İstanbul’da 2013 yılında patlak verip Türkiye’nin dört bir yanına yayılan Gezi Parkı protestolarının beşinci yıldönümünde yüzlerce kişi yine sokaklardaydı. Ancak, her yıl olduğu gibi Taksim Meydanı’ndaki Gezi Parkı’nı demir bariyerlerle çevirerek kapatan polis olağanüstü güvenlik önlemleri alarak parka girişe izin vermedi.
Gezi protestolarında yaşamını yitirenleri anmak için yapılacak etkinlikler çerçevesinde parkta bir basın açıklaması yapılması planlanmıştı.
Protestocular bu amaçla akşam saatlerinde Türkiye Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’ne bağlı Makina Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi’nin Beyoğlu’ndaki binası önünde toplandı. Buradan, üzerinde Gezi protestoları sırasında ölen 8 gencin resimlerinin bulunduğu ve “Karanlık gider, Gezi kalır” yazılı pankartla yürüyüşe başlayan yüzlerce protestocu, sık sık sloganlar attı.
"Her yer Gezi, her yer direniş” ve “Bu daha başlangıç, mücadeleye devam” 5 yıl önceki protestolarda olduğu gibi yine en çok atılan sloganlardı. Protestocular, sıklıkla Gezi’de yaşamını yitirenlerin adlarını tekrar ederek, “Burada” diye andılar. "OHAL gider, Gezi kalır”, “KHK’lar gider, zulüm gider, yağma gider, saray gider; Gezi kalır” en çok tekrarlanan sloganlar arasındaydı.
Yürüyüşçüler arasında Gezi protestoları sırasında oluşturulan Taksim Dayanışması’nın bileşenleri, siyasi partiler, çeşitli sivil toplum örgütleri ve sendikalardan temsilcilerin yanısıra, yaşamını yitirenlerin yakınları da vardı. Berkin Elvan’ın annesi Gülsüm Elvan, Ali İsmail Korkmaz’ın annesi Emel Korkmaz ve Mehmet Ayvalıtaş’ın babası Ali Ayvalıtaş, ön saflarda yer alanlardandı.
Protestocuların İstiklal Caddesi üzerinde birkaç yüz metre süren yürüyüşü, Fransız Konsolosluğu önünde polis barikatıyla kesildi. Burada, Taksim Dayanışması adına söz alan mimar Mücella Yapıcı, "Hala korkuyorsunuz Gezi'deki kardeşlikten, dayanışmadan, sevgiden. Korkmayın, ders alın” dedi.
Yapıcı, Gezi Parkı’na girmelerine izin verilmemesini protesto etmek için basın açıklamasını okumayacaklarını belirterek, iki gün önce anma etkinlikleri hakkında bilgi vermek için yapılan basın toplantısındaki metni okudu.
Metinde, “Demokrasiden, hukuktan, adaletten, insanlıktan, barıştan ve doğadan yana her türlü sesin giderek artan bir baskı ve şiddetle kısılmaya çalışıldığı 2018 yılının Mayıs ayında; her şeye rağmen yaşamın sesi gürleşmeye başlıyor ve bir umut iklimi ülkemizi sarıyorsa bu dayanışmamızın ve direnişimizin gücünden ve haklılığındandır" ifadelerine yer verildi.
Gezi protestoları anmasına katılan yüzlerce kişi arasında 31 yaşındaki arkeolog Yiğit Özar da vardı. Özar, 5 yıl önceki protesto eylemlerini şöyle değerlendirdi:
“Bizim için özellikle kent hakları mücadelesinde ciddi kazanımlar elde ettiğimiz önemli bir andı. Önce kent hakkı mücadelesi olarak başladı, ama sonra Türkiye’nin bütün mücadele alanlarını içeren bir harekete dönüştü.”
Emekli Zale de, Gezi protestoları sırasında harikalar yarattıklarını söyledi. Zale, “Çok güzel şeyler yaşadık. Özellikle kadınların, gençlerin, Y kuşağı denilen çok üstün zekalı çocukların yapmış olduğu direnişe, biz de anneler, ablalar olarak katkı sunduk” dedi.
Gezi protestoları sırasında 8 sivilin yanısıra, iki de güvenlik görevlisi yaşamını yitirmiş, 8 binden fazla kişi yaralanmıştı. Polisin attığı gaz kapsüllerinin isabet etmesi sonucu 30’dan fazla kişi bir gözünü kaybetti.
Anma eylemi, Gezi'de ölenler için yapılan bir dakikalık saygı duruşundan sonra sona erdi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.