelen gideni aratır diyorlar. Galiba İlkan Varol bu sözü ters yüz edip Emine hanımı aratmayacak.

 **

Sn. Cafer Gürcafer  İnşaat Mühendisleri Birliği olarak bizi yönettiğini zannedenler sizide sinir sara ederek belki ihalenizde, yapacağınız işte başınızdan bin beytambal galsın demediniz ama İhale Yasası Kapsamındaki İşlere teklif vermeyeceğinizi açıkladınız. Yalancı çobanlara inandık TL’yi döve döve anasından emdiği burnundan getiren dövize karşı tedbir almayarak ‘Gök kuşağı’ rengine dönüşenlerin kafamızda şahurga kabacığını  patlatmaması için elimizi eteğimizi şimdilik çekeceğiz imasında bulundunuz. Sn. Gürcafer, eğer birisi seni aldatmışsa bu onun suçudur. Eğer o kişi seni pek çok kere aldatmışsa bu senin suçundur.

DELİ HASTANESİ

Bir gün bir bilim adamı yılbaşı nedeniyle hastaneleri gezip akıllanan delileri salmaya karar vermiş. Bir sürü hastaneyi gezmiş fakat hiç akıllandığına kanaat getirilen deliye rastlamamış. En sonunda bir hastaneye gitmiş birde bakmış ki bütün deliler zıplıyor.

Hemen onlarla ilgilenen doktorlara sormuş:

– Bunlar neden böyle zıplıyorlar?

Doktor:

– Bunlar kendilerini mısır patlağı zannediyorlar, demiş.

Bir de bakmışlar ki bir tanesi zıplamadan yatağın üzerinde sabit bir şekilde duruyormuş. Hemen ona yaklaşarak sormuş:

– Sen neden zıplamıyorsun?

Deli:

– Ben tavaya yapıştım…