Seçim çalışmaları sırasında en fazla 3 gece evinde uyuduğunu söyleyen CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, 24 Haziran seçimleri öncesinde destekçilerine çağrıda bulunarak, "Yarın akşamdan itibaren sıra sizde. Pazar sabahı geç kalmayın, okulların bahçesinde yatın cumartesi akşamı. Pazar günü acıkmayın, uykunuz gelmesin, hasta olmayın" dedi.
Seçimlere iki gün kala, son mitinglerinden birini Ankara'da yapan İnce'nin konuşmasının öne çıkan bölümleri şöyle:
-Küllerimizden yeniden doğduğumuz şehir Ankara. Milli mücadelenin cefakar şehri Ankara. Seymenlerin kenti Ankara. Mütevazı Çankaya'dan muhteşem cumhuriyeti doğuran Ankara. Bağımsızlığımızın başlangıcı, yiğit insanların memleketi Ankara. Bozkırın yeşile, cehaletin bilime dönüştüğü şehir Ankara. Bu 106. mitingimiz, ama görüyorum ki buradan ucu görünmüyor. Sahnenin önü kadar arkası da var. Gördüğüm en iç içe mitin, aman dikkat edin birbirinizi sıkıştırmayın. Bundan daha sıkışık bir miting görmedim ben.
-Allahın izni, milletin izniyle cumhurbaşkanı seçildiğimde neler yapacağımı anlatacağım. Ama önce şunu söyleyeyim. Pazar günü ben, sen, o yok; biz var biz. 50 günde evimde ya 2 gece yattım ya 3. Yarın akşamdan itibaren sıra sizde. Pazar sabahı geç kalmayın, okulların bahçesinde yatın cumartesi akşamı. Pazar günü acıkmayın, uykunuz gelmesin, hasta olmayın.
-Üç kurum var: Anadolu Ajansı, TRT, YSK. Hiçbir intikam, rövanş duygu yok; asla. Ama bu üç kurumun yöneticilerini yargıya göndereceğim. Bağımsız, tarafsız bir yargıya göndereceğim.
-Bugün Ankara'da bir şey yapmışlar, üzerine CHP logosu basıp Bunlar nasıl Müslüman, nasıl insan anlamış değilim. Bunu yazan ahlaksız, terbiyesiz, namussuza sesleniyorum. Bunlar sahtekar, yalancı. Bunlar bırak Müslüman olmayı, bunlar insan bile değil. Bu broşürlerin benimle ve CHP'yle hiçbir ilgisi yoktur. Bunlar paçavradır.
-Benim cumhurbaşkanlığımda başkenti kimse cezalandıramaz. Türk Hava Yolları çalışacak Ankara'ya.
-Erdoğan yönetim şemasını açıkladı. Ortada Güneş var, etrafında da yalakaları var, uyduları. Dünyada böyle bir devlet yönetimi yok. Böyle bir şirket yönetimi, organizasyon şeması yok. Bu hastalıklı bir yapıdır, bu tek adam dayatmasıdır, paralel devlet kurmaktır, ortak akılla değil, tek akılla Türkiye'yi yöneteceğim demektir. Emin olun ne yaptığını bilmiyor.
-Türkiye'de yangın var, o teşkilatı değiştiricem diyor. Onu değiştirirsin, önce yangını söndürelim yangını.
-Dün bana "Paran varsa geç, ne konuşuyorsun" diyor. Ben milletvekiliyim, param var, geçerim de kamyoncu nasıl geçecek kamyoncu! Ben kamyoncuyu düşünüyorum. Parası olan geçsin diyor, yakında parası olan hastalansın, parası olan yaşasın derse şaşırmayın.
-Sen Atatürk Orman Çiftliği'ne saray yaptın, ne millet bahçesi!
-Erdoğan Türkiye'yi Washington'dan, Brüksel'den yönetiyor. Ben Ankara'dan yöneteceğim Ankara'dan. Bu seçimde herkes kazanacak. Bu seçimde solcular, muhafazakarlar, Kürtler, Aleviler, başı kapalılar, başı açıklar, kadınlar, erkekler, gençler kaybetmeyecek.
