Britanya’nın Avrupa Birliği’nden (AB) ayrılması ya da kalmasına karar verilecek referandumu tartışmak için toplanan ‘Europe Calling’konferansında konuşan Schulz, mülteci anlaşmasının doğrudan vize muafiyetinin karşılığı olmadığını da vurguladı.
İkinci Dünya Savaşı’ndan beri yaşanan en büyük mülteci akınını durdurmak isteyen AB’nin Türkiye ile imzaladığı mülteci geri kabul anlaşmasının şartlarından biri de Türkiye’ye vize serbestisi tanınması idi. Ancak Türkiye’nin öncelikle gereken 72 kriteri yerine getirmesi gerekiyordu. Türkiye baştan beri bu kriterlerden biri olan terörle mücadele yasasındaki terör tanımının daraltılması ve netleştirilmesi konusunda ayak diremişti.
Erdoğan Avrupa’yı defalarca ‘tehdit’ ederek, vaat edilen nakdi yardım ve serbestisinin verilmemesi durumunda mülteci anlaşmasını askıya alacağını söylemişti. Mülteci anlaşması 4 Nisan’da yürürlüğe girdiğinden beri Ege’den kaçak geçişler neredeyse durma noktasına geldi.
‘Anlaşma = vize muafiyeti’ demek değil
Deutsche Welle Türkçe’nin aktardığına göre, Martin Schulz mülteci anlaşması özelinde Erdoğan ile Türkiye’nin birbirinden ayrı tutulması gerektiğini söyledi. Türkiye’nin tıpkı Lübnan ve Ürdün gibi çok sayıda mülteciye kapılarını açtığını ve Avrupa’dan gelecek maddi ve sosyal her türlü desteği zaten hak ettiğini belirten Schulz, diğer yandan anlaşmanın doğrudan Erdoğan ve hükümetin talep ettiği vize muafiyetinin karşılığı olmadığını vurguladı. AP Başkanı vize muafiyeti için Türkiye’nin yerine getirmesi gereken şartlar olduğunu ve bunlar arasında kişisel hakların korunması ve terör yasasının reforme edilmesinin başı çektiğini de anımsattı.
Vize muafiyeti tartışmaları sona erdi
Avrupa Parlamentosu’ndaki vize muafiyeti tartışmalarının bu nedenle sona erdirildiğini ilan eden Schulz, AP’nin mülteci krizi karşısında her türlü tavizi vermeye hazır olmadığının altını çizdi.
Schulz, Erdoğan’ın politikaları sonucu dokunulmazlıklarının kaldırılması ve tutuklu gazetecilerin durumu gibi gelişmeleri, demokrasiyi, temel hak ve özgürlükleri savunan hiçbir parlamentonun kabul etmeyeceğini ifade etti.
Erdoğan’ın derdi başkanlık
AP Başkanı ayrıca Erdoğan’ın bu tutumunun altında Türkiye’de başkanlık sisteminin hayata geçirilmesinin yattığını belirterek, Erdoğan’ın vize muafiyeti tartışmalarında dile getirdiği gibi mültecileri Avrupa’ya bırakmayı göze alamayacağını savundu: “Erdoğan böyle bir riske girmez diye düşünüyorum. Zira o zaman uluslararası kamuoyunda mültecileri legal yollardan Avrupa’ya ulaştıran değil, tam tersi mültecileri insan kaçakçılarına teslim eden, bu tür çetelere hizmet eden bir duruma düşecek.”
dşken
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.