Ulusal Birlik Partisi Genel Başkanı Başbakan Ersan Sanern 27-28 Ocak 1958 Direnişi’nin 63’ncü yıldönümü dolayısıyla bir mesaj yayımladı.
Ersan Saner mesajında şunları kaydetti.
“Kıbrıs Türk Halkı’nın varoluş ve özgürlük mücadelesi sürecinde yaşadığı en önemli olaylardan biri 27-28 Ocak 1958’de demokratik istencini ortaya koymasına karşı çıkan İngiliz koloni idaresine yönelik olarak ortaya koyduğu tepkidir.
Tarihsel bir gerçektir ki, Kıbrıs Türk halkı, adanın, oynanan oyunlarla İngilizler tarafından ele geçirilmesini hiç bir zaman içine sindirmedi. Anadolu’da Büyük Önder Atatürk tarafından verilen kurtuluş savaşını yakından izledi, Cumhuriyet’in ilanından gurur duydu, Atatürk ilke ve devrimlerini gönüllü olarak uyguladı. Rum- Yunan ikilisinin Enosis hayallerinden rahatsız olan Kıbrıs Türkü yüzünü hep Anadolu’ya dönük tuttu, gönlünde özgürlük besledi. İkinci dünya savaşı sonrasındaki paylaşım süreci Rum-Yunan ikilisinin Enosis iştahını yeniden kabartırken , Kıbrıs Türkü de taksim talep etmeye başladı. 27 Ocak 1958’de İngilizlerin taksimi kabul ettiği yönünde bir haber etrafa yayılınca sevinen Kıbrıs Türk Halkı yollara döküldü, meydanlarda toplanmaya başladı. Bu toplanma bir süre sonra İngiliz sömürge idaresine karşı bir başkaldırıya, bir tepkiye dönüştü. Kıbrıs Türkü’nün taksim istencini, kendisine isyanını hazmedemeyen İngiliz sömürge idaresi orantısız güç kullanarak Lefkoşa’da 5 Mağusa’da 2 olmak üzere 7 kardeşimizin şehit olmasına, çok sayıda kardeşimizin yaralanmasına neden oldu. 27-28 Ocak Direnişi Kıbrıs Türkü’nün Kıbrıs’ta kendi ulusal ve dini kimliği ile özgürce yaşamak istediğini gösteren ilk büyük olay olması bakımından çok önemlidir.
Bu direnişle ne İngiliz’e ne de Rum’a teslim olunmayacağı, şehitler vermek pahasına dünyaya gösterilmiştir. Kıbrıs Türkü dün olduğu gibi bugün de özgürlüğü ve güvenliği için her türlü özveriye hazırdır. Bu vesile ile tüm şehitlerimizi bir kez daha rahmetle anar, 27-28 Ocak direnişine katılan , destek veren tüm halkımızı bir kez daha şükranla yad ederim.
Kıbrıs Türkü hangi örgüt veya ülke kendi çıkarı için hangi oyunu oynarsa oynasın asla Devleti’nden özgürlüğünden, egemenliğinden, Türkiye’nin etkin ve fiili garantörlüğünden vazgeçmeyecek, Devletini yaşatma, tanıtma ve yüceltme çabalarını her geçen gün biraz daha ileri taşıyacaktır. Kıbrıs konusundaki federasyon görüşmeleri 1975-2017 yılları arasında 42 yıl devam etmiş Crans Montana’daki görüşmelerde Rum tarafının sergilediği maksimalist, uzlaşmaz tutum nedeniyle başarısızlıkla sona ermiştir. Hal böyleyken Kıbrıs Türk Halkı’nı bir takım kavramları kurcalamak suretiyle yeni bir federasyon görüşmesi sürecine zorlamaya çalışmak Rum tarafının aleyhimize kullanmakta olduğu statükonun devamına katkı sağlamaktan başka bir şey değildir.
Başta adanın bu noktalara gelmesinde büyük rolü olan garantör Birleşik Krallık olmak üzere Kıbrıs’ta samimi olarak bir antlaşma istediğini iddia eden kim varsa Devletimiz, egemenliğimiz, güvenliğimizden taviz vermemiz için bize baskı yapmaya yeltenmekten vazgeçmeli, Rum tarafını tarihi gerçekleri görmesi için ikna etmelidir. Kıbrıs Türkü, en zor koşullarda özgürlük ve egemenliği için her türlü zorluğu göze alan, bedeller bir halktır. Bu gerçeği anlamak istemeyenler Kıbrıs konusunun çözümüne asla katkı sağlayamaz.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.