-Anneler, çocuklarınızı iyi eğiteceğiz. Yabancı dil, matematik öğreteceğiz. Yurtdışına göndereceğiz. Olimpiyatlarda madalya kazanacak sporcularımız olacak. Okullarımız nitelikli niteliksiz diye ikiye ayrılmayacak. Tarımda dışa bağımlılıktan kurtulacağız. İhalede rekabet, işe alımda liyakat olacak. Bunlar için yorgun adama değil, taze kana ihtiyaç var.
-2002'de milletvekili olduğumda Erdoğan genel başkandı. Kürsüde şöyle konuşuyor: Artık yeni bir dönem başlıyor, artık milletvekilleri lojmanlarda değil halkın arasında oturacak. Herkes alkışladı. Gitti kendisi Keçiören'de oturdu, lojmanları da kapattı. İyi dedik, güzel. Sonra bir baktık, Çankaya Köşkü'nü de beğenmedi, 1150 odalı saray yaptırdı kendine. O da yetmedi İstanbul'da 5 saray, Marmaris'te 300 odalı yazlık saray. Sarayperest sarayperest. Marmaris'teki yazlık sarayı engellilere vereceğim. Bu, artık halkın adamı değil, kibirli birisi. İnsanlara tepeden bakan birisi. Yola beraber çıktıklarından, kardeşim dediklerinden kimse yok. Rizeliyim diyor, Rize çayını beğenmiyor. Kilosu 4 bin 500 lira olan beyaz çay içiyor. 2002'deki Erdoğan değil o artık; yorgun, heyecansız, insanlara tepeden bakan, her şeyi bilen bir Erdoğan.
-Yeni bir yalan çıkarmışlar, yardımları kaldıracakmışım. Bunlaa asla dokunulmacak ve temmuzun sonuna kadar bu yardımların hepsine 100'er lira zam yapılacak. Söz.
-Bunlar iktidara geldiğinde Türkiye Dünya Kupası'nda üçüncüydü, şimdi gidemiyor.
-Emeklilikte yaşa takılanların sorununu 100 gün içinde çözeceğiz. Çocuk bezinde KDV yüzde 18.
-Aziz milletim önünde iki seçenek var. Erdoğan gelirse ne olur, İnce gelirse ne olur. Erdoğan gelirse piyasalarda panik artar, faizler, dolar yükselir. Beton ekonomisi devam eder, Suriyeliler gelmeye devam eder. Zevk, şatafat, debdebe devlette devam eder. Telefonlar dinlenir. Korku düzeni devam eder. Erdoğan gelirse kindar nesiller yetiştirir.
İnce gelirse üretim artar, faiz düşer, dolar düşer. Kardeş nesiller yetişir, Suriyeliler evine döner, beyin göçü durur, mutfak nefes alır mutfak. Yüzsüz oldukları için utanmıyorlar da, soğan doları geçmiş, hala ustayım diyor.
-Erdoğan, yarın akşam son akşam. Cesaretin varsa çık karşıma. Gece olmaz seçim yasaklarından ama akşamüstü olur. Bak sana son teklifim. Yarın büyük İstanbul mitingim var. Ankara'da olmuş 2 milyon kişi, İstanbul'da 5 mi, 6 mı olur bunu bilmiyorum. İstersen yarın mitingimi bile iptal ederim senin için. Gel, karşıma çık, bir televizyonda tartışalım.
-YSK, AA, TRT anayasal suç işliyorlar. TRT, Erdoğan'ı 181 saat göstermiş. Muharrem İnce'yi 15 saat, Meral Akşener'i 3 saat, Karamollaoğlu'nu 1 saat, Demirtaş'ı 32 dakika, Perinçek'i 38 dakika göstermiş. Birini 181 saat, öbürünü dakikayla gösteriyorsun. Seni yargılamayacağız da kimi yargılayacağız!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.