• BIST 9809.78
  • Altın 2427.694
  • Dolar 32.5699
  • Euro 35.0032
  • Lefkoşa 36 °C
  • Mağusa 33 °C
  • Girne 31 °C
  • Güzelyurt 36 °C
  • İskele 33 °C
  • İstanbul 25 °C
  • Ankara 26 °C

Fiyatı Fark Etmeden Bir An Önce Tüm Android Telefonlara Gelmesi Gereken 7 Özellik

İlk bakışta iPhone’un kullanım kolaylığı gibi ön planda olan özellikler akla gelse de derinlere inildiği zaman Google’ın bir an önce Android’e getirmesi gerektiği başka özellikler de olduğu anlaşılıyor
Fiyatı Fark Etmeden Bir An Önce Tüm Android Telefonlara Gelmesi Gereken 7 Özellik

Akıllı telefon piyasasının en çok konuşulan teması şüphesiz ki Android ve iOS arasındaki rekabet. Rekabetteki belirleyici unsur da tabii ki iki işletim sisteminin birbirinden farklı olarak sunduğu özellikler. Google da Apple da her sene yeni güncellemeler yaparak müşterilerine tercih sebebi olması adına farklı özellikler sunmaya devam ediyor.

İki işletim sistemi de çetin rekabetle geçen yılların bir sonucu olarak oldukça iyi bir deneyim sunuyor. Ancak iki platformun da birbirinden geride kaldığı ya da birbirinin önüne geçtiği noktalar hala mevcut. Peki Android cephesinin iPhone’ların gerisinde olduğu, bir an önce tüketicilerine sunması gereken özellikler hangileri? Gelin birlikte bu sorunun cevabını verelim.

Android’e bir an önce gelmesi gereken özellikler:

  • Daha basit bir arayüz,
  • Daha güvenli bir deneyim,
  • Telefonlara daha uzun süre güncel olarak destek verme,
  • Her modelin güncellemeleri aynı anda alması,
  • iMessage avantajları sunan varsayılan mesajlaşma uygulaması,
  • FaceTime gibi telefona entegre bir görüntülü konuşma uygulaması,
  • Daha şık görünüşlü widget’lar,

Herkes tarafından kullanılabilecek basit bir arayüz:

iOS’un Android’e göre çok daha basit, kullanması kolay bir arayüze sahip olduğu su götürmez bir gerçek. Üstelik bunu özellik bakımından Android’in pek de gerisinde kalmadan başarıyor. Öyle ki iPhone kullanan birine neden Android’e geçmediği sorulduğu zaman alınan en yaygın cevaplardan biri Android’e alışamayacağını düşünmesi oluyor. Bu yüzden Google, Apple’dan daha fazla müşteri çekmek istiyorsa daha basit bir arayüz geliştirmesi şart.

Android’i daha basit kullanılabilir hâle getiren uygulamalar elbette bulunuyor. Ancak bu uygulamaları kullanabilmek için de deneyimli bir akıllı telefon kullanıcısı olmak gerekiyor. Google’ın elinden çıkan standart Android deneyimi basitlik anlamında iOS’a yaklaşsa da Android’i tercih sebebi yapan Samsung ve Xiaomi gibi markaların kendi yorumlarını getirdikleri Android varyasyonları için aynı şeyi söylemek mümkün değil.

Android’in daha güvenli bir deneyim sunması gerek:

Kullanıcı hatası riskini en aza indirerek güvenli bir deneyim sunma tarafında Android zaman içerisinde çok yol alsa da iOS seviyesine ulaşmaktan çok uzak. Hackerlar da bunu bildiği için çoğunlukla Android cihazları hedef alıyor. Özellikle de uygulama marketlerinde ilk aşamada Google’ın radarından kaçmayı başarıp Play Store’da kendine yer bulup mağduriyete sebep olan uygulamaların haberlerini sık sık duyuyorsunuzdur.

Android, üçüncü parti uygulama ve hatta farklı uygulama marketleri yükleme tarafındaki özgürlüğüyle iOS’a karşı büyük bir avantaj sahibi olsa da yine bu durum güvenlik açısından büyük tehditler oluşturuyor. Android kullanan birisinin iPhone kullanan birisine oranla çok daha dikkatli olması gerekiyor. Hatta bazen dikkatli olmak da hackerların hedefi olmaktan kurtulmaya yetmiyor.

Her modelin güncellemeleri aynı anda alması:

iOS’ta olup Android’de olmayan özelliklerden biri de işletim sisteminin yeni çıkan sürümünün aynı anda her model tarafından ulaşılabilir olması. Bu durum zaman zaman yeni bir iOS sürümü yayınlandığında indirme işleminin yavaşlamasına sebep olsa da kısa bir sürede yoğunluk azalıyor ve yıllar öncesinden kalma bir iPhone kullanan biri de son model iPhone kullanan biri de aynı anda yeni işletim sistemini deneyimlemeye başlayabiliyor.

Android telefonların bu noktada iPhone’ların gerisinde kalmasının sebebi birden fazla markanın Android üzerine kendi işletim sistemini giydiriyor olması. Ancak bazı markaların yeni Android sürümlerini amiral gemisi modellerine bile dağıtmaya başlaması çok uzun bir zaman alıyor. Eğer Google Pixel kullanmıyorsanız -ki maalesef ülkemizde resmî satışı bulunmuyor- her yeni güncellemede bir süre beklemek zorunda kalıyorsunuz.

Özellikle amiral gemilerinde daha uzun süre güncel kalabilme:

Bir Android telefon ile bir iPhone modelinin güncel olarak kullanılabildiği süre arasında devasa bir fark bulunuyor. Hangi markadan bahsettiğimiz fark etmeksizin uzun süreli güncel kullanım dendiği zaman Apple’ın politikası karşısında dik bir şekilde durmayı başarabilenini bulmak zor. Bir iPhone kaç yıl kullanılabilir sorusunu cevapladığımız içeriğe bakarsanız anlatmak istediğimiz şeyi istatistiklerle birlikte görebilirsiniz.

Android tarafında ise iki senelik güncel kullanım sonunda yeni güncellemeleri almayan amiral gemisi cihazlar bulunuyor. Özellikle iPhone ve Android işletim sistemli telefonların ücretleri arasındaki fark kapanmışken kullanım süresi tüketici gözünde büyük önem arz eden bir detay. O yüzden de yeni bir akıllı telefon alınacağı zaman tüketicinin Android’den uzak durmasına sebep olabiliyor.

iMessage gibi internetle kullanılıp operatörün sunduğu kullanım haklarından harcamayan bir mesajlaşma uygulaması:

Whatsapp ve Telegram gibi üçüncü parti mesajlaşma uygulamaları türedikten sonra iMessage eski günlerdeki değerini kaybetmiş olabilir. Yine de günümüzde kullanılmaya devam eden bir sistem. Bunun ardında yatan sebeplerden en önemlisi de Apple’ın sunduğu gizlilik hissiyatı. Üçüncü parti mesajlaşma uygulamalarında da çeşitli önlemler alınıyor fakat Apple isminin verdiği güvene yaklaşmak zor.

Google da zaman zaman iMessage muadili olmasını beklediği uygulamalar geliştirdi. Ancak bunların hiçbiri telefonun varsayılan mesajlaşma uygulaması olmadığı için aynı etkiyi yaratmadı. Android işletim sistemini kullanan akıllı telefon üreticilerinin birlik olamamasından da kaynaklanan bu durum, Android ve iOS arasındaki rekabeti Apple için kolaylaştıran unsurlardan biri.

FaceTime gibi kullanımı kolay bir görüntülü konuşma uygulaması:

FaceTime da tıpkı iMessage gibi Apple kullanıcılarına özel bir uygulama. Görüntülü konuşma yapmaya olanak tanıyan Whatsapp gibi üçüncü parti uygulamalardan çok daha önce iPhone kullanıcıları arasında internet üzerinden görüntülü konuşma yapmayı sağlıyordu. Ayrıca Apple’ın adeta mottosu olan kolay kullanım politikasından da faydalanarak tıpkı bir telefon görüşmesi yapıyormuş hissiyatı yaşatıyor.

Android tarafında Google’ın geliştirdiği Duo uygulaması FaceTime’ın bir rakibi olarak örnek gösterilebilir ancak FaceTime’ın vadettiği telefona entegre deneyimi sunamıyor. Görüntülü konuşma uygulaması dendiği zaman iPhone kullanıcısı olmayanlar tarafından bile FaceTime’ın bilinmesi, Google Duo’nun yeterli popülerliğe erişemediğinin bir göstergesi.

Daha şık görünüşlü widget’lar:

Apple her ne kadar widget özelliğini çok geç getirmiş olsa da sağlam bir giriş yaptı. Android kullanıcılarının uzun yıllardır aşina olduğu widget sistemi iOS 14 ile birlikte iPhone’lara da geldi. Hatta yalnızca gelmekle kalmayıp, Android widget’larına göre çok daha güzel bir görünümle geldi. Google ilerleyen dönemde piyasaya süreceği Android sürümlerinde widget tarafında ciddi iyileştirmeler yaparak Apple’ın önüne geçmeye çalışabilir.

Android’e gelmesi gereken özelliklere yakından baktığımız yazımızın burada sonuna geliyoruz. Bu özelliklerin ilerleyen süreçte Android ve iOS arasındaki rekabette belirleyici unsurlar olmasını bekliyoruz. Dilerseniz sizler de Android’e gelmesi gerektiğini düşündüğünüz özellikleri yorumlar kısmından bizlerle paylaşabilirsiniz.

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler